Türk hikâyeciliğinin 100 yıllık öyküsü

TYB’nin etkinliğinde gazetemizin yazarı Hüzeyme Yeşim Koçak, Necip Tosun ile Handan Acar Yıldız, Rahime Çay’ın hazırladığı panelde Türk hikayeciliğinin 100 yıllık gelişimini anlatıldı

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi’nin Selçuklu Belediyesi’nin “Fikrin varsa adres burası” projesi kapsamında destek verdiği Cumhuriyetin yüzüncü yılında üst başlığıyla düzenlenen programlardan olan çevrim içi panelde Türk hikayeciliğinin yüz yıllık öyküsü konuşuldu. Yazar Necip Tosun, Hüzeyme Yeşim Koçak ile Handan Acar Yıldız’ın katıldığı ve Rahime Çay’ın hazırladığı panel Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nin sosyal medya kanallarından canlı yayınlandı.

GELENEKSELDEN MODERNE GEÇİŞ

Necip Tosun Türk öykücülüğünün başlangıç noktasına ilişkin bir nokta belirlemenin kolay olmadığına vurgu yaparak “Çünkü geleneksel anlatılardan modern anlatılara geçişinde pek çok önemli yazar var. Bunun yanında geleneksel hikâyeden tamamen kopmamış yazarlar da var. Dolayısıyla öykücülüğümüzün başlangıç noktasını tespit etmek o kadar kolay değil” dedi.

YAZARLIĞIN SINIFI VE CİNSİYETİ YOKTUR

Cumhuriyet Dönemi ile beraber kadın yazarlığın seksenli yıllarla birlikte kullanılan kadın duyarlılığı kavramında değişik yorumlara yol açtığına dikkat çekerek konuşmasına başlayan Hüzeyme Yeşim Koçak ise “Bunu tabii bir durum sayanlar olduğu gibi alttan altta indirgemenin, aşağılama vurgusunun sebebi kabul edip ‘yazarlığın ne bir sınıfı ne bir cinsi vardır’ fikri ile karşı çıkanlar da oldu. Sahanın uzmanlarında olan eleştirmen yazar Ömer Lekesiz ‘Yeni Türk edebiyatında kadın öykücüler’ başlıklı yazısında kadın duyarlılığı konusunu daha teknik ve kuşatıcı olan bakış açısı kavramıyla ele alması aradaki farkların iyi belirlenmesi açısından önemli görmektedir” diye konuştu.

İBRETTEN HİKMETE

Hikayeci Handan Acar Yıldız “Ben İbretlik Öykü'den Hikmet öyküsüne doğru yol alındığını düşünüyorum. Şöyle ki hikmeti buradaki tasavvufi anlamda kullanmıyorum; gerçekle ilişkimiz anlamında kullanıyorum. Biz gerçeğe bakıyoruz, görüyoruz. Bizim gördüğümüz ve görmediğimiz yanları var. Daha klasik hikâyede geçmişte bir ibret anlatımı vardı hikâyelerde. Ama artık dinleyen orada dinlemek için vakit harcıyorsa o dinleyenin ya da okuyanın okuduğu metinden bir ders çıkartma, bir hayat dersi almasını hem yazar amaçlıyordu hem de okur bunu amaçlıyordu” diye konuştu.

M. ALİ NURULLAHOĞULLARI

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri