Dolardaki hızlı yükselişin ekonomi için pek çok zararı olduğu aşikar. Enflasyonu arttırıyor, maliyetleri yükseltiyor, döviz borçlanması olan şirketlerin finansal yapısını bozuyor, halkın alım gücünü düşürüyor ve kitlesel fakirlik yaratıyor.
**
Bütün ülke olarak birçok sorunla boğuşurken hem dik duruşumuzu koruyor hemde merkez bankasından gelecek hamle ile doların hızlı yükselişini frenlemek istiyoruz.
**
Özellikle yabancı analistlerin, Merkez Bankası’nın mutlaka faiz artırması, hem de bu artışların yüksek olması gerektiği konusunda verdikleri demeçlerin sayısı her geçen gün artıyor.
**
Geçen ayki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında beklentilerin aksine faizleri sabit tutan Merkez Bankası’nın bu baskı karşısında nasıl bir tavır belirleyeceği şuan bilinmiyor.
**
2 ay planlı PPK toplantısı yapılmayacağı için, Merkez Bankası’nın olağanüstü toplantı yapıp, faiz artışına gitmesi isteniyor.) Aslında böyle bir dönemde faiz artışlarının çok fazla etki edeceği konusu da tartışmalı.
**
Faiz artışının tek başına yetmeyeceği, mutlaka ciddi tedbirlerle desteklenmesi gerektiği konusunda neredeyse herkes hemfikir.ABD ile yaşanan Rahip krizinin çözüleceği konusunda, aslında iç piyasalarda bir iyimserlik olduğu söylenilebilir.
Bu sorunun çözülmemesi halinde faturanın çok ağır olacağı, hükümete yakın isimler tarafından bile dile getiriliyor. O nedenle ABD’ye konuyla ilgili müzakereler için giden heyetin yapacağı görüşmeler orta vadede nasıl bi sonuç verecek dikkatle izleniyor.