Konya Türk Ocağı Toplantı Salonu'nda “Doğu Türkistan'da toplama kampları ve Uygur Aydınlarının akibeti” isimli bir toplantı düzenlendi. Gerçekleştirilen toplantıya; Uygur Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Abdülhamit Karahan'ın yanı sıra; Ahde Vefa Turan Birliği Derneği Başkanı Harun Maral, Konya Türk Ocağı temsilcileri, İdealist Kadınlar Derneği, Hilal Eğitim Vakfı. Helal-Der, Alperen Ocakları temsilcileri ile akademisyenler, gazeteciler ve öğrenciler katıldı. Konya'da yapılan bu toplantı aynı zamanda Avrupa ülkelerinde, ABD ve Türkiye’nin çeşitli illerinde de yapıldı.
TÜRK DÜNYASI BÜYÜK TEHLİKE ALTINDA
Uygur Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Abdülhamit Karahan, zulüm coğrafyası Doğu Türkistan'da 6 Türk boyunun yaşadığını dile getirdi. Doğu Türkistan’ın asıl sahibinin bu boylar olduğunu hatırlatan Karahan, Doğu Türkistan'da zamanında çok önemli bilim adamlarının yetiştiğini de ifade etti. Doğu Türkistan'ın dünyanın önemli bilim merkezlerinden biri olduğunun altını çizen Karahan, Doğu Türkistan'dan inanılmaz petrol çıktığını, Çin petrolünün yüzde 40’ının ise Doğu Türkistan’dan karşılandığını da söyledi. Karahan, daha sonra şunları kaydetti: “Doğu Türkistan'da 118 çeşit maden var. 1883 yılında burası Çin eyaletine dönüşüyor. Önceden ise Osmanlı Devletine bağlıydı. Her defasında kendilerinin Osmanlı’ya bağlı olduklarını söyledikleri için İngiltere, Rusya ve Çin işbirliği ile yıkılıyor. Hemen isim değişikliğine gidiyorlar ve Doğu Türkistan’ı özünden koparmak istiyorlar. Doğu Türkistan’da şuan için bir zulüm var. Dünya ise sessiz. Çinliler her güçlü dönemlerinde Türklere saldırmıştır. Bakın Doğu Türkistan’ın nüfusu az, zenginliği de çok fazla. Bunu fırsat biliyorlar. Zamanında buralardan toprak satın alıyorlar, devlete rüşvet veriyorlar. Böylelikle bölgeyi yavaş yavaş ele geçiriyorlar. Tıpkı bugün Afrika’da yaptıkları gibi, güçsüz devletleri ele geçirdikleri gibi. Bu tehlike sadece Doğu Türkistan'ın değil, tüm Türk dünyasının tehlikesidir. Son 2 yılda Doğu Türkistan’da olayların artmasını CIA projesi olarak görenler var.”
CAMİİ MİHRABLARI ÜZERİNDE ÇİN BAYRAKLARI ASILI
“Çinliler'i dünyanın en pis yaratığı olarak görüyoruz. Dünyada ne kadar pislik varsa onu yerler. Ahiret inançları yoktur. Dünyalık düşünürler” diyen Karahan, “Çinliler, 'Bu kadar asimile politikasına rağmen, biz neden Doğu Türkistanlıları asimile edemedik' deyip kuduruyorlar. İlk başta Doğu Türkistan'da baş örtüsünü yasakladılar. Daha sonra sakalı ve ay yıldızlı tişört giymek yasaklandı. Tamamı ile Çinliler gibi yaşayacaksınız diyorlar. Tüm zulümlere rağmen Müslümanların yenilmemesi ise Çin’i kudurtuyor. Müslüman isimleri de bölgede yasaklandı. Camilere girip namaz kılmayı yasakladılar. Camiye giriş için kartları var. Mihrabın üzerine Çin bayrakları asıldı. Kur’an ve dini kitapların evde bulundurulmasına yasak getirdiler. İmamları zorla dans ettiriyorlar. Ramazan ayında öğrencilere zorla su içtiriyorlar ve yemek yediriyorlar. Uygur Türkçesi, 2017 yılında eğitim kapsamında yasaklandı. Okul öncesi çocukları toplanıyor ve zorunlu şekilde Çince öğretiliyor. Zorunlu akrabalık sistemini devreye soktular. Bu bir kültürel asimilasyon projesidir. Evlere sokulan Çinliler ise devlete bilgi sızdırıyor. Verilen raporlara göre aileler toplama kamplarına götürülüyor ve zulme tabii tutuluyor. Müslüman kızlar, zorla Çinliler ile evlendiriliyor. Çin bayramları, Müslümanlara zorla kutlandırılıyor” şeklinde konuştu.
ÜMMET COĞRAFYASI ZULME SESSİZ!
Ahde Vefa Turan Birliği Derneği Başkanı Harun Maral ise şunları söyledi: “Doğu Türkistan zulmü, ne televizyonlarda ne de gazetelerde yeterince dile getiriliyor. Maksadımız bu zulmün, acının ve gözyaşının sürekli dile getirilmesidir. Acıların canlı tutulması lazım. Farkındalık oluşturmak istiyoruz. Ümmet coğrafyası, neden zalimlere karşı sessiz? Biz, bu sorunun cevabını arıyoruz.”
EMRE ÖZGÜL
Foto altı:
Abdülhamit Karahan