Spor Toto Süper Lig'in 9.haftasında geçtiğimiz Cumartesi günü Antalyaspor ile deplasmanda karşılaşan yeşil beyazlı temsilcimiz Konyaspor’un 1-0 mağlubiyeti gelecek adına kara bulutları sürükleyip geldi.
Çünkü çıkışın başlangıcı olarak değerlendirilen karşılaşmadan gelecek 1 puan bile çok büyük önem taşıyordu ve bu gerçekleşmedi. Geçtiğimiz haftaki yazıda belirttiğim gerekçelerden dolayı bundan sonraki haftalar Konya için inanılmaz sıkıntılı geçecek.
Antalya karşısında Konyaspor’un ilk yarı oyununu değerlendirmeye bile gerek duymayıp ikinci yarı sergilenen futbolun gelecek adına umut verdiğinin altını çizmek istiyorum.
Özellikle 46. dakikada Borek Dockal’ın yerine oyuna giren İbrahima Bangoura’nın kanadı mükemmel kullanıp Antalya savunmasını çalımlarıyla geçmesi ve yaşanan pozisyonlarda katkısının olması, “teknik kadro’nun bu oyuncuyu neden iyi değerlendiremediği” düşüncesine pay bıraktı.
Bunun yanı sıra 66. dakikada Montano’nun yerine oyuna giren Eser Yağmur’un da uzun ve yüksek toplardaki etkisi gözlerden kaçmadı. Hava toplarında rakibe topu kaptırmayıp atak oluşumuna katkı sağlayan Eser Yağmur’un da bundan sonraki haftalarda kulübede değil sahada olması gerektiği gerçeği ortaya çıkmış oldu.
• • •
Karşılaşmanın bu kısa değerlendirmesinin ardından hafta sonu turizm cenneti olarak bildiğimiz Antalya’da yaşadığımız futbol cehennemine yani rezaletine gelmek istiyorum.
Aslına bakarsanız rezalet şehir merkezinden Mardan Spor Kompleksi’ne giderken başlıyor. Şehrin dışında Kundu Köyü’nün 9 km ötesinde kıraç araziler üzerine yapılmış stadyum, tamamen geleceğe dönük bir yatırımın ‘teşekkür kılıfı’ olması nedeniyle hiçbir yöneticinin sesini çıkartmadan kabullendiği bir yük olmuş. Durum böyle olunca yazı kışı günü güvenliği umursanmadan onay almış ve karşılaşmalar bu kuşun uçmayıp kervanın geçmeyeceği alanda oynanmaya başlamış.
Bu zamana kadar bu stadyumun özellikle güvenlik sıkıntısı gündeme geldi mi gelmedi mi bilmiyoruz ama bildiğimiz tek bir şey varsa o da Konyaspor’un mağlup olduğu maçtan sonra yaşadığı hayvansı saldırı rezaletidir.
Maç içinde kendileriyle bile barışık olmayıp kavga eden, bu kesmeyince Konyaspor’a devamlı küfür eden ‘Antalyaspor’un medeni taraftarı’ ecel terleri döktükleri maçın ardından kazanmayı bile kendilerine yediremeyip çakıl taşı tarlasından Konyaspor otobüsüne yağmur gibi taş saldırısı yapması altı kalın çizgiyle çizilmesi gereken bir konudur.
Konyaspor’a saldıranların hedefinde sadece Konyaspor’un olmadığı aşikâr, çünkü o ortamda sadece Konyaspor değil, futbolcular, askerlerimiz, bay-bayan vatandaşlar, biz basın mensupları ve çocuklar bulunuyordu. Böylesi bir ortamı taş yağmuruna tutan ve ardından gecikmeli de olsa yakalanıp iki otobüse sığdırılıp jandarma kordonuna alınan çapulcu kesiminin akibeti ne olur bilinmez ama bu olayın oraya gidecek diğer takımların başına gelmeyeceği garantisini kimsenin veremeyeceği unutulmamalı.
Özellikle güvenlik zaafının çok olduğu stada maç oynama iznini verenlerin kararlarını tekrar gözden geçirmeleri gerekmektedir.
Yaşanan olayları ‘birkaç taraftarın bilinçsiz davranışı’ olarak yorumlayan kesimlere sormak istiyorum.
Bu ve buna benzer olayların yaşandığı Diyarbakır’da da aynı yorumu yapabiliyor muydunuz? Dahası Diyarbakırspor için ceza üzerine ceza veren Futbol Federasyonu aynı duyarlılığı Antalyaspor’a karşıda gösterebilecek mi? Bunu gerçekten çok merak ediyorum. Ve bu olaylardan dolayı Antalyaspor’un ceza alıp almayacağını da merakla bekliyorum. Temiz futbol sloganı ile mücadelenin verildiği günümüzde güvenlik konusunun tedirgin ettiği bölgelerde gerekli önlemler alınmadığı sürece ne temiz futbol ne de güvenli ortam sağlanamaz.
Çünkü Konyaspor mağlup olduğu halde taşlanıyorsa oradan galip çıkacak bir takımın başına gelecekleri düşünmek bile tüyleri diken diken etmeye yetiyor.
Turizm cennetinde yaşadığımız futbol cehenneminde yaralanan askerlerimize ve kafilede bulunan arkadaşlarımıza geçmiş olsun der, umutla bir daha böyle olayların yaşanmamasını temenni ediyorum.
Çünkü çıkışın başlangıcı olarak değerlendirilen karşılaşmadan gelecek 1 puan bile çok büyük önem taşıyordu ve bu gerçekleşmedi. Geçtiğimiz haftaki yazıda belirttiğim gerekçelerden dolayı bundan sonraki haftalar Konya için inanılmaz sıkıntılı geçecek.
Antalya karşısında Konyaspor’un ilk yarı oyununu değerlendirmeye bile gerek duymayıp ikinci yarı sergilenen futbolun gelecek adına umut verdiğinin altını çizmek istiyorum.
Özellikle 46. dakikada Borek Dockal’ın yerine oyuna giren İbrahima Bangoura’nın kanadı mükemmel kullanıp Antalya savunmasını çalımlarıyla geçmesi ve yaşanan pozisyonlarda katkısının olması, “teknik kadro’nun bu oyuncuyu neden iyi değerlendiremediği” düşüncesine pay bıraktı.
Bunun yanı sıra 66. dakikada Montano’nun yerine oyuna giren Eser Yağmur’un da uzun ve yüksek toplardaki etkisi gözlerden kaçmadı. Hava toplarında rakibe topu kaptırmayıp atak oluşumuna katkı sağlayan Eser Yağmur’un da bundan sonraki haftalarda kulübede değil sahada olması gerektiği gerçeği ortaya çıkmış oldu.
• • •
Karşılaşmanın bu kısa değerlendirmesinin ardından hafta sonu turizm cenneti olarak bildiğimiz Antalya’da yaşadığımız futbol cehennemine yani rezaletine gelmek istiyorum.
Aslına bakarsanız rezalet şehir merkezinden Mardan Spor Kompleksi’ne giderken başlıyor. Şehrin dışında Kundu Köyü’nün 9 km ötesinde kıraç araziler üzerine yapılmış stadyum, tamamen geleceğe dönük bir yatırımın ‘teşekkür kılıfı’ olması nedeniyle hiçbir yöneticinin sesini çıkartmadan kabullendiği bir yük olmuş. Durum böyle olunca yazı kışı günü güvenliği umursanmadan onay almış ve karşılaşmalar bu kuşun uçmayıp kervanın geçmeyeceği alanda oynanmaya başlamış.
Bu zamana kadar bu stadyumun özellikle güvenlik sıkıntısı gündeme geldi mi gelmedi mi bilmiyoruz ama bildiğimiz tek bir şey varsa o da Konyaspor’un mağlup olduğu maçtan sonra yaşadığı hayvansı saldırı rezaletidir.
Maç içinde kendileriyle bile barışık olmayıp kavga eden, bu kesmeyince Konyaspor’a devamlı küfür eden ‘Antalyaspor’un medeni taraftarı’ ecel terleri döktükleri maçın ardından kazanmayı bile kendilerine yediremeyip çakıl taşı tarlasından Konyaspor otobüsüne yağmur gibi taş saldırısı yapması altı kalın çizgiyle çizilmesi gereken bir konudur.
Konyaspor’a saldıranların hedefinde sadece Konyaspor’un olmadığı aşikâr, çünkü o ortamda sadece Konyaspor değil, futbolcular, askerlerimiz, bay-bayan vatandaşlar, biz basın mensupları ve çocuklar bulunuyordu. Böylesi bir ortamı taş yağmuruna tutan ve ardından gecikmeli de olsa yakalanıp iki otobüse sığdırılıp jandarma kordonuna alınan çapulcu kesiminin akibeti ne olur bilinmez ama bu olayın oraya gidecek diğer takımların başına gelmeyeceği garantisini kimsenin veremeyeceği unutulmamalı.
Özellikle güvenlik zaafının çok olduğu stada maç oynama iznini verenlerin kararlarını tekrar gözden geçirmeleri gerekmektedir.
Yaşanan olayları ‘birkaç taraftarın bilinçsiz davranışı’ olarak yorumlayan kesimlere sormak istiyorum.
Bu ve buna benzer olayların yaşandığı Diyarbakır’da da aynı yorumu yapabiliyor muydunuz? Dahası Diyarbakırspor için ceza üzerine ceza veren Futbol Federasyonu aynı duyarlılığı Antalyaspor’a karşıda gösterebilecek mi? Bunu gerçekten çok merak ediyorum. Ve bu olaylardan dolayı Antalyaspor’un ceza alıp almayacağını da merakla bekliyorum. Temiz futbol sloganı ile mücadelenin verildiği günümüzde güvenlik konusunun tedirgin ettiği bölgelerde gerekli önlemler alınmadığı sürece ne temiz futbol ne de güvenli ortam sağlanamaz.
Çünkü Konyaspor mağlup olduğu halde taşlanıyorsa oradan galip çıkacak bir takımın başına gelecekleri düşünmek bile tüyleri diken diken etmeye yetiyor.
Turizm cennetinde yaşadığımız futbol cehenneminde yaralanan askerlerimize ve kafilede bulunan arkadaşlarımıza geçmiş olsun der, umutla bir daha böyle olayların yaşanmamasını temenni ediyorum.