TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, etki odaklı süreç yönetiminde iyi olunmadığını belirterek, "Gelecekte ve özellikle bulunduğumuz şu hassas dönemlerde teknolojiyi kullanan değil teknolojiyi üreten ülke olmak zorundayız" dedi.
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde düzenlenen konferansta akademisyenler ve öğrencilerle bir araya geldi. BAİBÜ Kültür Merkezi'nde gerçekleşen programda, "TÜBİTAK -Odaklı Yeni Süreçler- Bilim Teknoloji ve Ekosisteminde Durum Değerlendirmesi" konulu konferans veren Mandal, TEKNOFES'te katılan yarışmacılara teşekkür ederek, "Gelecekte ve özellikle bulunduğumuz şu hassas dönemlerde teknolojiyi kullanan değil teknolojiyi üreten ülke olmak zorundayız. Bunun adı, adresi çok net değil. Yani herkes sorumlu. Yani bu iş, burada benim katkım var mı yok mu değil. TEKNOFEST'te yarışlarda yer alan tüm arkadaşlarımız Türkiye'nin gelecek teknolojilerinin geliştirilmesinde, kullanan değil üreten bir ülke olma noktasında katkı verdikleri için kurumum adına teşekkür ediyorum. Gelecek yıllarda yine takımlarımızın daha kuvvetli, daha ekip halinde, eksiklerini geliştirerek katılacaklarına eminim" dedi.
"Etki odaklı süreç yönetiminde yeterince iyi değiliz"
Mandal, Türkiye'nin en kıymetli şeyinin insan kaynağı olduğunu ancak bu kaynağı gerekli becerilere henüz dönüştüremediklerini belirterek, "Türkiye'nin en büyük eksikliği gelecek araştırma odaklı süreçlerinde etki odaklı süreç yönetiminde biz yeterince iyi değiliz. Dolayısıyla bu sürecimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Bir takım sorunlar var. Küresel sorunlar, bölgesel sorunlar, ülke sorunları, üniversite sorunları. Bir takım kolaylaştırıcılar var yükselen teknolojiler diye. Yapay zeka, büyük bulut, robotik sistemler, nanoteknoloi, biyoteknoloji gibi. Ama sürecin olmazsa olmaz eksenindeyse gerekli beceriler var. Türkiye'ye baktığımız zaman, bu bir öz değerlendirme noktasında kendi kurumum da, üniversitelerimiz de dahil, biz sorunları çözme noktasında dünya boyutunda eş zamanlı yürüyebiliyoruz. Yükselen teknolojieri takip etmek konusunda yine aynı. Ama bizim en kıymetli olan boyutumuzsa kendi ülkemiz açısından özellikle yaş dilimi dikkate alındığı zaman insan kaynağımız. Ama biz bunu gerekli becerilere henüz anlamlı bir şekilde dönüştüremiyoruz. Bu da TÜBİTAK'ın, YÖK'ün, üniversitelerin görevleri arasında" şeklinde konuştu.