Araya TSYD'nin Antalya'daki semineri girince, “Yüksek Danışma Kurulu”nun toplantısı ile ilgili düşüncelerimi yazamadım...
Tabi ki benden kaynaklı bir gecikme değildi...
“Mecburiyetten” diyelim...
Önce TSYD semineri...
Uzun zamandır katılırım TSYD'nin bu eğitim amaçlı seminerlerine...
TSYD 50. Yıl Sporun Zirvesi Semineri, Antalya'da gerçekleşti...
Tek tek isim vermeyeceğim, ama hem ülkenin sporuna, hem de kendine hizmet eden insanların çokça olduğu bir seminer oldu!
Bu seminerde beni gururlandıran ise Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan'ın, ülke sporunun gündemini belirleyen, yazılı ve görsel basın mensuplarına hitaben yaptığı konuşma oldu...
Dersini çalışmış olması, konulara vakıf olması ve sorulara verdiği anlaşılabilir cevaplarla Konyalı bir spor adamı olarak beni memnun etti...
Şunu anladım ki, Baykan okyanusları aşalı bir hayli zaman olmuş...
Gururlanmamak mümkün mü?
***
TSYD'nin Genel Merkez Yönetimi, bu seminerde iyi organize olduğunu gösterdi...
Hem konuşmacılar, hem de dinleyiciler iyi ağırlandılar...
Özellikle Genel Başkan Naci Arkan'ın sıcak, samimi ve hoşgörülü yaklaşımı, orada bulunan herkesi sarıp sarmaladı...
Eğitimden Sorumlu Asbaşkan Nezir Önal'ın çırpınışlarını da unutmamak lazım...
Benim için özel bir insan olan sevgili Nezir ağabeye de yürekten teşekkür ediyorum...
Tabi ki, diğer yöneticilerimize de...
Bir teşekkür de TSYD çalışanlarına...
Onların da çabalarını unutmamak lazım...
Marifetli insanlar...
İltifatı sonuna kadar hakettiler...
Eksikler de vardı...
Bazı üyelerimiz oturumları takip etme yerine, zamanlarını otelin sunduğu bazı hizmetlerle geçirmeyi yeğlediler...
Bir nevi tatil moduna girdiler...
Bu da hoş olmadı tabi ki...
Genel Merkez Yönetimi, bundan sonra seminerlere harcayacağı parayı, farklı bir şekilde değerlendirebilir...
Çünkü, salonun boş olması, hem konuşmacıya hem de salona gelerek, saatlerce yerinden kalkmadan semineri takip edenlere saygısızlık oluyor...
TSYD seminerlerine “bedava tatil” düşüncesiyle katılanların, hem mesleğe, hem de kendilerine ihanet ettiğini düşünüyorum...
Beğenirler ya da beğenmezler...
Benim düşüncem bu.
***
Konyaspor'un toplantısına gelince...
İyiniyetli bir toplantı...
Ama iyi niyetle de bir yere kadar...
Sanırım toplantıya 150 civarında insan davet edilmiş...
Ama 50'ye yakın kişi ile ilk toplantı gerçekleştirildi...
Eski başkanlardan Mehmet Köseoğlu, Mehmet Ali Kuntoğlu ve kısa bir dönem görev yapan Mustafa Bayram'da davete icabet gösterenlerdendi...
Toplantının açılış konuşmasını Konyaspor başkanı Ahmet Şan yaptı...
Şan, “Geride kalan 14 aylık görev süremiz içerisinde hedeflerimiz doğrultusunda Yönetim Kurulu üyelerimizle birlikte Torku Konyaspor'un içerisinde bulunduğu durumdan kurtulması adına ciddi çalışmalar yaptık. Mutlaka ki bu işler yalnızca bizim gayretlerimizle, sponsorlarımızın ve destekçilerimizin ciddi katkılarıyla olmuyor. Bu işe tüm Konya'nın ve Konyaspor'a gönül veren herkesin sahip çıkması gerekiyor. Yüksek Danışma Kurulumuzda bu konuda öncülük yapacak ve tavsiyeleriyle, katkılarıyla kulübümüze önemli katkılar sağlayacaktır" diyerek içinde bulundukları durumu kısaca özetledi...
Bir adam, isteyerek elini ateşe uzatır mı, uzatmaz...
Ama bir adam var ki, “Konya denilince, Konyaspor denilince ateşten gömleği gözünü kırpmadan giyiyor, büyük bir sorumluluk altına “omuzum, yamızım” demeden giriyor...
Bu adam İl Genel Meclis Başkanı Ali Selvi...
İşi hiç kolay değil...
Allah yardımcısı olsun...
Selvi, her zaman ki duyarlılığı, iyiniyetli ve samimi bir Konyasporlu oluşuyla, kulübün içinde bulunduğu sorunları ifade etti, başkanlık yaptığı toplantıda...
Daha önce de böyle bir toplantı yapılmış ve Ali Selvi meseleye samimi yaklaşımı ile alkışlanacak bir tavır sergilemişti...
O zaman da “keşke Ali Selvi gibi samimi Konyasporlu, işin ününde değil, ununda olan 10 yönetici bulabilsek, Konyaspor'un sırtı yere gelmez” diye yazmıştım...
Aradan 3-4 yıl geçmesine rağmen, bir arpa boyu yol alınaması bir tarafa, kulüp daha da kötüye gitti...
Özellikle de işin ehli olmayanlar, Konyaspor'u kendi dünyalarında sıçrama tahtası gibi görenler, dahası kulübü borç batağına sokanlar, Konyaspor'u uçurumun ucuna getirdiler ve bu şehrin dünyaya açılan penceresinin kalemini kırdılar...
Bugün ise hiçbirşey olmamış gibi bu şehirde boy gösteriyorlar...
Mesele şu...
İyiniyetli bir toplantı, ama iyiniyetinde yetmeyeceği bir toplantı...
Meseleye kendi meselemiz gibi yaklaşmadığımız sürece, bu hastanın ayağa kalkması, yürümesi, koşması zor...
Çünkü, bu konuda antrenmanlıyım...
Dolayısıyla da sadece Ali Selvi'nin ya da Ahmet Şan'ın çırpınışları, hastayı ayağa kaldırmaya yetmez...
İyiniyetli oluşları da.