TRT’nin yedek kanallarından biri olan TRT Anadolu da yayınlanan “Yerinde Konuşuyoruz” programında KONYA üzerine konuşmaların yapıldığı bir program yayınlandı.
TRT Anadolu’da yayınlanan ve KONYA’nın ele alındığı “Yerinde Konuşuyoruz” programında sanki havanda su dövülürcesine, KONYA’nın geçmişi üzerine söylenen sözler kadar, geleceğine dönük projeksiyonlar bir türlü yer alamadı.
KONYA’nın giyim ve mutfak kültüründen örneklerin verildiği programda medar-ı iftiharımız Kör Ahmet’te yer aldı.
KONYA söz konusu olunca mutlaka Hz. Mevlâna(ks) gündeme geleceğinden Hz. Pir’in torunu Esin Hanımda programda bulunanlardandı.
Gazetecilerin, televizyoncuların soruları başta Konya Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanı olmak üzere KOP Kalkınma İdaresi Başkanı ve diğer katılımcılar tarafından cevaplandı.
Programın konusu KONYA olunca Büyükşehir Belediye Başkanının yanında peşinen olması gereken İlçe Belediye Başkanları, kendilerine galiba ancak salonda izleyici olarak yer bulabildiler.
Büyükşehir Belediye Başkanı diğer katılımcılara göre şehrin sahibi olarak görülmesine rağmen maalesef TV programında KONYA için yeni ve önemli bir şey söyleyememiştir.
Sık sık tekrarlandığı halde içi bir türlü doldurulamamış söz olan “Konya’nın hem modern, hem de model bir şehir olduğu” programda bir kere daha tekrarlanmasına karşın KONYA’nın hangi yüzünün modern ve hangi yüzünün model olduğu açıklanamamış ve muallâkta kalmıştır.
Gerçekten "Şehircilik alanında Konya modeli vardır” diyebiliyorsanız bu modelin kimler için, hangi ölçekteki şehirler için model olduğunu da ifade etmek zorundasınız.
Moderniteden bahsediyorsanız modernliğin asgari şartlarını ortaya koymak zorundasınız.
Son 5 yılda sizden çok daha geriden işe başlayıp sizi fersah fersah geride bırakan emsal Büyükşehirleri görmezlikten gelerek, daha düşük nüfus yoğunluğuyla, daha düşük gelişmişlik düzeyiyle boğuşan şehirlere/beldelere örnek olduğunuzu zannetmek safsatadan başka bir şey değildir.
Büyükşehir Belediye Başkanına düşen öncelikli görev, diğer kamu kurum ve kuruluşları, sanayi ve ticaret erbabı ile sivil toplum kuruluşlarıyla ilişki kurmaktan daha önce ilçe belediyeleri ile bir takım ruhu içinde el ele vererek daha iyiye daha güzele ulaşmak için çalışmaktır.
Büyükşehir Belediye Başkanı İlçe Belediye Başkanlarını, İlçe Belediye Başkanları Büyükşehir Belediye Başkanını kendisi için potansiyel rakipler olarak gördüğünden TV ekranlarında birlikte gözükmek istemiyor olabilirler.
Bu tip düşünceler kişilerde varsa bile, tüm Türkiye’ye hitap ettiği söylenen bir programda söz arasına sıkıştırılan bir kelime dahi olsa hiçbir şekilde programda yer almamalıdır. Bu açıdan bakıldığında Büyükşehir Belediye Başkanının konuşmasında bariz bir şekilde İlçe Belediye Başkanları arasında ayırım yapması da hiç hoş olmamıştır.
Hele büyükşehir belediyesinin “Konya’yı geçmişi kadar görkemli bir geleceğe hazırladığı”nı ifade ettiği bir sloganı vardır ki bu sloganın belediyelerin çalışmaları ile örtüştüğü hiç söylenemez.
Belediyenin yürütmekte olduğu Mevlana Kültür Vadisi Projesinin 4 milyar dolar kadar bir mali büyüklüğü ifade ettiğinden söz edildiği bir programda bu projenin içini dolduracak açıklamalar yerine, mali büyüklükte bu projenin garnitürü bile olamayacak işleri "Türkiye'deki en büyük 10 belediyecilik projesinin 5 tanesini Büyükşehir Belediyemiz yürütüyor.” Sözü ile anlatmaya kalkışmak söz ile icraatın örtüşmemesinin en canlı örneğidir.
Yıllık izninden yeni dönen Konya Valisi Aydın Nezih Doğan’ın programda sarf ettiği "Elimizdeki çalışmalara göre 2023 yılına gelindiğinde Konya'yı 10 milyon civarında insanın ziyaret edeceğini düşünüyoruz. Bunun yaklaşık 2,5 milyonu da yabancı ziyaretçilerden oluşacak. Şüphesiz böyle bir geleceğe Konya'nın hazırlanması konusunda, belediyesiyle, kamu kuruluşlarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, siyaset âlemiyle bütün Konya hazırlanmaya gayret ediyor." sözü bile belediyecilerin söyledikleri sözlerin gerçek olmadığını, olsa olsa ancak ilerisi için bir iyi niyet ifadesi olduğunu anlatmaya yeter artar bile.
Geleceğin Konya’sını kuruyoruz diyenler şurasını iyi bilmelidirler ki; Binalar, evler yapmak, şehirler kurmak sadece bir inşâ faaliyeti değildir. Evler/şehirler inşâ eden aslında bir düşünceyi, bir geleceği ve bir nesli de inşâ eder.
Bu sebepledir ki; Yaşadığımız evlerin/mekânların/şehirlerin ahlâk ve karaktere tesir ettiği ve dolayısıyla da gelecek nesillere de tesir edeceği ve bu tesirin sorumluluğunun da büyük olacağı asla unutulmamalıdır.
Gazetecilerin, televizyoncuların soruları başta Konya Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanı olmak üzere KOP Kalkınma İdaresi Başkanı ve diğer katılımcılar tarafından cevaplandı.
Programın konusu KONYA olunca Büyükşehir Belediye Başkanının yanında peşinen olması gereken İlçe Belediye Başkanları, kendilerine galiba ancak salonda izleyici olarak yer bulabildiler.
Büyükşehir Belediye Başkanı diğer katılımcılara göre şehrin sahibi olarak görülmesine rağmen maalesef TV programında KONYA için yeni ve önemli bir şey söyleyememiştir.
Sık sık tekrarlandığı halde içi bir türlü doldurulamamış söz olan “Konya’nın hem modern, hem de model bir şehir olduğu” programda bir kere daha tekrarlanmasına karşın KONYA’nın hangi yüzünün modern ve hangi yüzünün model olduğu açıklanamamış ve muallâkta kalmıştır.
Gerçekten "Şehircilik alanında Konya modeli vardır” diyebiliyorsanız bu modelin kimler için, hangi ölçekteki şehirler için model olduğunu da ifade etmek zorundasınız.
Moderniteden bahsediyorsanız modernliğin asgari şartlarını ortaya koymak zorundasınız.
Son 5 yılda sizden çok daha geriden işe başlayıp sizi fersah fersah geride bırakan emsal Büyükşehirleri görmezlikten gelerek, daha düşük nüfus yoğunluğuyla, daha düşük gelişmişlik düzeyiyle boğuşan şehirlere/beldelere örnek olduğunuzu zannetmek safsatadan başka bir şey değildir.
Büyükşehir Belediye Başkanına düşen öncelikli görev, diğer kamu kurum ve kuruluşları, sanayi ve ticaret erbabı ile sivil toplum kuruluşlarıyla ilişki kurmaktan daha önce ilçe belediyeleri ile bir takım ruhu içinde el ele vererek daha iyiye daha güzele ulaşmak için çalışmaktır.
Büyükşehir Belediye Başkanı İlçe Belediye Başkanlarını, İlçe Belediye Başkanları Büyükşehir Belediye Başkanını kendisi için potansiyel rakipler olarak gördüğünden TV ekranlarında birlikte gözükmek istemiyor olabilirler.
Bu tip düşünceler kişilerde varsa bile, tüm Türkiye’ye hitap ettiği söylenen bir programda söz arasına sıkıştırılan bir kelime dahi olsa hiçbir şekilde programda yer almamalıdır. Bu açıdan bakıldığında Büyükşehir Belediye Başkanının konuşmasında bariz bir şekilde İlçe Belediye Başkanları arasında ayırım yapması da hiç hoş olmamıştır.
Hele büyükşehir belediyesinin “Konya’yı geçmişi kadar görkemli bir geleceğe hazırladığı”nı ifade ettiği bir sloganı vardır ki bu sloganın belediyelerin çalışmaları ile örtüştüğü hiç söylenemez.
Belediyenin yürütmekte olduğu Mevlana Kültür Vadisi Projesinin 4 milyar dolar kadar bir mali büyüklüğü ifade ettiğinden söz edildiği bir programda bu projenin içini dolduracak açıklamalar yerine, mali büyüklükte bu projenin garnitürü bile olamayacak işleri "Türkiye'deki en büyük 10 belediyecilik projesinin 5 tanesini Büyükşehir Belediyemiz yürütüyor.” Sözü ile anlatmaya kalkışmak söz ile icraatın örtüşmemesinin en canlı örneğidir.
Yıllık izninden yeni dönen Konya Valisi Aydın Nezih Doğan’ın programda sarf ettiği "Elimizdeki çalışmalara göre 2023 yılına gelindiğinde Konya'yı 10 milyon civarında insanın ziyaret edeceğini düşünüyoruz. Bunun yaklaşık 2,5 milyonu da yabancı ziyaretçilerden oluşacak. Şüphesiz böyle bir geleceğe Konya'nın hazırlanması konusunda, belediyesiyle, kamu kuruluşlarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, siyaset âlemiyle bütün Konya hazırlanmaya gayret ediyor." sözü bile belediyecilerin söyledikleri sözlerin gerçek olmadığını, olsa olsa ancak ilerisi için bir iyi niyet ifadesi olduğunu anlatmaya yeter artar bile.
Geleceğin Konya’sını kuruyoruz diyenler şurasını iyi bilmelidirler ki; Binalar, evler yapmak, şehirler kurmak sadece bir inşâ faaliyeti değildir. Evler/şehirler inşâ eden aslında bir düşünceyi, bir geleceği ve bir nesli de inşâ eder.
Bu sebepledir ki; Yaşadığımız evlerin/mekânların/şehirlerin ahlâk ve karaktere tesir ettiği ve dolayısıyla da gelecek nesillere de tesir edeceği ve bu tesirin sorumluluğunun da büyük olacağı asla unutulmamalıdır.