“Trafik ortamına çıkan herkes trafikle ilgili yasalara uymak zorundadır.” Kuralı mevcuttur ama…
Nedense? Bazılarının belirttiği gibi “Eğitim eksikliği” değil profesör de olsa son ve yüksek model otosunun direksiyonuna geçti mi! “Namevcut” yapıverenler çoğunlukta olunca canım canlar Rahman’ına kavuşur veya yaralanmalarına sebebiyetler gırla gider…
Karayolları ikaz levhalarında görülen, direksiyondaki dişlerini gösteren “Trafik canavarı” tam manasıyla yerinde bir anlatım.
Ancak bilhassa medyanın “Canavar pusu kurdu, uyandı, tatile çıkmadı vb,,,” gibi deyimlerin manasızlığı ortada. O özel bir cin veya yaratık değil. Tamamen insanların kendi içinden gelen oluşumlar sonucu.
***
Eğitim deriz. Hâlbuki ehliyet alabilmek için dünyanın tüm devletlerinde sadece okur yazarlık bile yeterli iken. Türkiye’de mevcut ortaokul (şimdi ilköğretim) eğitim mecburiyetini bile lise diplomasına raptetmek ister, kazaların önüne böyle geçileceğinin üzerinde dururuz.
Yaşamım sürecinde gördüğüm müşahedelere dayanarak yıllardır yazdığım gibi, trafik olayları hiçte okul eğitimi ile alakalı görülmüyor. Zaten ehliyet alabilme sürecinde dersler hıfzedilmemişse ehliyet verilmediğine göre neyin eğitimi diyeceğiz.
Bendenizce insanlardaki “İzan”dır. Bunun dışına çıkıldı mı eğitimin faydası falan solda sıfır kalıyor. Nitekim çook yüksek okul hatta profesörlüğe erişmiş arkadaşlarım direksiyona geçti mi “benim otom sağlam ve çok iyi kullanırım…” diyerek 150’nin üzerinde hız ve sollaşmalarla gırla giderken yüreğim ağzıma gelir!.
Siz istediğiniz kadar bazı yerlerde gerekli olan hız kısıtlaması 30, 50, 70 gibi mecburi ikazlara bile sürücülerin uyduğunu görebilen oldu mu dersiniz?
Cezaların nakdî miktar yükseltilmesinin de faydası olamamakta. İnanın geliri yerinde son model oto sahiplerinin, bırakın yayaların hakkını gasp etmeyi. Trafiği zorlaştıracak enlemesine çift park yapma tutarsızlıklarına ceza yazsanız. Daha sonra yine aynı kural çiğneme âdetini kahramanlık içinde devam ettirebilmekteler.
***
Geçen Çarşamba “Fahri Trafik Müfettişleri Platform toplantısı” vardı. Toplantıda daha önce yapılan Konya Trafik Platformu toplantısındaki enine boyuna düşünülüp teklif kararlarını içeren bilgiler de sunuldu.
24 maddeyi kapsayan içeriklerden önemli olanları sunmak isterim.
Trafikte Eğitimin yalnız okullar ve ehliyet almada değil. Okul öncesi aile ve ana sınıf eğitiminin de katkısı olacağı, ilk yardım dersinin sadece sürücülere değil tüm kişilere de verilmesi, motor bilgilerinde Mak. Mühendisi yerine uzman motor öğreticisinin olması yanında, bu öğretimin gereksizliği ki, arızayı zaten sürücü değil tamircinin giderdiği. Bunun yerine yağ, su, lastik değiştirmelerinin öğretilmesinin yerinde olacağı gibi teklifler yanında…
Trafik kazalarını önleme de sürücü davranışlarının öneminin büyüklüğü ve sürücü davranışlarının önemi bakımından “Trafik Psikolojisi dersi” konulmalıdır denilmektedir.
İşte yaklaşık olarak yukarıda değindiğim gibi eğitim değil “izanlı” olmayı sağlama bakımından yerinde bir teklif derim.
***
Bunların anlatımı sonunda Fahri Trafik Müfettişleri konumuna geçilmişti.
Her ildeki tescilli motorlu araç sayısının binde ikisi kadar olması önerilen müfettiş sayında okunan ve gösterilen çizelgelerle Konya’da 967 olması uygunluğu varken ancak 327 Müfettiş belgesi verilmiş. Bunların bile 281 aktif çalışma içinde olurken ortalama haftada bir tutanak bile gelemediği, toplantıya katılımların az olduğu belirtilmekte idi.
Burada bendeniz, toplantıda da ifade ettiğim gibi derim ki;
Toplantıya katılımlarda haber verebilme imkansızlıklarının da oluştuğu. Herkesin cep telefonu olabildiğine göre mesaj ve ayrıca bilgisayar E-Mail adresi olanlara bildirmekle daha kolaylaşacağı, aynı zamanda hafta sonu yapılmasıyla hafta arası gün bazılarının işleri olmasıyla iştiraksizlerin, hatta her yıl belirli ay ve gün sabitleşirse hepsinin bilebileceğini düşünmekteyim.
Konya’da kayıtlı müfettişlerin daha çok 51- 64 yaşlarındaki emekli, halen görevli eğitimci ve memurların çoğunlukta olduğu çizelgelerle açıklanmakta idi..
Yazdıkları ceza tutanakları bilhassa kaldırım veya trafik üzeri işgaller olmakta ikinci sırayı kırmızı ışık ihlali olduğu, bunlardan daha önemli olan kaza yapılabilen mahallerde ki oluşumlara daha önem verilmesi istenmekte idi.
Toplantıda Müfettişlerden karşılaştıkları sorunlar ve tekliflerin karşılıklı cevaplanılmasından sonra sona ermişti.
***
Bendeniz trafik vazifelilerinin de sürücü ve halk için neler söyleyebileceğini de öğrenip yazıma ilave edebilmek için toplantı sonu Konya Trafik Denetleme Şb. Müdürü Sayın Adem Başarır’dan istekte bulundum.
Sayın Başarır memnuniyetle karşılayarak hayli noktalamaları oldu.
Pek çoğunun kuralların tekrarı olmakla köşeme sığmayacağı için, özürle önemli olanları özet içinde sizlere sunmak isterim.
Araç, motosiklet, motorlu bisiklet sürücüsü ile ve yayaların mutlaka kurallara uyarken birbirlerine de saygılı olmaları. Sinyalleri duruş ve dönüşlerde daha geriden ve yerinde kullanmaları. Kemer takmanın kendilerine yarar sağlayacağı. Seyir halinde cep telefonu kullanmamaları. Hız limitine uyarken alkol aldıklarında direksiyon kullanmamaları. Bilhassa kavşaklara yaklaşırken bir an evvel geçeyim demeyip daha geriden hız keserek kontrollü geçiş sağlamaları. Park yasaklarına uymaları üzerinde dururken…
Yayaların da, güvenli noktalar olarak ışıklı kavşaklar, alt – üst geçişlerden istifade etmeleri ve kaldırımda yürümelerini, bisiklet kullananların bisiklet yolunda seyretmelerini ve motosikletlilerinde mutlaka kask kullanmalarını ve ehliyetsiz trafiğe çıkmamalarını belirtmiş oldu.
***
Bir Alman turistin arkadaşına “Türkiye’de trafik kuralları diye düşünüp uyma. Her yöne dikkatli ol” demesini yalana çıkarmayı başardığımız anda. Her halde olaylar azalır hatta yok bile olur diye düşünürüm.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
Nedense? Bazılarının belirttiği gibi “Eğitim eksikliği” değil profesör de olsa son ve yüksek model otosunun direksiyonuna geçti mi! “Namevcut” yapıverenler çoğunlukta olunca canım canlar Rahman’ına kavuşur veya yaralanmalarına sebebiyetler gırla gider…
Karayolları ikaz levhalarında görülen, direksiyondaki dişlerini gösteren “Trafik canavarı” tam manasıyla yerinde bir anlatım.
Ancak bilhassa medyanın “Canavar pusu kurdu, uyandı, tatile çıkmadı vb,,,” gibi deyimlerin manasızlığı ortada. O özel bir cin veya yaratık değil. Tamamen insanların kendi içinden gelen oluşumlar sonucu.
***
Eğitim deriz. Hâlbuki ehliyet alabilmek için dünyanın tüm devletlerinde sadece okur yazarlık bile yeterli iken. Türkiye’de mevcut ortaokul (şimdi ilköğretim) eğitim mecburiyetini bile lise diplomasına raptetmek ister, kazaların önüne böyle geçileceğinin üzerinde dururuz.
Yaşamım sürecinde gördüğüm müşahedelere dayanarak yıllardır yazdığım gibi, trafik olayları hiçte okul eğitimi ile alakalı görülmüyor. Zaten ehliyet alabilme sürecinde dersler hıfzedilmemişse ehliyet verilmediğine göre neyin eğitimi diyeceğiz.
Bendenizce insanlardaki “İzan”dır. Bunun dışına çıkıldı mı eğitimin faydası falan solda sıfır kalıyor. Nitekim çook yüksek okul hatta profesörlüğe erişmiş arkadaşlarım direksiyona geçti mi “benim otom sağlam ve çok iyi kullanırım…” diyerek 150’nin üzerinde hız ve sollaşmalarla gırla giderken yüreğim ağzıma gelir!.
Siz istediğiniz kadar bazı yerlerde gerekli olan hız kısıtlaması 30, 50, 70 gibi mecburi ikazlara bile sürücülerin uyduğunu görebilen oldu mu dersiniz?
Cezaların nakdî miktar yükseltilmesinin de faydası olamamakta. İnanın geliri yerinde son model oto sahiplerinin, bırakın yayaların hakkını gasp etmeyi. Trafiği zorlaştıracak enlemesine çift park yapma tutarsızlıklarına ceza yazsanız. Daha sonra yine aynı kural çiğneme âdetini kahramanlık içinde devam ettirebilmekteler.
***
Geçen Çarşamba “Fahri Trafik Müfettişleri Platform toplantısı” vardı. Toplantıda daha önce yapılan Konya Trafik Platformu toplantısındaki enine boyuna düşünülüp teklif kararlarını içeren bilgiler de sunuldu.
24 maddeyi kapsayan içeriklerden önemli olanları sunmak isterim.
Trafikte Eğitimin yalnız okullar ve ehliyet almada değil. Okul öncesi aile ve ana sınıf eğitiminin de katkısı olacağı, ilk yardım dersinin sadece sürücülere değil tüm kişilere de verilmesi, motor bilgilerinde Mak. Mühendisi yerine uzman motor öğreticisinin olması yanında, bu öğretimin gereksizliği ki, arızayı zaten sürücü değil tamircinin giderdiği. Bunun yerine yağ, su, lastik değiştirmelerinin öğretilmesinin yerinde olacağı gibi teklifler yanında…
Trafik kazalarını önleme de sürücü davranışlarının öneminin büyüklüğü ve sürücü davranışlarının önemi bakımından “Trafik Psikolojisi dersi” konulmalıdır denilmektedir.
İşte yaklaşık olarak yukarıda değindiğim gibi eğitim değil “izanlı” olmayı sağlama bakımından yerinde bir teklif derim.
***
Bunların anlatımı sonunda Fahri Trafik Müfettişleri konumuna geçilmişti.
Her ildeki tescilli motorlu araç sayısının binde ikisi kadar olması önerilen müfettiş sayında okunan ve gösterilen çizelgelerle Konya’da 967 olması uygunluğu varken ancak 327 Müfettiş belgesi verilmiş. Bunların bile 281 aktif çalışma içinde olurken ortalama haftada bir tutanak bile gelemediği, toplantıya katılımların az olduğu belirtilmekte idi.
Burada bendeniz, toplantıda da ifade ettiğim gibi derim ki;
Toplantıya katılımlarda haber verebilme imkansızlıklarının da oluştuğu. Herkesin cep telefonu olabildiğine göre mesaj ve ayrıca bilgisayar E-Mail adresi olanlara bildirmekle daha kolaylaşacağı, aynı zamanda hafta sonu yapılmasıyla hafta arası gün bazılarının işleri olmasıyla iştiraksizlerin, hatta her yıl belirli ay ve gün sabitleşirse hepsinin bilebileceğini düşünmekteyim.
Konya’da kayıtlı müfettişlerin daha çok 51- 64 yaşlarındaki emekli, halen görevli eğitimci ve memurların çoğunlukta olduğu çizelgelerle açıklanmakta idi..
Yazdıkları ceza tutanakları bilhassa kaldırım veya trafik üzeri işgaller olmakta ikinci sırayı kırmızı ışık ihlali olduğu, bunlardan daha önemli olan kaza yapılabilen mahallerde ki oluşumlara daha önem verilmesi istenmekte idi.
Toplantıda Müfettişlerden karşılaştıkları sorunlar ve tekliflerin karşılıklı cevaplanılmasından sonra sona ermişti.
***
Bendeniz trafik vazifelilerinin de sürücü ve halk için neler söyleyebileceğini de öğrenip yazıma ilave edebilmek için toplantı sonu Konya Trafik Denetleme Şb. Müdürü Sayın Adem Başarır’dan istekte bulundum.
Sayın Başarır memnuniyetle karşılayarak hayli noktalamaları oldu.
Pek çoğunun kuralların tekrarı olmakla köşeme sığmayacağı için, özürle önemli olanları özet içinde sizlere sunmak isterim.
Araç, motosiklet, motorlu bisiklet sürücüsü ile ve yayaların mutlaka kurallara uyarken birbirlerine de saygılı olmaları. Sinyalleri duruş ve dönüşlerde daha geriden ve yerinde kullanmaları. Kemer takmanın kendilerine yarar sağlayacağı. Seyir halinde cep telefonu kullanmamaları. Hız limitine uyarken alkol aldıklarında direksiyon kullanmamaları. Bilhassa kavşaklara yaklaşırken bir an evvel geçeyim demeyip daha geriden hız keserek kontrollü geçiş sağlamaları. Park yasaklarına uymaları üzerinde dururken…
Yayaların da, güvenli noktalar olarak ışıklı kavşaklar, alt – üst geçişlerden istifade etmeleri ve kaldırımda yürümelerini, bisiklet kullananların bisiklet yolunda seyretmelerini ve motosikletlilerinde mutlaka kask kullanmalarını ve ehliyetsiz trafiğe çıkmamalarını belirtmiş oldu.
***
Bir Alman turistin arkadaşına “Türkiye’de trafik kuralları diye düşünüp uyma. Her yöne dikkatli ol” demesini yalana çıkarmayı başardığımız anda. Her halde olaylar azalır hatta yok bile olur diye düşünürüm.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…