Toplum panik atak oldu

Konya'da ani kaygı nöbetlerine eşlik eden çarpıntı, aşırı terleme ve bulantı gibi belirtilerle kendini gösteren panik atak hastalığında artış yaşanıyor. Kişilerin hayatını alt üst eden hastalıktan kurtulmak isteyenler hekime başvuruyor

Yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleriyle gelen panik atak, önemli sağlık sorunları arasında yer alıyor. Bazı hastalar paniğin oluşturduğu acıyı ameliyat ve kanserden daha ızdırap verici buluyor. Panik atak nedeniyle hastanelere yapıyan başvurular arttı. Panik atak hastalığında ciddi bir artışın olduğunu söyleyen Özel Konya Medicana Hastanesi'nden Psikolog Ebru Soydaş, hastalığın ergenlik çağındaki bireylerde bile görüldüğünü ifade etti. Panik atak hastalığından kurtulmak için hekime başvuran sayısında gözle görülür bir yükselişin olduğunu dile getiren Soydaş, yaşam koşullarının hastalığı artırdığını söyledi. Soydaş, "Her hastalıkta olduğu gibi panik atakta da erken tanı önemli. İnsanlar tedavi olmazsa ömür boyu panik atakla yaşamak zorunda kalır. Hastalık ergenlerde de yaşlılarda da görülebiliyor. Hastalığı genelde yaşamsal koşullar ortaya çıkıyor" diye konuştu.

'ÖLECEĞİM' HİSSİNE KAPILIYOR

Panik atak hastalığının genelde bir kalp çarpıntısıyla başladığını dile getiren Soydaş, şunları söyledi: "Panik atağı baş dönmesi, dengesizlik, çarpıntı, terleme, titreme, boğulma ya da nefes alamama hissi, göğüste ağrı veya rahatsızlık, bulantı veya karında rahatsızlık gibi bedensel duyumların olağan dışı yoğunlukta hissedildiği, beraberinde kontrolünü kaybetme ya da delirme korkusu, ölüm korkusu ile karakterize bir süreçtir. Atak görünür bir neden yokken aniden başlar ve genellikle hızlı bir şekilde, 10 dakika veya daha kısa bir sürede en şiddetli noktaya ulaşır. Yaklaşık olarak 15-20 dakika sürer ve sonlanır. Ancak bazen yalnızca 1-2 dakika, bazen de bir saatten daha uzun olabilir. Hastalar zamanla 'öleceğim' diye korkmaya başlıyor. Bu nedenle de panik artıyor." Bedensel fonksiyonları yanlış yorumluyoruz." Panik atağın tedavisi kolay bir hastalık olduğunu ifade eden Soydaş, kısa süreli bir tedavi ile bu hastalığın üstesinden geldiklerini belirtti.

TAKINTI HASTALIĞINDA ARTIŞ

Obsesif-Kompülsif Bozukluk (OKB)'de de artışın olduğunu, hastalığın halk arasında takıntı olarak da adlandırıldığını belirten Soydaş, şunları söyledi: "Bu hastalık kadınlarda daha çok görülüyor. Hastalığın belirtileri, tekrar tekrar yıkanma, duş alma veya ellerini yıkama. El sıkışmayı veya kapı tokmağına dokunmayı reddetme. Kilit, ocak gibi şeyleri sürekli kontrol etme. Rutin işleri yaparken içinden veya yüksek sesle sürekli sayı sayma. Sürekli bir şeyleri belli bir biçimde düzenleme. Titizlik hastalığı da denilebilir."

KIŞIN DEPRESYON ÇOK GÖRÜLDÜ

"Sonbahar ve kış aylarında depresyon şikayetleri çoktu" diyen Soydaş, "Mevsim insanları karamsarlığa sürükledi. Depresyondan kurtulmak için gelenlerin sayısı önceki yıllara göre fazlaydı. Çünkü sonbahar ve kış hüznü çağrıştırıyor. Mevsim bazı insanları mutsuz ediyordu" açıklamasında bulundu. İnsanların psikologlara gitmekte çekingen davrandığını da belirten Soydaş, "İnsanlar son yıllarda bilinçlendi. Hastalar bize başvuruyor, sıkıntısından kurtuluyor" ifadelerini kullandı. Cinsel sorunlara da dikkat çeken Soydaş, sözlerini şöyle tamamladı: "Cinsel problemler hayli fazla. Bu hastalık toplumsal baskıdan dolayı pek dillendirilmiyor. İnsanlar hekime başvurmaktan bile çekiniyor. Bize bile bu sıkıntı yüzünden boşanma veya ayrılma olduktan sonra, son aşamada geliyor. Konya'da cinsel hastalıklar çok fazla. Duygularımızı bastırıyoruz. Bazı şeyler bizde yasak ve günah. Bazı şeyleri gizliyoruz. Sorunlar çözüme kavuşturulmuyor, erteleniyor."

KERİM ATICI merhabahaber.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sağlık Haberleri