Konyaspor’un şampiyonluk mücadelesini son dakikaya kadar sürdürmesinde başrolde olduğu için Osman Özdemir ve ekibi (elmanın içindeki kurt hariç) bir teşekkürü fazlasıyla hak ediyor…
Tabiî ki Ahmet Şan’da…
Koro halinde “küme düşmesin” diye yırtındığımız takıma bir sinerji getirdiği, dolayısıyla da bu şehre şampiyonluk havasını yaşattığı için…
Yukarıda yazdıklarım, Osman Özdemir ya da Ahmet Şan eleştirilmeyecek anlamı taşımaz…
Bunu da pas geçmeyiz…
Dahasını da yazmak mümkün…
Ama yaptığı stratejik hatalarla, Konyaspor’u süper ligden ettiği de bir gerçek…
Bunların birçoğunu herkes zaten biliyor…
Defalarca yazıldı çizildi…
Ama Osman Özdemir bildiğini okudu…
Dahası kendi ayağına kurşun sıktı…
Sezona başladığı strateji ile sezonu tamamlaması en büyük hatasıydı…
Ezberletti Konyaspor’u…
Önemli kusurlarından birisi de buydu…
Oyuna müdahale edememesi de…
Tabiî ki takımda rotasyona gitmemesi de…
“Kazanan takımı bozmam”anlayışı ile yeniliğe ve arayışa kapalı bir teknik adam tipi çizerek, hayal kırıklığına sebep oldu…
“Tutucu”bir yaklaşım sergileyerek, bu takımın ayağına “pranga” oldu…
Belki şampiyonluğun kaçmasının öncelikli nedenlerinden biri bu değildi, ama gözden kaçmaması gereken basit bir ayrıntıydı…
Osman Hoca bunu da ıskaladı…
Daha öncekilerini geçtim…
Ama Kasımpaşa maçları mutlak kazanılması gereken maçlardı…
İçerideki başlangıç kadrosuna itiraz gelmeyebilir…
“Taktiksel, bekleme oyunu” tercih edildi diye…
Tutmadı…
Kaçanın kovalandığının unutulduğu bir ortamda, kaçan Konyaspor, kovalayan, dolayısıyla da kazanan Kasımpaşa oldu…
Kazanmaktan başka çaren yokken, risk almayacaksın da, ne zaman alacaksın?
Rövanşa çift forvetle çıksan da, kendini yırtsan da olmayacaktı, nitekim de olmadı…
Özetlersem; Konyaspor’un şampiyonluğu kaçırmasının nedenlerinden birisi de Osman Özdemir’dir…
Bunu da ıskalamamak lazım…
***
Ahmet Şan…
Kendisine de bir teşekkür borcumuz olduğunu söylemek lazım…
Konyaspor’u uçurup kaçırdığından dolayı değil, ama “Averel” ve “elmanın içindeki kurt” Mustafa Eraydın tarafından “enkaz”a dönüştürülmüş Konyaspor’u ayağa kaldırıp, yürüttüğü ve koşturduğu için…
Dahası elini taşın altına koyduğu için…
Ahmet Şan, öyle ya da böyle şemsiyeyi tersine çeviren işler yaparak, iltifatı hak eden bir görüntü sergiledi…
Eraydın’ı gönderememesi hariç…
Pahalıya patladı…
Belki de şampiyonluk sevinci yaşanmasına engel oldu…
“Neyse dememek”lazım…
Ders almazsan, “elmanın içindeki kurt”u temizlemezsen eğer, önümüzdeki sezonun sonunda da aynı şeylerin yazılıp çizileceği kaçınılmazdır…
Kör bile düştüğü çukura bir kez daha düşmezmiş…
Ama “elmanın içindeki kurt”la yola devam edilecekse, gördüğümüz çukura yeniden düşme ihtimalimizin yüksek olduğu da bir gerçek…
Şimdi…
Başkan Ahmet Şan ve yönetimi öncelikle bir yol haritası çizmeli…
Hedef belli…
Bu hedefe gidilecek yol haritasının belirlenmesi lazım…
Öncelikle teknik adam meselesi…
Birçok isim var…
Yönetimin takdiridir…
Kimi getirirler bilmem…
Ama getirecekleri teknik adam, şehir gibi, taraftar gibi, yöneticiler gibi düşünmeli, yöneticiler gibi sevinmeli, taraftarlar gibi üzülmeli…
Yönetim mutlaka kendi kafasında belirlemiştir teknik adam profilini…
Ama oyuncu transferi konusunu önemsiyorum…
Umarım Konyaspor’u yönetenlerin ellerinde bir portföyleri vardır…
Yoksa eğer, karşılaşacakları bugünkünden farklı olmaz…
Ya “elmanın içindeki kurt” gibi futbolcu simsarlarına ya da CD’lere mahkum olacaklardır…
Ben, bu kulübün, dolayısıyla şehrin onurunu ayaklar altından alan Ahmet Şan’ın bu konuda antrenmanlı olduğunu, amacı para kazanmak olan “simsar” ya da “menajer”lerle bir masanın etrafında transfer görüşmeleri yapacağını düşünmüyorum.