Hükümet tarafından Meclis'e sunulan ve arama ve tutuklamalarda “somut delil” yerine “makul şüphe” kavramını yeterli gören değişiklik önerisiyle büyük tepki toplayan 'Yeni Yargı Paketi'ne hukukçulardan eleştiri geldi.
Terör olaylarının hiçbir zaman tasvip edilemeyeceğini ancak bunların vatandaşın özgürlüklerini geri alması için bahane edemeyeceğine vurgu yapan hukukçular, iktidarın yanlış yaptığının farkında olduğunda birleşti.
Sivas Barosu eski Başkanı Ünal Yılmaz, “Son zamanlarda öyle uygulamalar yapılıyor ki hukuka ve insanlara uygun olup olmadığına bakmaksızın farklı düzenlemeler yapılıyor. Bunun neticesinde ciddi haksızlıkların ve mağduriyetlerin doğacağı malum.” dedi.
“Hukuk açısından geriye gidiş söz konusu. Bu yargı paketinin iyi olmayacağını düşünüyorum.” diyen Yılmaz konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye’de demokrasinin gelişmesi ve hukukun tam anlamıyla yaşanabilir olması açısından güzel şeyler düşünemiyoruz, dolayısıyla konuşamıyoruz da. Zaten hukuka aykırı düzenlemelerin bir kısmı Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Öyle şeyler yapılıyor ki son zamanlarda. Yapılanların yanlış olduğu gün gibi ortada. Kendileri de ancak insanların gözüne sokula sokula yapılmaya çalışması ilginç. Yapılmaya çalışanlarla amaçlanan belli. Özellikle paralel medya söylemleri gereği hukuka ve insanlarına uygun olup olmadığına bakmaksızın farklı düzenlemeler yapılıyor. Bunun neticesinde ciddi haksızlıkların ve mağduriyetlerin doğacağı malum. Tutuklamalarda ‘Makul şüphe’ ile ilgili düzenleme çok daha ilginç. Hükümet sözcülerinin konuşmalarına bakılırsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına dayandırılıyor ki bu daha da üzüyor. Ne olursa olsun düzenleme yanlış.”
“HİÇ DÜŞÜNÜLMEDEN YAPILMIŞ BİR DÜZENLEME”
MHP İl Başkanı Avukat Serhat Albayrak ise son zamanlarda meydana gelen şiddet olaylarını yapanlara gereken cezaların verilmesi gerektiğini ancak genele şamil tutularak bu tarz müeyyidelerin uygulanmasının sıkıntıya sebep olacağını söyledi. Albayrak, “Bu düzenlemenin hiç düşünmeden yapıldığını tahmin ediyorum. Biraz gaz alma şeklinde, iç güvenlik tehdidini ön planda tutup arka planda da kafalarında kurdukları şeyleri yapmayı isteyeceklerdir.” şeklinde tepkisini dile getirdi.
“Son günlerde meydana gelen şiddet olayları sebebiyle iç güvenliğin sağlanması adına bir takım değişikliklerin yapılması öngörülüyordu.” diyen Avukat Serhat Albayrak, sözlerine şöyle devam etti: “Ama bu yapılırken de geneli kapsayacak şekilde özellikle sanki bir kesimi kapsayacak şekilde ‘cadı avı’ yapılarak mağdur edecek uygulamaların yapılmasına karşıyız. Şiddet olaylarını çıkaranlara karşı yapılmasını isteriz. Türk Bayrağını indiren ve Cumhuriyetin Kurucusu Atatürk’e saygısızlık yapan kişilere yönelik cevap fazlasıyla verilmeli, biz bundan yanayız. Yalnız bunun genele şamil tutularak basit suçlara da bu tarz müeyyidelerin uygulanması sıkıntıya sebep olacaktır. Bu düzenlemenin hiç düşünmeden yapıldığını tahmin ediyorum. Biraz gaz alma şeklinde, iç güvenlik tehdidini ön planda tutup arka planda da kafalarında kurdukları şeyleri yapmayı isteyeceklerdir. O yüzden sağlıklı olacağını düşünmüyorum. Yoruma dayalı kanunlar çıkarıyorlar ve güvenlik güçleri ile mahkemelerin yorumlaması isteniyor ki hukukta yorum her zaman sıkıntıya sebep olur. Bu şekilde yeni mağdurlar ortaya çıkabilir.”
“HÜKÜMET KENDİ YAPTIKLARIYLA ÇELİŞİYOR”
Ülfet Hukuk Derneği Başkanı Avukat Halil İbrahim Darıcı da yeni düzenlemenin tamamıyla geriye dönüş amacı taşıdığına vurgu yaptı. Son dönemde somut olmayan bir takım tehlikeler göz önüne alarak hükümetin alelacele düzenlemeler yapmaya kalktığına değinen Darıcı, “Tamamıyla Avrupa Birliği müktesebatına da uygun olmayan bir düzenleme. Hükümetin kendi yaptığı değişikliklerle de çelişiyor bu değişiklik. Şubatta zaten bu yönde bir adım atmışlardı. Bu değişikliği tekrar değiştirerek kendileriyle çelişiyor.” ifadesini kullandı.
Yasayı hazırlayanların da aşırıya kaçtıkları yönündeki açıklamalarının tam bir vahamet örneği olduğunu kaydeden Avukat İbrahim Darıcı, şöyle devam etti: “Gündeme göre savruluyoruz. Birkaç sokak eylemi oluyor, bunlar üzerinden insan haklarını ve özgürlükleri kısıtlıyoruz. Yaşanan olayları özgürlükleri kısıtlamak için bahane ediyoruz. Elbette ki terör olayları hiçbir zaman tasvip edilemez ancak bunlarda vatandaşın özgürlüklerini geri alınması için bahane edilemez. Avrupa Birliği Uyum Yasaları çerçevesinde tanınan insan haklarını tekrar makaslıyoruz ki bu olmaz. Hükümet geri atacaktır diye düşünüyorum. Yanlış yaptıklarının farkındalar zaten.” CİHAN