Dinimizde namazlar üçe ayrılır:
1-Farz namazlar (Günde kıldığımız 5 vakit namazlar gibi).
2-Vacip namazlar (Vitir namazı, bayram namazları gibi).
3-Sünnet namazlar. Sünnet namazlar da ikiye ayrılır.
a-Müekked sünnetler: Sabah, öğle, akşam namazlarının sünnetleri ve teravih namazı.
b-Gayri müekked sünnetler: İkindi namazının, yatsı namazının sünnetleri ve nafile olarak kılınan namazlar.
Teravih; Arapça terviha kelimesinin çoğuludur. Rahat, aheste, dinlenerek kılınan namaz demektir. Hz. Peygamber teravihi cemaatle de kıldırmış ama, ekserisini diğer sünnetlerde yaptığı gibi evinde münferiden kılmıştır. Kesintisiz cemaatle kılınmaya Hz. Ömer döneminde başlanmıştır.
Teravih orucun değil, Ramazan ayının sünnetidir. Onun için Ramazan dışında oruç tutulsa, arkasından da teravih kılınsa bu teravih değil, nafile bir namaz olur. Asrı saadette ekseriyetle 20 rekât kılınmış, ama bazı hallerde 8 rekât kılındığına dair de rivayetler vardır.
Dedelerimiz Osmanlılar her şeyin iyisini buldukları gibi teravih hususunda da çok güzel şeyler ihdas etmişler, rekât aralarını Salât-ı Ümmiyeler, nâtlar, kasideler, ilâhilerle süslemişler ve her selam verişte mutlaka Allah Resülünün üzerine salât-ü selâm getirtmişlerdir. Ayrıca rekât aralarında kısa konuşmalar yapmak, gül suyu ikram etmek, şerbet dağıtmak… gibi adetleri de varmış.
Teravih rahat kılınması gereken namaz manasına ama, ahir zamanda birçok şeyi değiştirdiğimiz gibi bunu da değiştirmişiz, hızlı kılınan, yarış yapılan, beşinci vitesle gidilen, dolayısıyla hele hele böyle sıcak yaz günlerinde kan-ter içinde kılınan namaz yapmışız. Meslektaşlarımın çoğu teravihten sonra hücrede komple çamaşır değiştiriyor. “Ağır kıldırsın zoru ne?” diyemeyiz, çünkü hemen dedi-kodu başlar, camiler arası kıyas ve karşılaştırmalar yapılır, neticede cemaat yönünden iflâs eder. Sanki insanımız namazdan çalacağı o dakikaları daha iyi, daha faydalı şeylerle değerlendirecek!..
Fakat kıyamette zamanın hesabının sorulacağını Peygamber Efendimiz bildiriyor ve şöyle buyuruyor:
“İnsanların çoğu iki nimet hususunda aldanıyorlar, hata ediyorlar. Vücut sıhhatlerini koruma ve boş vakitlerini değerlendirme hususu.” (1)
“Kul Kıyamet gününde dört şeyden hesap vermedikçe, huzurullahtan ayrılamaz:
1-Ömrünü nerede tükettiğinden.
2-İlmi ile ne gibi faydalı işler yaptığından.
3-Malını nereden kazanıp nereye harcadığından.
4-Bedenini nasıl kullanıp, nerede yıprattığından (2)
Bu hususta iki fıkra ile makalemizi bitirelim:
Hocanın birisi 12 dakikada teravih bitiriyormuş, bir haylide müşterisi varmış. Bir gün gayet normal kıldırmış, cemaatten kızanlar sebebini soranlar olmuş, hoca; “radara yakalandık kardeşim” demiş. Cemaat anlamamış o şöyle izah etmiş; “kardeşim görmediniz mi cemaatin içinde müftü efendi vardı.”
Yine böyle jet hocalardan birinin camisine birisi gelmiş, abdesti yok, hem abdest alıyor hem de: “Az ağırdan alsanız da bende yetişsem” diye mırıldanıyormuş. Namazdaki cemaatten birinin canı sıkılmış ve şöyle demiş: “Ulen kardeşim biz içinde iken yetişemiyoruz ki, sen dışından yetişebilsen”
Hayırlı Ramazanlar.
------------------
- Buhârî Rikak 1, Tirmizî Zühd 1, (2305).
- Tirmizi Kıyamet 1, ; İbrahim Canan, “Hadis Ansiklopedisi”, c. 14, s. 177.