Tekvando Federasyonu Başkanı Metin Şahin, Türkiye’de genç kızların genellikle, kendilerini güvende hissetmek için tekvando sporuna başladığını, Türk ailelerin de kızlarını bu konuda teşvik ettiğini söyledi. Şahin, yaptığı açıklamada, Türkiye’de bayanların öteden beri tekvandoya ilgi gösterdiğini, ancak son yıllarda elde edilen başarılarla birlikte sporcu sayısının ciddi oranda arttığını söyledi. Antrenör sayısının çoğalması, okullarda tekvandonun teşvik edilmesi ve düzenlenen gençlik kamplarının tekvandoya ilginin artmasında etken olduğunu anlatan Şahin, “Özellikle bayan sporcuların dünya ve Avrupa çapında büyük başarılar göstermesi, bayan sporcuların tekvandoya olan ilgisini arttırdı” dedi.
Tekvandonun özel salonlar aracılığıyla yapılandığını ifade eden Şahin, “Her köşede bir kahvehane olacağına spor salonu açılsın. Devletin imkanları bazen yeterli gelmiyor. Özel salonların bu işe el atması lazım. Türkiye’deki eğitim sistemi çocukların spora yönelmesine çok fazla izin vermiyor. Yakınlarda bir spor salonu olduğu zaman çocukların sporla tanışması kolaylaşıyor” diye konuştu.
Şahin, savunma sporlarının erkek sporu olarak algılanmaması gerektiğini, tekvandoda zaman zaman bayan sporcu sayısının erkekleri geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Çoğu genç kızımız sokakta kendini güvende hissetmek için tekvando sporuna başlıyor. Türk aileleri çocuklarının savunma sporunu öğrenmesini, kendilerini korumasını istiyor. Tekvando sporunun bu amaca uygun olduğunu görüyorlar. İlerleyen yaşlarda da savunma sporları bayanların kendini güvende hissetmesini sağlıyor. Devlet sporculuğu bayan ve erkeklerin spora yönelmesinde büyük bir etkendir. Aileler de çocuklarında yetenek varsa, gelecek kaygısı olmasın diye spora yönlendiriyorlar.
İlk başta güçlü olmak, dışardaki yanlış etkenlere karşı kendini savunmak için bu işe başlayan genç daha sonra tekvandoya, ‘doğu prensipleri’ dediğimiz nezaket, alçak gönüllülük, centilmenlik, başkasına zarar vermeme, iyi insan olma, iyi vatandaş olma şartlarını ihtiva eden bir eğitim sporu olarak devam ediyor. Varsın kendini korumak için başlasın bu sorun değil. Çünkü insanın kendini savunmaya da hakkı vardır. Sonrasında bir yeteneği varsa çok büyük bir sporcu çıkabiliyor. Bir savunma sporu olarak bayanların bu işe erkeklerden çok daha fazla ilgi gösterdiğini salonlardaki katılım sayılarından anlıyoruz. Bu da bizi mutlu ediyor.”
Şahin, bayan tekvandocuların zaman zaman erkeklerden daha başarılı olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “2006 yılında bayanlarımız Tayland’da Dünya Takımlar Şampiyonası’nda takım halinde dünya ikincisi oldu. Meksika’da yapılan Gençler Dünya Şampiyonası’nda bayan takımımız ve erkek takımımız üçüncü olurken, bayanlarda ve erkeklerde birer şampiyon çıkardık. Bu da gösteriyor ki erkek sporcularla bayan sporcuların başarıları paralel bir noktaya gelmiş. Fakat zaman zaman Avrupa olsun, dünya olsun büyük şampiyonalarda bazen bayanların öne geçtiği oluyor. Genç kızlarımız çok başarılı. Özellikle şu son 2-3 yılda, 3-4 sporcumuz dünyanın en iyi sporcuları arasına girmeyi başardı. Bunlardan bazıları Azize Tanrıkulu, Furkan Asena Aydın, Nur Tatar. Bunların yaşları daha çok genç. Dünyayı kendisine hayran bırakan sporcularımız oldu. Daha genç olmaları, gelecek vaat etmeleri olimpiyatlarda yarışma noktasında bugünden başarılı olmaları bizleri umutlandırıyor. Bayan sporcularımızda çok büyük gelişmeler var. Türkiye’nin her bölgesinden çok başarılı sporcularımız çıkıyor.”
Kadınların tekvandoya yönelmesini teşvik ettiklerini söyleyen Şahin, antrenör sayısının 2004 yılında 375 iken, bu sayının 2 binlere yükseldiğini belirtti. Tekvandocuların sporu erken yaşta bırakmamaları için genç ve yıldız sporcuları büyük eğitim kamplarına aldıklarını ifade eden Şahin, 2009 yılının tekvando alanında Türkiye için bir milat olduğunu, dünya takımlarının Türkiye milli takımıyla kamp yapmak istediğini sözlerine ekledi.
Şahin, savunma sporlarının erkek sporu olarak algılanmaması gerektiğini, tekvandoda zaman zaman bayan sporcu sayısının erkekleri geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Çoğu genç kızımız sokakta kendini güvende hissetmek için tekvando sporuna başlıyor. Türk aileleri çocuklarının savunma sporunu öğrenmesini, kendilerini korumasını istiyor. Tekvando sporunun bu amaca uygun olduğunu görüyorlar. İlerleyen yaşlarda da savunma sporları bayanların kendini güvende hissetmesini sağlıyor. Devlet sporculuğu bayan ve erkeklerin spora yönelmesinde büyük bir etkendir. Aileler de çocuklarında yetenek varsa, gelecek kaygısı olmasın diye spora yönlendiriyorlar.
İlk başta güçlü olmak, dışardaki yanlış etkenlere karşı kendini savunmak için bu işe başlayan genç daha sonra tekvandoya, ‘doğu prensipleri’ dediğimiz nezaket, alçak gönüllülük, centilmenlik, başkasına zarar vermeme, iyi insan olma, iyi vatandaş olma şartlarını ihtiva eden bir eğitim sporu olarak devam ediyor. Varsın kendini korumak için başlasın bu sorun değil. Çünkü insanın kendini savunmaya da hakkı vardır. Sonrasında bir yeteneği varsa çok büyük bir sporcu çıkabiliyor. Bir savunma sporu olarak bayanların bu işe erkeklerden çok daha fazla ilgi gösterdiğini salonlardaki katılım sayılarından anlıyoruz. Bu da bizi mutlu ediyor.”
Şahin, bayan tekvandocuların zaman zaman erkeklerden daha başarılı olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “2006 yılında bayanlarımız Tayland’da Dünya Takımlar Şampiyonası’nda takım halinde dünya ikincisi oldu. Meksika’da yapılan Gençler Dünya Şampiyonası’nda bayan takımımız ve erkek takımımız üçüncü olurken, bayanlarda ve erkeklerde birer şampiyon çıkardık. Bu da gösteriyor ki erkek sporcularla bayan sporcuların başarıları paralel bir noktaya gelmiş. Fakat zaman zaman Avrupa olsun, dünya olsun büyük şampiyonalarda bazen bayanların öne geçtiği oluyor. Genç kızlarımız çok başarılı. Özellikle şu son 2-3 yılda, 3-4 sporcumuz dünyanın en iyi sporcuları arasına girmeyi başardı. Bunlardan bazıları Azize Tanrıkulu, Furkan Asena Aydın, Nur Tatar. Bunların yaşları daha çok genç. Dünyayı kendisine hayran bırakan sporcularımız oldu. Daha genç olmaları, gelecek vaat etmeleri olimpiyatlarda yarışma noktasında bugünden başarılı olmaları bizleri umutlandırıyor. Bayan sporcularımızda çok büyük gelişmeler var. Türkiye’nin her bölgesinden çok başarılı sporcularımız çıkıyor.”
Kadınların tekvandoya yönelmesini teşvik ettiklerini söyleyen Şahin, antrenör sayısının 2004 yılında 375 iken, bu sayının 2 binlere yükseldiğini belirtti. Tekvandocuların sporu erken yaşta bırakmamaları için genç ve yıldız sporcuları büyük eğitim kamplarına aldıklarını ifade eden Şahin, 2009 yılının tekvando alanında Türkiye için bir milat olduğunu, dünya takımlarının Türkiye milli takımıyla kamp yapmak istediğini sözlerine ekledi.