Lynch isimli tefecilik kurumunun Avrupa sorumlusu iken Türkiye'nin ekonomi yönetiminin başına atanan; Maliye Bakanı Mehmet Şimşek katıldığı G20 zirvesinden birilerine şöyle bir mesaj yollamış.
“One Earth” (Tek Dünya)
“One Family” (Tek Aile)
“One Future” (Tek Gelecek)
Gerçi bu günkü iktidar değil de muhalefet de iktidara gelseydi ekonominin başına geçirileceği duyurulan Mehmet Şimşek sanki mesaj değil de birilerine selam çakmış desek daha doğru olur.
Bunun nedeni Almanya’nın ve İtalya'nın faşist liderleri Hitler ile Mussolini’nin nerdeyse birbirinin benzeri olan Nazi sloganı "Ein Volk(Tek Halk), ein Reich(Tek Halk), ein Führer(tek İmparatorluk, tek Lider)” sloganından özenilmiş olabilecek bu slogan dikkatinizi çekti mi?
Ya da bizim seçim meydanlarındaki meşhur Rabia’mız olan "Tek Devlet, Tek Millet, Tek Vatan, Tek Bayrak" sloganına olan benzerliği.
Milletlerin tarihinde devlet ile bireyin özdeşleştirilerek elde edilen kavrama yüklenen farklı anlamlar olmuştur, daha da olacaktır, ama bu defadaki darbe çok farklı geliyor.
Çünkü “Tek Gelecek” sizin açınızdan istenen ve belirlenecek olan geleceği değil, küresel tanrılığa soyunan Homo Deusların hâkim olduğu, farklı insan toplulukları için hayatın farklı olmadığı, geleceği gideceği önceden belli olan ve hemen her şeyin tek lik adına kontrol altına alındığı, tek düze bir yeni komün toplumunu ifade etmektedir.
“Tek dünya” ise; adı sanı ve yönetim şekli ne olursa olsun tüm devletlerin milli ve yerel farklılıklarından soyutlanmış, devletin vatandaşı olarak kabul edilenlerim tek tip giyindiği, belirlenen miktar kadar ürettiği ve tükettiği hatta belirlenenler dışında inanmanın, düşünmenin ve konuşmanın mümkün olmadığı bir dünya anlamındadır.
Peki, ya “Tek aile” nedir derseniz?
Kimsenin kimsesinin yani aile diye bir mefhumun olmadığı, herkesin tek merkez tarafından belirlenmiş bir lider, yine tek bir merkez tarafından belirlenen düşünce etrafında olmak zorunda olduğu, kimin kimden kaç adet çocuk yapacağının yine bu merkez tarafından belirlendiği bir insan tabiatına aykırı yapılanmadır.
İyi de yöneticiler de aynı standartlara mı tabi olacak diyenler olacaktır.
Elbette hayır, egemen sınıf kendilerinin şeytani düzenlerinin ve soylarının devamı için kendi diledikleri kadar çocuklarını sanayi tipi kuvözlerde üretecek ve eğitecekleri için hem çocuklarının hem de toplumun tüm çocuklarının babası olacaklardır.
Duçe unvanını alan Mussolini ve Führer unvanıyla anılmak isteyen Hitler veya benzer unvanları kendine yakıştıran çağdaşlarının yapmak istedikleri gibi.
Şimdilerde sıkça karşılaştığımız milli mutabakat, milli birlik ve beraberlik söylemlerinin de beslendiği bu anlayışın çağdaş siyaset bilimi literatüründeki karşılığı korporatizmdir.
Çağdaşlık adına yapılmak istenen bu tür bir yapılanmaya bir toplum, bir millet veya insanlık ailesi demek mümkün mü?
Yoksa bazılarının sürekli suçladıkları gibi bizim art niyetli bakış açımız mı?
Sen kötü düşünüyorsunuz diyorsanız cevaplamanız gereken soru şu: Sahi Bakan neden böyle bir ifade kullanmak zorunda bırakıldı veya kim adına, kimlere ne mesajı veriyor bu kelimelerle?
İşin içinde insanlık için geri dönüşü mümkün olmayan bir art niyet olabilir diyorsanız o zaman dünyayı yöneten firavun zihniyetlilerin ”Tek Kan, Tek Soy, Tek Aile” diyerek atalarının yüzbinlerce Afrikalı insanı kara derili diyerek zincirli Köle yaptığını unutmayın deriz.
Bu arada unutulmaması gereken bir şey daha var: Kendilerinden olmayanları “Goyim” görerek “chip” li köleler yaparak dünyayı fasit emelleri doğrultusunda yönetmek isteyen Soy aslında Kutan ayetinde belirtilen şeytani soydur.
FARKINDA MISINIZ?
Dünya nüfusunu aşılarla azaltma girişimleri sonucunda oluşturulacak tek dünya hükûmeti, tek dünya dini, tek dünya ordusu, tek dünya para birimi, özel mülkiyetin kaldırılması ile aile ve cinsiyet kavramlarının yok edilmesi sonucunda oluşturulacak akıllı şehirler gerçekte birer akıllı hapishanedir.
Fıtri yapının bozulmasına yönelik tüm girişimler reddedilmelidir.