Gazetede çıkan yazımın sabahı “Müdür çağırıyor” dediler.
Gittim. Odasında selam vererek karşısında durdum.
Önünde gazete ve benim yazı açık duruyordu.
“Bu yazıyı sen mi yazdın?”
“Evet, efendim ben yazdım.”
“Sen memursun gazetede yazı yazamazsın. Üstelik milletvekillerine hitap etmekle siyasete girmiş oluyorsun ki memur için suç. Ayrıca yollar hakkında yazı yazıyorsun.”
Hakkında memurun kanununun 15. Maddesine göre tahkikat açıp gerekli ceza verilecek.
Bu hitaptan tabii ki hoşlanmadım. Demek ki bu vesile ile beni cezalandırmak istemekteler! Cesaretimi toplayarak…
“Sayın müdürüm. Ben yazımda yolun yapımındaki faydaları anlatmakta. Bu yolun yapımı için ilgili yerlere duyuru bulunmaktayım. Bunun bir suç olduğunu zannetmiyorum.”
Sözümü keserek “Var, var. Milletvekilleri diye yazmışsın ki bu siyaset yapmaya girer.”
Ben cevaben. “Zannetmiyorum efendim. Anayasanın 26. Maddesine göre herkes fikrini söz ve yazı ile bildirir denilmekte. Bende buna uymuş oluyorum.” Cevabıma.
“Memur için değil anlaşıldı hakkında tahkikat açılacak. Gidebilirsin.”
Çıkarken elbette moralim bozulması gerekirdi ama.
Hiç aldırış etmeyerek yerime oturdum.
Mesai sonu gazeteye uğrayıp durumu anlattım.
Onlarda suç unsuru yok nasıl olur derken, ben acilen bir yazı yazıp yarına çıkmasını istedim.
***
Yazımın başlığı
“SUSUP VEDA MI EDEYİM? YOKSA DEVAM MI?” oluyordu.
Yazıya başlangıç olarak görüş yazdım ve dedim ki.
“Cadde kaldırımında yürürken önünüzde altı kişilik aile birer paket içindeki çekirdeği çitleyip kabuğunu yere atıyorlar.
Siz nezaketen hatırlatma isteyip aile reisine yaklaşarak.”
“Çekirdek kabuklarını yere atmayıp pakete koymakla caddeyi kirletmiş olmamış olursunuz…”
Teklifime. Elini kaldırıp
“Ulan sana ne? Vazifesi mi düştü.” Deyip üzerinize yürürse…
Susar geri mi çekilirsiniz?
Yoksa kavgaya hazır mısınız? Misali vererek devamla…
Müdür ile olan konuşmaları açıkladıktan sonra.
“Bu durum şu anda bende de mevcut. Yapılan ikaza uyup”
“Susup, Yazılarıma VEDA mı edeyim yoksa devam mı?
***
Yazının çıktığı sabahı
Öğleye doğru gazeteye mailler yağmaya başlamakla beraber durum ile ilgili konuşmalar olarak gazetenin telefonu kitlenmiş.
***
Gelen mailler Seydişehir meslek odalarından, sivil kuruluşlarından ve telefon da Seydişehir halkından olmakta.
Hayret doğrusu. Seydişehirliler yazılarımı takip ediyorlarmış ki…
Hemen ilgilenmiş bulunmaktalar.
Desteklerinde “Susma çekinmeden devam. Biz seni desteklemekteyiz…” diyorlardı.
***
Peki, asıl hitap ettiğim milletvekilleri, Konya meslek kuruluşları, Konya basını ve Konya halkı hatta Gazeteciler Cemiyeti ve Konya basınındaki yazarlar ne yapıyordu?
Kocaman bir TIS
Sadece Konya Postası Gazetesi’ndeki değerli yazarlar sertçe yazılarıyla beni desteklemekte idiler.
Bu yazarların makalelerini ve kararımı gelecek yazıda anlatırım inşallah
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…