Tek çare üretim yapmak

Pankobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, " Tarih ders çıkarmamız için gerekiyor. Ben kendi namıma o dersi çıkardım. Mutlaka ve mutlak surette üretim. Vaz geçmek yok ille de üretim, illa ki üretim" dedi.

Türkiye Perakendeciler Federasyonu tarafından bu yıl sekizincisi düzenlenen “Uluslararası Yerel Zincirler Buluşuyor” 2016 Konferansı ve Fuarı İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde başladı. Sekizincisi gerçekleştirilen “Verimlilik” ana temalı “Yerel Zincirler Buluşuyor” Konferans ve Fuarının açılışını Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfekçi yaparken, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve Pankobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk da konferansın açılış konuşmacısı olarak deneyimlerini aktardı.  Konya Şeker’in hikâyesini ve Konya Şeker’deki değişimi katılımcılarla paylaşan Konuk, Konya Şeker’in kurumsal tarihinde 1952, 1954, 1994, 1999, 2004 ve 2006 olmak üzere 6 ana eşik olduğunu belirterek, “Birincisi kâğıt üzerinde Konya Şeker’in kurulduğu tarihtir. İkincisi yani 1954 bizim ilk fabrikamızın üretime başladığı yıldır. Üçüncüsü yani 1994, sahibi olduğu fabrikaya çiftçinin gerçek anlamda sahip olduğu yıldır. Dördüncüsü yani 1999 Konya Şeker’in strateji değiştirdiği ve üretici ortaklarının vasfını yeniden tanımlayarak bizim ortaklarımız pancar üretir ancak pancar ile birlikte diğer tarımsal ürünleri de üretir diyerek çiftçi ortaklarının ürettiği her ürünü işleyebilecek sanayi yapılanmasını gerçekleştirme kararı verdiği yıldır. Beşincisi yani 2004, yarım asır sonra ikinci bir fabrika kurarak yeni bir yatırım dönemine başladığımız yıldır. Altıncısı yani 2006, markalaşma ile tarladaki üreticiyi rafla buluşturduğumuz yıldır” dedi.

“BİR MARKA ARKASINDAKİ HİKÂYESİ KADAR BÜYÜKTÜR”

Bir markanın arkasındaki hikâye kadar büyük olduğunu ve Konya Şeker'in de arkasında kuvvetli bir hikâyenin olduğunu belirten Konuk, ”1952’de kâğıt üzerinde kurulan o şirket yani Konya Şeker, 1954 yılında şeker fabrikasını üretime başlatmış. Açılışını rahmetli Başbakanımız Adnan Menderes’in yaptığı o fabrikanın işletmesini devlet üstlenmiş. Yani fabrikayı çiftçi yaptırmış ama devlet işletmiş. Ne zamana kadar 1990’lı yılların ortasına kadar. 1994’de devletin elindeki cüzi miktardaki kamu hissesini pancar üreticileri kooperatiflerine satarak yönetimden tamamen çekilmesiyle birlikte Konya Şeker’de işletmeciliği de çiftçi üstlendi. Yani 1952’de yatırımcı olan çiftçi 1994’de işletmeci de olunca tam manasıyla girişimcilik vasfına erişti. Konya Şeker’i 40 yıl devlet işletti ve bir gün biz çekiliyoruz kârı da zararı da sizin dedi. Önce bocaladık, 2000’li yıllarla birlikte de kendi sistemimizi geliştirdik. Her yatırım bizim için bir antrenman oldu ve bugün hedefimizi daha yükseklere çıkardık ve dedik ki, Türkiye dünyanın en büyük ilk beş tarım ekonomisi içinde olacaksa Konya Şeker’in gıda markası Torku da dünyanın ilk beş gıda markasından biri olacak. Hem üretim çeşidi hem kalitesi hem üretim hacmi hem de cirosuyla. Bu hedefi realize etmek için de 1999’dan beri aralıksız proje üretiyor, her yıl bir önceki yıldan daha fazla yatırım yapıyoruz” dedi.

“ÜRÜN AL AĞAÇ DİKELİM YAKLAŞIMINI RED ETTİK”

Üretici açısından ürününü satacağı sağlam alıcıların bulunması, ürüne talep garantisi oluşturulması kadar önemli hususun, tarımsal üretimde sürdürülebilirliği sağlayacak çevre şartları olduğunu belirten Konuk, ”Üretim yapmaya imkan verecek doğal ortam yoksa, ekolojik şartlar uygun değilse siz üretime ne kadar destek olursanız olun netice alma ihtimaliniz olmaz. Bir çiftçi iştiraki olarak bizim en az sanayi yatırımları kadar önem verdiğimiz husus, Konya Ovasında tarımsal üretimde sürdürülebilirliğin ve sürekliliğin sağlamasına yönelik projelerdir. Yani Konya Ovasında ekim dikimin yapılması, ekilen dikilende verimin artması için çevre şartlarının da üretici lehine değişmesi gerekiyordu. Yani ekosistemin bozulması nedeniyle yaşanan verim düşüşüne de müdahil olmamız gerekiyordu. Bunun için ne yaptık, ağaçlandırma çalışmalarını başlattık. Yani doğal iklimleme ile verim artışına dolaylı ancak katkısı tartışılmaz bir önlem geliştirdik. Konya Ovasına satıh esaslı olarak ve tüm Ovanın ekosistemini bir bütün olarak değiştirecek miktarda ağaç ekmeyi hedefledik. Şimdilik 18 milyon ağaçtan fazlasını diktik. Bunların verime olumlu etkisi hissedilmeye başlandı. Bu etki katlanarak artacak. Bazıları için sosyal sorumluluk projeleri bir pazarlama materyalidir, bizim sosyal sorumluluk projelerimiz ise bize göre sosyal zorunluluk projeleridir. Bizim sosyal sorumluk projelerimiz bizim kendi evimize yaptığımız yatırımlardır. Yani bizim Konya Ovasına diktiğimiz her ağaç, kendi bahçemize diktiğimiz ağaçtır. Bazıları için ağaç görsel güzelliktir ancak bizim ortaklarımız için üretimdir, hayattır” dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri