Tek Adam Yönetimi

Muammer Çelik

İnsanoğlu yaratıldığı günden bugüne beslenme, barınma, üremenin dışında yönetim problemini de çözmek için gayret göstermiştir ve gayret göstermeye devam etmektedir. Çünkü; başıboşluk, idaresizlik kaos oluşturur, toplumda kargaşa çıkarır.

***

Bütün dinlerin ortak esasları olan; dini muhafaza, aklı muhafaza, canı (nefsi)muhafaza, malı muhafaza, ve nesli muhafazanın olabilmesini sağlamak için yönetim ve idare (devlet) şarttır. “İnsan, başıboş bırakılacağını mı zanneder.”(Kıyamet 36)

***

İnsanın sorumluluk alması için, dini hükümlerle hem dünyasını hem de ahretini mamur edecek bilgiye sahip olmalıdır. Ancak bunu kendi nefsi için birebir kendine ait olanını kendisi yaşarken toplumsal olanını rastgele uygulayamaz, kamu düzeni ve kul hakkı mühimdir. Allah’ın koyduğu kuralları uygulayabilecek bir mekanizma oluşturmak şarttır. Bu mekanizmanın yönetim biçiminin şekli şemalı da yine Allah tarafından bize sunulmuştur.

***

Kur’an’ın önerdiği yönetim biçimi şuraya dayalı yönetim biçimidir. Yani çoğulcu bir yönetim biçimidir. Bunun tam tersi ise tek adam yönetimidir. Efendim İslam’ın ilk yıllarında hep tek adam yönetimi vardı!?.. Öyle mi acaba?.. Tek adam yönetiminde kuvvetler ayrılığı dediğimiz yasama, yürütme ve yargı yoktur. Halbuki İslam’ın ilk yıllarında iyi yöneticiler zamanında yasama (kanun) Allah’ın kitabına, Resulüllah’ın sünnetine ve ulemanın fetvasına dayanarak; Kur’an anayasası uygulanmıştır. Yürütmeyi yapan liderler ise hep istişare ile amel etmişlerdir. Yargıya da (kadılara, şeyhülislama) hesap vermişlerdir.

***

İstişareye en güzel ilk örnek Resulullah (s.a.v)’den gelmektedir. Uhut Savaşı öncesi istişareye tabi olması çok meşhurdur. -Üstelik Allah’ın resulüyken- Hazreti Ebu Bekir’in ve Hazreti Ömer’in; sahabenin ileri gelenleriyle istişareleri çok bilinen bir gerçektir.

***

Efendim tek adam yönetiminde yönetici adam iyi olursa iyi, iyi olmazsa kötü olur fikri zaten yanlış bir fikirdir. Bir kişinin yetkisi %95 olursa, %95 yetkiyle yönetime gelirse bu zaten zulümdür. Çünkü tek adam iyi de olsa karar vermekte yanılma payı%50 dir. Hem çok zorlanır, hem de çok kibirlenir. İstişare yapmak zorundadır. Her gün bir başkasıyla veya başkalarıyla ayrı-ayrı ve gizli gizli istişare olmaz. İstişarenin şeffaf olabilmesi için kurumsal bir yapı olması gerekir.

***

İşte bunun için biz diyoruz ki; bu işi en baştan güçlendirilmiş parlamenter sistemi dediğimiz sisteme geçip -şura meclisi desek te olur, istişare heyeti desek te olur-; 600 kişiyle karar verilip yürütmeye konu havale edilir. Hatta bunun bir adım öncesinde 5-6 liderin üst karar organı olarak meseleleri görüşmeleri daha uygun olur. Yani kişiden ziyade sistem öncelenir. Atalarımızın darb’ı mesel olarak, atasözü olarak söyledikleri “Şeriatın kestiği parmak acımaz.” Bunun içindir. şeriat keserse acımaz ama adam keserse korumalarla gezmek zorunda kalabilir.

***

Avrupa’da veya gayrimüslim ülkelerde krallıklar tek adam yönetimi her zaman zulüm, baskı ve kötülük olarak yaşanmıştır. Onun için zalim ve baskıcı yöneticilerden kurtulmak için uzun zaman araştırmalar ve çalışmalar yaparak demokratik yönetim biçimini (Demokrasi Sistemini) keşfetmişlerdir. İslam memleketlerinde ise (sözde) tek adam yönetimleri bazen çok güzel bir idare şekli oluştururken, bazen Yezid gibi Haccac gibi Memun ve Mutasım gibi dönemlerde zulüm getirmiştir. Halbuki başta söylediğimiz gibi kuvvetler ayrılığı prensibine uyan, istişareye uyan Müslüman liderler (tek adam olsa da) çoğulculuğu uyguladığı için başarılı olmuşlardır.

***

Dileğimiz, her şeyden önce adil bir idareyle; herkesin derdine deva olacak; yasamasıyla(Kur’an anayasasıyla), yürütülmesiyle ve yargısıyla halkın ve hakkın emrinde olan bir iktidar istemektir. Cenabı Allah samimiyetimize ve bilgisizliğimize inayet eylesin.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.