İl (AFAD) Acil Durum Yönetimi ekipleri Bozkır İlçesi Dereköy Mahallesi'nde bulunan ve sıkıntı teşkil eden, sarp kayalıkları koruma altına almak amacıyla yapılan çalışmaları incelemek için bölgeye gitti. İncelemelere Bozkır Kaymakamı Mustafa Demir ve Bozkır Belediye Başkanı İbrahim Gün'de katıldı. İl Afet ve Acil Durum Müdürü Yıldız Tosun, “Son dönemlerde kriz yönetiminden, risk yönetimine geçiş dönemi yaşandı. Buradaki amaç riski ortadan kaldırıp krize sebebiyet vermemektir. Veya bu riski minimum düzeye indirmektir. Biz yaptığımız çalışmada risk yönetimi örneğini gösterdik. Dereköy Mahallesi'nde yaptığımız kaya ıslah çalışmasında gabyon tel kafes, toprakarme tahkimat yapılmıştır. 171 konut riskli iken ve oturmaya yasaklı bir alan iken gerçekleştirilen ıslah çalışması ile tekrar oturulabilir hale getirilmiştir. Güçlendirilmiş çelik ağla bu sarp kayalık çevresi kaplandı. Koruma altına alınan bu sarp kayaların imhası için 10 milimetre çapında çelik ağlar kullanıldı. Dikine ve yanlamasına çelik ağlar atılarak daha da güçlendirilme çalışması yapıldı. Bu ağların metrekarede 5 tonluk taşıma kapasitesi var. Yukarıdan gerçekleşecek bir kaya düşmesi eteklere geliyor. Zaman içerisinde düşen kayalar oldukça temizleniyor. Bu bölgedeki çalışmalar iki ay önce başladık. Tamamlandı. Burası afete maruz bölge ilan edildi. Buradaki evlerin taşınma kararı alındı. Buradaki sosyal, toplumsal birçok doku bozulacaktı. Bu sosyal yapıyı bozmadan, buradaki vatandaşlarımızı evlerinden etmeden, buradaki geçim kaynağından mahrum bırakmadan buradaki yaşamı devam ettirmek için buradaki tehlikeyi ıslah ile önlemiş olduk” dedi.
DEPREM İLE YAŞAMAYI BİLMELİYİZ.
Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunu ve bu bilinç ile yaşanılması gerekliliğini de vurgulayan Tosun, konuşmalarını şöyle sürdürdü: “Bir insan araba aldığı zaman mutlaka arabasına kasko yaptırıyor. Ama alınan evlerin zorunlu deprem sigortası yaptırılmıyor. Bilinmelidir ki araba sigortası zorunlu deprem sigortasına göre daha pahalıdır. Yani zorunlu deprem sigortası hem daha ucuz hem de daha gereklidir. Bu konuda ülke olarak bir ihmal var. Millet olarak bulunduğum bölgede bir şey olmaz, olursa da bana olmaz anlayışı var. Bunu artık bir kenara bırakmalıyız. Japonya'da olduğu gibi afet konusunda hem eğitim ile bilinçlendirilmeliyiz hem de bu şartlara uygun yapılar inşa etmeliyiz. Türkiye deprem ülkesidir. Millet olarak bu bilinçte yaşamalıyız. Deprem ile yaşamayı bilmeliyiz. Afet artık bizim yaşam kültürümüz olmuştur. Afet denince akla sadece deprem gelmemelidir. Heyelan, sel ve bunun gibi birçok olay, afet kapsamı içerisinde yer almaktadır. Konya, alüvyal bir toprak yapısına sahip. Gevşek bir zemine sahip. Sert binalar yapılmalıdır. Toprak sert olursa binaların inşasında yumuşak bir yapı kullanılmalıdır. Bunlar analiz edilmelidir. Bütüncül bir yapı ile çalışmalar gerçekleştirilmelidir. Ancak bu şekilde iyi bir şehir yapısı kurulur. Mutlaka her fert deprem sigortasını yaptırmalıdır. Doğal Afet Sigortası yaptırmak gerekli ve öncelikli bir gereksinimdir.”
EMRE ÖZGÜL