Güncel olaylar yazı serisi
Dikkat ediyor musunuz son zamanlarda Ortodoks ve Katolikler, ülkemiz ve insanımız aleyhine bir takım ithamlar ve iftiralar yapma ve bunu sistemli bir şekilde yayma işini artırdılar. Hangi Batılı siyaset adamı veya diplomat ülkemize gelse mutlaka Fener Rum Patriğini ziyaret etmekte, orada yapılan seremoni ve konuşmalar basın eliyle ülkemiz başta olmak üzere bütün dünyaya yayılmaktadır.
Irkçı Emperyalistler, Fener Rum Papazının "Patrik" unvanı altında Ekümenik (Evrensel) de olmasını, böylece sadece Türkiye'deki değil, Balkanlar ve Rusya dâhil dünyadaki tüm Ortodoksların liderliğini yürütmesini istemektedirler.
"Papa" Vatikan (İtalya) da nasıl dünyadaki tüm Katoliklerin yöneticisi olarak, emperyalizmin sağ koltuk değneği görevini yapmaktaysa, Emperyalizm sol koltuk değneği de Ortodoks Patriği olmalı ki “İslam ülkelerine karşı Birleşik Hıristiyan Birliği” kurulabilsin.
Bunun için "Vatikan Devleti" gibi, Rum Papazı'nın da bir "Fener Devleti" olmalı, Rum Papazı, Fatih Kaymakamlığı'na bağlı bir memur değil, bağımsız "Fener Devleti"nin Devlet Başkanı unvanı almalıdır.
Hükümetimiz ise maşallah bu işlere pek heveslidir. İlerde kurulacak bu "Fener Devleti"nin mülkiyet sorununu çözmek için "cemaat vakıflarının mülk edinmesine ilişkin Yeni vakıflar kanunu ile ilgili yönetmeliğini" çoktan çıkartarak ilan etmiştir. Bu kanun ve yönetmeliğe dayanarak Rum Papazı, Fener bölgesinde mülk edinerek "Fener Devleti" için gerekli binaları mülkiyetine geçirmeye çoktan başlamıştı, bile.
ATILAN ADIMLAR
Bundan 5 – 6 sene kadar önce iş adamı Mustafa Koç kendi özel yatı ile Fener Rum Patriği Bartolomeos’u yanına da alarak Karadeniz’e açılmış ve Karadeniz’e limanı olan bütün Rus şehirlerini ziyaret ederek Bartolomeos’un “Ekumenik (Evrensel) Papası” olması gerektiğini Rus idarecilerine ve halkına telkin etmeye çalışmıştı.
Basının (Milli Gazete 17.Ekim.2010) yazdığına göre Türkiye Katolik Piskoposlar Kurulu başkanı ve İzmir Başpiskoposu Ruggero Franceschini Vatikan’a giderek, yaptığı konuşmada; “Anadolu’daki Hıristiyanların, aşırı milliyetçiler ile dindar fanatiklerin işbirliği halinde hazırladıkları karanlık tuzakların kurbanı olduklarını” söylemiş.
Dünkü (TV5 19.Ekim.2010) televizyon haberlerinde bir Batılı diplomatın kendi programı arasına sıkıştırdığı Fener Rum Patriğini ziyareti esnasında Patriğe; “Siz Ekumenik Patriksiniz” sözlerini söylemesine rağmen Ankara (Hükümet yetkilileri) ziyaret sahibinin bir siyasi olmamasını dile getirerek karşılık verilmediğini belirtmişler.
ARTAN HIRİSTİYANLIK FAALİYETLERİ
Bunlar bu cesareti nereden alıyorlar diye baktığımızda, sekiz seneden beri ülkemizde büyük bir Hıristiyanlara hoş görünme gayretini görmekteyiz. Bu sekiz sene evvelinde de bir takım Hıristiyanlık talepleri oluyor ise de sonuca varamadıkları için sesleri pek çıkmıyordu.
Nedir ılımlı İslam modeli? Dinler arası diyalog… Müsamaha platformu… Dinler bahçesi vs… Ve bütün bu menfi çalışmaların başını Hükümetin çekmesi…
Hatay’da Cami, Kilise ve Havra’nın yer aldığı Dinler arası diyalog bahçesinin açılışı Sayın Başbakan tarafından bizzat yapılmıştı. Sonra da ülkemizde tek taşı kalmış olan kiliseler bile onarılıp ihya edilmeye başlanmıştı.
Hatırlanacağı üzere AB’ne alınmadığımız halde “Avrupa birliği Anayasası” bir Papazın heykeli önünde Başbakan Sayın Tayip Erdoğan ve Dış işleri Bakanı Sayın Abdullah Gül tarafından imzalanmıştı. Aynı gün heyetin Ankara’ya dönüşü de muhteşem olmuş, Ankara Büyük Şehir Belediyesi görülmemiş bir gece şöleniyle onları karşılamıştı.
Trabzon'un Maçka ilçesindeki tarihi Sümela Manastırı'nda 88 yıl aradan sonra (15.Ağustos.2010) Hıristiyan Rumlar ayin yapmışlar, Yunan televizyonunun ayini canlı olarak yayınlamıştı. Ayine katılan bazı Ortodoksların gömlekleri altından ki tişörtlerinde “Karadeniz Pontus Rum devleti” yazılarının dikkati çekmişti.
Aynı cümleden olarak Ortodoks Ermenileri (19.Eylül.2010) de Van gölü içerisinde ki Akdamar kilisesinde yine 95 sene sonra bir ayinin yaparak ilk emellerine kavuşmuşlardı.
İKTİDAR KİLİSE İHYA EDİYOR
İktidar, Türkiye’ye “soykırımcı” diyen ve bunu dünyanın dört bir yanında her fırsatta dile getiren, bunu meclislerden geçiren, birçok diplomatımızı pusuya düşürerek öldüren Ermenileri memnun edebilmek için devlet kasasından 3 trilyon lira (yeni parayla 3 milyon TL) harcayarak Van Akdamar Kilisesi’ni onarıp törenle hizmete açmıştı.
Açılım projelerinde Rumlar da unutulmadı. Trabzon Maçka’daki Sümela manastırı, tıpkı Akdamar Kilisesi’nde olduğu gibi turizm amaçlı olarak hizmete sokuldu. Bundan sonra “Türkler Karadeniz’de soykırım yaptı” diyerek “Pontus anıtı” dikenler, kafileler halinde gelecek Trabzon’a gelerek Sümela’da ayin yaparak hacı olacaklar.
En son hançeri, İzmirli, Türkiye Katolik Piskoposlar Kurulu başkanı ve İzmir Başpiskoposu Ruggero Franceschini Efendinin sırtımıza vurdu.
Allah aşkına senin hiç tarihi bilgin yok mudur Papaz Efendi? Bizim, bütün insanlığa (sadece Hıristiyanlara değil) yaptığımız iyilikleri görmüyorsun ve bizi zulmeden olarak göstermeye kalkışıyorsun da Batı âleminin tarihin bütün devirlerinde Müslümanlara yaptıkları zülüm ve katliamlara karşı kayıtsız kalabiliyorsun?
Al, medeni Avrupa’yı… 19 Haçlı ordusunun Selçuklu ve Osmanlı topraklarında yaptıkları katliamları… İtalyanların Libya’da, Fransızların Cezayir’de yaptıkları katliamları… Yunanlıların Anadolu işgalindeki zulümlerini… Ermenilerin Doğuda ki köy ve kasabalarda yaptıkları işkenceleri… Eline birkaç tarihi belgeyi ve fotoğrafı alda incele…
Al süper güç denilen ABD’yi… Kurulduğu günden beri başta Kızılderili yerli halk olmak üzere Afrika’dan gemilerle getirilen Kunta-Kinte katliamlarını… En son Afganistan, Pakistan ve Irak’ta yaptığı katliamları, insan hakları tecavüzlerini…
Gerçekleri karartanlar hep Papa, Kardinal ve Patrikler mi olacaktır?
Ve biz ne zaman uyanacağız? Batılılara tavizler verdikçe, onların bizi sırtımızdan hançerlenmeye devam edeceklerini, ne zaman anlayacağız?
Dikkat ediyor musunuz son zamanlarda Ortodoks ve Katolikler, ülkemiz ve insanımız aleyhine bir takım ithamlar ve iftiralar yapma ve bunu sistemli bir şekilde yayma işini artırdılar. Hangi Batılı siyaset adamı veya diplomat ülkemize gelse mutlaka Fener Rum Patriğini ziyaret etmekte, orada yapılan seremoni ve konuşmalar basın eliyle ülkemiz başta olmak üzere bütün dünyaya yayılmaktadır.
Irkçı Emperyalistler, Fener Rum Papazının "Patrik" unvanı altında Ekümenik (Evrensel) de olmasını, böylece sadece Türkiye'deki değil, Balkanlar ve Rusya dâhil dünyadaki tüm Ortodoksların liderliğini yürütmesini istemektedirler.
"Papa" Vatikan (İtalya) da nasıl dünyadaki tüm Katoliklerin yöneticisi olarak, emperyalizmin sağ koltuk değneği görevini yapmaktaysa, Emperyalizm sol koltuk değneği de Ortodoks Patriği olmalı ki “İslam ülkelerine karşı Birleşik Hıristiyan Birliği” kurulabilsin.
Bunun için "Vatikan Devleti" gibi, Rum Papazı'nın da bir "Fener Devleti" olmalı, Rum Papazı, Fatih Kaymakamlığı'na bağlı bir memur değil, bağımsız "Fener Devleti"nin Devlet Başkanı unvanı almalıdır.
Hükümetimiz ise maşallah bu işlere pek heveslidir. İlerde kurulacak bu "Fener Devleti"nin mülkiyet sorununu çözmek için "cemaat vakıflarının mülk edinmesine ilişkin Yeni vakıflar kanunu ile ilgili yönetmeliğini" çoktan çıkartarak ilan etmiştir. Bu kanun ve yönetmeliğe dayanarak Rum Papazı, Fener bölgesinde mülk edinerek "Fener Devleti" için gerekli binaları mülkiyetine geçirmeye çoktan başlamıştı, bile.
ATILAN ADIMLAR
Bundan 5 – 6 sene kadar önce iş adamı Mustafa Koç kendi özel yatı ile Fener Rum Patriği Bartolomeos’u yanına da alarak Karadeniz’e açılmış ve Karadeniz’e limanı olan bütün Rus şehirlerini ziyaret ederek Bartolomeos’un “Ekumenik (Evrensel) Papası” olması gerektiğini Rus idarecilerine ve halkına telkin etmeye çalışmıştı.
Basının (Milli Gazete 17.Ekim.2010) yazdığına göre Türkiye Katolik Piskoposlar Kurulu başkanı ve İzmir Başpiskoposu Ruggero Franceschini Vatikan’a giderek, yaptığı konuşmada; “Anadolu’daki Hıristiyanların, aşırı milliyetçiler ile dindar fanatiklerin işbirliği halinde hazırladıkları karanlık tuzakların kurbanı olduklarını” söylemiş.
Dünkü (TV5 19.Ekim.2010) televizyon haberlerinde bir Batılı diplomatın kendi programı arasına sıkıştırdığı Fener Rum Patriğini ziyareti esnasında Patriğe; “Siz Ekumenik Patriksiniz” sözlerini söylemesine rağmen Ankara (Hükümet yetkilileri) ziyaret sahibinin bir siyasi olmamasını dile getirerek karşılık verilmediğini belirtmişler.
ARTAN HIRİSTİYANLIK FAALİYETLERİ
Bunlar bu cesareti nereden alıyorlar diye baktığımızda, sekiz seneden beri ülkemizde büyük bir Hıristiyanlara hoş görünme gayretini görmekteyiz. Bu sekiz sene evvelinde de bir takım Hıristiyanlık talepleri oluyor ise de sonuca varamadıkları için sesleri pek çıkmıyordu.
Nedir ılımlı İslam modeli? Dinler arası diyalog… Müsamaha platformu… Dinler bahçesi vs… Ve bütün bu menfi çalışmaların başını Hükümetin çekmesi…
Hatay’da Cami, Kilise ve Havra’nın yer aldığı Dinler arası diyalog bahçesinin açılışı Sayın Başbakan tarafından bizzat yapılmıştı. Sonra da ülkemizde tek taşı kalmış olan kiliseler bile onarılıp ihya edilmeye başlanmıştı.
Hatırlanacağı üzere AB’ne alınmadığımız halde “Avrupa birliği Anayasası” bir Papazın heykeli önünde Başbakan Sayın Tayip Erdoğan ve Dış işleri Bakanı Sayın Abdullah Gül tarafından imzalanmıştı. Aynı gün heyetin Ankara’ya dönüşü de muhteşem olmuş, Ankara Büyük Şehir Belediyesi görülmemiş bir gece şöleniyle onları karşılamıştı.
Trabzon'un Maçka ilçesindeki tarihi Sümela Manastırı'nda 88 yıl aradan sonra (15.Ağustos.2010) Hıristiyan Rumlar ayin yapmışlar, Yunan televizyonunun ayini canlı olarak yayınlamıştı. Ayine katılan bazı Ortodoksların gömlekleri altından ki tişörtlerinde “Karadeniz Pontus Rum devleti” yazılarının dikkati çekmişti.
Aynı cümleden olarak Ortodoks Ermenileri (19.Eylül.2010) de Van gölü içerisinde ki Akdamar kilisesinde yine 95 sene sonra bir ayinin yaparak ilk emellerine kavuşmuşlardı.
İKTİDAR KİLİSE İHYA EDİYOR
İktidar, Türkiye’ye “soykırımcı” diyen ve bunu dünyanın dört bir yanında her fırsatta dile getiren, bunu meclislerden geçiren, birçok diplomatımızı pusuya düşürerek öldüren Ermenileri memnun edebilmek için devlet kasasından 3 trilyon lira (yeni parayla 3 milyon TL) harcayarak Van Akdamar Kilisesi’ni onarıp törenle hizmete açmıştı.
Açılım projelerinde Rumlar da unutulmadı. Trabzon Maçka’daki Sümela manastırı, tıpkı Akdamar Kilisesi’nde olduğu gibi turizm amaçlı olarak hizmete sokuldu. Bundan sonra “Türkler Karadeniz’de soykırım yaptı” diyerek “Pontus anıtı” dikenler, kafileler halinde gelecek Trabzon’a gelerek Sümela’da ayin yaparak hacı olacaklar.
En son hançeri, İzmirli, Türkiye Katolik Piskoposlar Kurulu başkanı ve İzmir Başpiskoposu Ruggero Franceschini Efendinin sırtımıza vurdu.
Allah aşkına senin hiç tarihi bilgin yok mudur Papaz Efendi? Bizim, bütün insanlığa (sadece Hıristiyanlara değil) yaptığımız iyilikleri görmüyorsun ve bizi zulmeden olarak göstermeye kalkışıyorsun da Batı âleminin tarihin bütün devirlerinde Müslümanlara yaptıkları zülüm ve katliamlara karşı kayıtsız kalabiliyorsun?
Al, medeni Avrupa’yı… 19 Haçlı ordusunun Selçuklu ve Osmanlı topraklarında yaptıkları katliamları… İtalyanların Libya’da, Fransızların Cezayir’de yaptıkları katliamları… Yunanlıların Anadolu işgalindeki zulümlerini… Ermenilerin Doğuda ki köy ve kasabalarda yaptıkları işkenceleri… Eline birkaç tarihi belgeyi ve fotoğrafı alda incele…
Al süper güç denilen ABD’yi… Kurulduğu günden beri başta Kızılderili yerli halk olmak üzere Afrika’dan gemilerle getirilen Kunta-Kinte katliamlarını… En son Afganistan, Pakistan ve Irak’ta yaptığı katliamları, insan hakları tecavüzlerini…
Gerçekleri karartanlar hep Papa, Kardinal ve Patrikler mi olacaktır?
Ve biz ne zaman uyanacağız? Batılılara tavizler verdikçe, onların bizi sırtımızdan hançerlenmeye devam edeceklerini, ne zaman anlayacağız?