Tarımın yükünü kadınlar çekiyor

Türkiye'de kırsal kalkınma çerçevesinde gerçekleştirilen projelerde ve programlarda kadınlara yeteri kadar yer verilmiyor. Üretimin her aşamasına aktif bir şekilde katılan kadınlar, kalkınmanın olanaklarından yeterli payı alamıyorlar

Tarımsal faaliyetlerde aktif olarak çalışan kadın nüfus, yıldan yıla artış göstermekte ve çoğunluğu ücretsiz aile iş gücü olarak yer almaktadır. Türk kadınları dünyada tarımdaki aktif nüfusun %44’ünü Türkiye’de ise yüzde 54,73’ünü oluşturuyor. Tarımsal üretimde sürdürülebilirliği ve kırsal kalkınmanın sağlanabilmesi için gerekli iş gücü potansiyeli genellikle işletme sahibi ve ailesi tarafından karşılanıyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde tarım işletmeleri, işletme sahibi ve ailesinin iş gücüne dayanan aile işletmeleri tipinde. Bu nedenle kadınlar işlerde eşlerine yardımcı oluyor ve tarımda aktif olarak çalışıyor. Dünyanın birçok yerinde tarımdaki kadınlara yönelik organizasyonların bulunması Türkiye'de de bu tür çalışmaların yapılmasını gerekli kılıyor.

TARIMSAL ÜRETİMDE YOK SAYILIYORLAR

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cennet Oğuz, “Kalkınmaya yönelik çalışmalarda cinsiyet dengeli bir yaklaşım öngörülmelidir. Dünyada ve Türkiye’de nüfusun yarısını oluşturan, sosyal ve ekonomik açıdan önemli bir yere sahip olan kadınları, kalkınma programları çerçevesinde ayrı olarak ele almak gerekir. Çünkü kadınlar doğası gere ği erkeklerden farklı yapıda olup farklı alanlarda faaliyet gösterebilme yetisine sahiptirler” dedi. Kadınların erkeklere kıyasla toplum içerisinde her zaman de zavantajlı bir konumda görüldüğünü, eşitsizliklerin kaynağında yer aldığını ve tarımsal üretim noktasında yok sayıldığını belirten Oğuz, konuşmalarını şöyle sürdürdü: “Gelişmişlik düzeyleri ne olursa olsun bütün ülkelerin ekonomilerinde tarımın özel bir yeri ve önemi bulunmaktadır. Türkiye gibi, nüfusun yaklaşık yüzde 26’sının tarım sektöründe çalıştığı bir ülkede, sektörler arası ilişkiler, gıda güvenliği ve güvencesi ile istihdam açısından tarım, hâlen ana sektör durumundadır. Bu nedenle ekonomik gelişme sürecinde tarımın gözardı edilmesi düşünülemez. Tarımda potansiyel gücün harekete geçirilmesi, yapısal iyileştirmeler ve dengeli fiyat politikaları ile kalkınmanın sağlanması tüm toplumu yakından ilgilendirmektedir. Tarım kesiminde kadınların toplumsal olarak karşılıksız ve görünmez olan hane içi emekleri kadınları çocukluktan başlayarak eğitim-öğretim fırsatlarından yararlanmada, üretken kaynaklara ulaşmada, gelir getirici çalışma biçimlerine katılmada, meslek ve kariyer edinmede erkeklere kıyasla dezavantajlı konuma sokmakta ve eşitsizliklerin kaynağında yer almaktadır.”

KADINLARIN YÜKÜ ÇOK AĞIR

Tarımda çalışan kadınlarının yükünün çok ağır olduğunu belirten Prof. Dr. Cennet Oğuz, şunları söyledi: “Bu hizmetlerin yetersizliği ölçüsünde kadınlar ya evde kalıp günlük ev ve bakım işlerine emek harcamakta ya da  iş ve aile sorumluluklarını bağdaştırabilecekleri esnek çalışma biçimlerini seçmek zorunda kalmaktadır. Esnek çalışma biçimleri kadınlar için gelişmekte olan ülkelerde genellikle kayıt dışı, sosyal korumadan yoksun işlerde, enformal istihdamın sınırlı olduğu gelişmiş ülkelerdeyse sosyal güvenlik düzenlemelerinin yetersiz, ücretlerin dü- şük olduğu kısmi zamanlı işlerde yoğunlaşmaları anlamına gelmektedir. Belirli tarz işlerde ve mesleklerde yoğunlaş- ma, kadınların ücretlerinin genelde erkeklerin ücretlerinden düşük olması, işte ilerleme ve yükselme fırsatlarının sınırlılığı, işsiz kalma olasılıklarının yüksekliği kadınların yüz yüze kaldıkları ayrımcılık türleridir. Toplumu oluşturan bireylerin tüm olanaklardan eşit yararlanması toplumun dengeli bir şekilde kalkınmasında etkilidir. Kadınların kalkınma çalışmalarında sağladığı önemli katkılara karşın, kalkınma plan ve programlarında kadınlara gereken önemin verilmediği görülmektedir. Üretimin her aşamasına aktif bir şekilde katılan kadınlar, kalkınmanın olanaklarından yeterli pay alamamaktadırlar. Kadınları gözeten projeler insan hakları açısından gereklilik olduğu kadar toplumsal refah artışı için de önemlidir. 2002 yılından sonra, son on yılda kırsaldaki kadının yaşam standartlarında önemli düzelmeler olmasına rağ- men, mevcut göstergeler kadınların yaşam standartları- nın erkeklere oranla daha iyi durumda olmadığını ortaya koymaktadır. Kadınların tarımsal üretimde oynadığı kilit rol uzun yıllar görmezden gelinmiştir.”

AİLE BÜTÇESİNE KATKI İÇİN ÇALIŞIYORLAR

Kadın işçilerin sorunları büyük yoksulluktan dolayı çoğu okuyamayan ve tarlalarda çalışmaya gelen kadınlar, emeklerinin karşılığında günlük 35-40 TL arasında değişen ücretler alıyor. Gün içerisinde çalışırken birçok sıkıntıyla karşılaşıyorlar. Bunlardan biri de Göçü köyünde çapa yapan tarım işçisi Gülten Döngel. Döngel, “Tarım çalışanı olarak birçok sorun ile karşılaşıyoruz. Ailemize destek olmak için gündüz tarlalarda akşam da evde çalışıyoruz. Günde 10-12 saat çalışmaktan sırtı- mıza ağrılar giriyor. Eve gittiğimizde dinlenmeye zaman kalmadan evin işlerini yapıyoruz. Bulaşıkları yıkıyoruz. Yemek hazırlıyoruz. Yevmiyemiz 35 TL. Bu parayı bugün çocuklar bile harçlık olarak kabul etmiyor. Sosyal güvencemiz de yok. Tarım işçisi olmadan üretim olmaz. Ancak işçilere gereken önem verilmiyor. Tarımda makineleşme çok fazla. Ama hâlâ çapa gibi işler makine ile yapılmıyor. İnsan gücüne ihtiyaç duyuluyor. Devletin tarım işçileri için düzenleme yapması gerekiyor. Bizi taşıyan minibüse trafik ekipleri haksız yere ceza yazıyor. Bizler tarlalara kamyon kasalarında gelmiyoruz ki, minibüsle geliyoruz. Bu da suç olarak kabul ediliyor. İşçilerin birçok sorunu var. Ulaşım da bunlardan sadece bir tanesi” diye konuştu.

SOĞUK HAVADA EKMEK PARASI DERDİ

Konya'nın 7 bin nüfuslu Kaşınhanı Mahallesinde, Türkiye havucunun yaklaşık yüzde 60'ı üretiliyor. Rengi ve aromasıyla başta Ortadoğu ülkeleri olmak üzere Avrupa'ya da ihraç edilen Kaşınhanı havucunun ekiminden sofraya ulaşımına kadar her aşamasında kadınlar büyük rol oynuyor. Kaşınhanı Mahallesi'nde gerçekleşen havuç hasadında çalışan kadınlar da soğuk havaya rağmen aile bütçesine katkı sağlama derdinde. Soğuk havada günde 6-7 saat çalışarak aile bütçesine katkı sağlayan kadın işçiler, “Hava soğuk da olsa ekmek paramız için çalışıyoruz. Çocuklarımızın eğitim masrafını karşılamak ve eşlerimizin üzerindeki maddi yükü azaltmak için çalışıyoruz. Fakat gün boyunca burada çalıştığımız gibi bir de evde çalışıyoruz. Tarımın en büyük yükü kadınların üzerinde. Hükümetimiz tarımda çalışan kadın işçilerle ilgili bir düzenleme yapsın” çağrısında bulundu.

İBRAHİM BÜYÜKEKEN merhabahaber.com

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri