Saadet Partisi (SP) İl Başkan Yardımcısı Mehmet Kuşdemir, son dönemde ülke gündemini uzun süre meşgul eden et fiyatları, et ithalatı ve tarımda yaşanan sorunlarla ilgili değerlendirmede bulundu. Parti il binasında düzenlediği basın toplantısında uygulanan yanlış politikalar nedeniyle çiftçinin ve besicinin kaderine terk edildiğini söyleyen Mehmet Kuşdemir, et ithalatının da büyük bir yanlış olduğuna dikkat çekerek et ithalatı yerine yerli üretimi kalkındırmaya yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini bildirdi.
İTHALATIMIZ İHRACATIMIZI GEÇTİ
Türkiye’nin düne kadar kendini besleyebilen 7 ülkeden biri olduğu halde, bugün tarım ürünleri ithalatının ihracatı geçtiğini dile getiren SP İl Başkan Yardımcısı Kuşdemir, “IMF’ye terk edilmiş olan tarım politikaları ile tarımımızın ve hayvancılığımızın yok edilmesine yönelik uygulamalar, üretimi olumsuz etkilemekte ve giderek hayvancılık gibi tarımda yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. Tarım politikalarının IMF kontrolünden acilen kurtarılması gerekmektedir” diye konuştu.
ÇİFTÇİNİN SORUNLARI ÇÖZÜM BEKLİYOR
Çiftçilerin çözüm bekleyen bir çok sorunu olmakla birlikte bunların başında MEDAŞ’a olan elektrik borçlarının geldiğine dikkat çeken Kuşdemir, “Konya çiftçisinin elektrik borcu 600 milyon TL’dir. Bunun yüzde 70’i gecikme faizidir. Türkiye genelinde ise çiftçilerimizin borcu 2,5 milyar TL’dir. Bunun 1 milyar TL’si gecikme faizidir. Konya’da 300’e yakın sulama kooperatifinin 40 bine yakın çiftçi üyesi vardır. Bu çiftçilerimizin neredeyse tamamı borçludur. Başka hiçbir kurumda uygulanmayan gecikme faizi tarımsal sulama elektriğinde kullanılmaktadır. Bunun sonucu olarak çiftçimizin yüzde 36’sı gecikme faizi ödemek zorunda bırakılmıştır. Adeta çiftçiye zulüm edilmektedir” dedi.
BUĞDAYIN FİYATI 8 YILDIR DEĞİŞMEDİ
Artan girdi maliyetlerine rağmen 2002 yılında 40 kuruş civarında olan buğdayın 2009 yılında da 40-45 kuruş arasında satıldığına vurgu yapan SP İl Başkan Yardımcısı Kuşdemir, “Çiftçinin ürettiği ürünü 8 yıldır aynı fiyata satmasına karşılık gübrede, elektrikte, mazotta yüzde yüz artış olmuştur. 2002 yılında 1,75 kuruş olan mazot, 2010 yılında 3,04 kuruşa yükselmiştir. Çiftçimiz adeta tarlasını ekemez duruma gelmiştir. Hükümet gecikme faizini silerek çiftçinin sırtındaki faiz kamburunu kaldırmalı, girdi maliyetlerini artırdığı düzeyde çiftçinin ürettiği ürünün fiyatını da artırmalıdır” ifadelerini kullandı.
YANLIŞ POLİTİKA HAYVANCILIĞI DA BİTİRDİ
Tarımdaki nüfusu yüzde 26 olan Türkiye’de 1980 yılında 57 milyon küçükbaş, 13 milyon büyük baş olmak üzere toplam 70 milyon canlı hayvan sayısı olduğunu söyleyen Mehmet Kuşdemir, bu sayının 2009 sonunda 30 milyon küçükbaş 10 milyon büyük baş olmak üzere toplam 40 milyona düştüğünü belirtti. IMF’nin dayatması ve hükümetin yanlış politikası sonucu hayvancılığın da bittiğini ifade eden Kuşdemir, “1990’da 550 bin ton olan kırmızı et üretimi yıldan yıla azalarak 2009’da 450 bin tona düşmüştür. Nüfus artıyor, ihtiyaç artıyor, üretim ve hayvan sayısı düşüyor. Hükümet halen seyrediyor. Meseleye doğru teşhis koymaz, günü birlik tedbirler alırsak gelecekte daha büyük sıkıntılarla karşılaşırız. Hükümet et fiyatlarını düşürmek için et ithal edeceğini açıkladı. Önceki gün ilk et ihalesini Berlin merkezli bir firma aldı 4 bin 25 tonluk et ithal edilecek. Fiyatların yüksekliği üreticiden kaynaklanmıyor, marketler üreticiden14–15 Liradan aldığı eti 25–30 liradan satıyor. Fiyatları aracılar yükseltiyor. Hükümete soruyorum et ithalatını açtın mı fiyatlar belki biraz düşer. PEKİ, zaten çok büyük sıkıntıda olan üretici kalır mı? Besici kalır mı? Çiftçi kalır mı? Kısacası köylü kalır mı? Tarım ve hayvancılığımız maalesef ABD ve AB çiftçisine kurban edilmiştir.
RASİM ATALAY
Türkiye’nin düne kadar kendini besleyebilen 7 ülkeden biri olduğu halde, bugün tarım ürünleri ithalatının ihracatı geçtiğini dile getiren SP İl Başkan Yardımcısı Kuşdemir, “IMF’ye terk edilmiş olan tarım politikaları ile tarımımızın ve hayvancılığımızın yok edilmesine yönelik uygulamalar, üretimi olumsuz etkilemekte ve giderek hayvancılık gibi tarımda yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. Tarım politikalarının IMF kontrolünden acilen kurtarılması gerekmektedir” diye konuştu.
ÇİFTÇİNİN SORUNLARI ÇÖZÜM BEKLİYOR
Çiftçilerin çözüm bekleyen bir çok sorunu olmakla birlikte bunların başında MEDAŞ’a olan elektrik borçlarının geldiğine dikkat çeken Kuşdemir, “Konya çiftçisinin elektrik borcu 600 milyon TL’dir. Bunun yüzde 70’i gecikme faizidir. Türkiye genelinde ise çiftçilerimizin borcu 2,5 milyar TL’dir. Bunun 1 milyar TL’si gecikme faizidir. Konya’da 300’e yakın sulama kooperatifinin 40 bine yakın çiftçi üyesi vardır. Bu çiftçilerimizin neredeyse tamamı borçludur. Başka hiçbir kurumda uygulanmayan gecikme faizi tarımsal sulama elektriğinde kullanılmaktadır. Bunun sonucu olarak çiftçimizin yüzde 36’sı gecikme faizi ödemek zorunda bırakılmıştır. Adeta çiftçiye zulüm edilmektedir” dedi.
BUĞDAYIN FİYATI 8 YILDIR DEĞİŞMEDİ
Artan girdi maliyetlerine rağmen 2002 yılında 40 kuruş civarında olan buğdayın 2009 yılında da 40-45 kuruş arasında satıldığına vurgu yapan SP İl Başkan Yardımcısı Kuşdemir, “Çiftçinin ürettiği ürünü 8 yıldır aynı fiyata satmasına karşılık gübrede, elektrikte, mazotta yüzde yüz artış olmuştur. 2002 yılında 1,75 kuruş olan mazot, 2010 yılında 3,04 kuruşa yükselmiştir. Çiftçimiz adeta tarlasını ekemez duruma gelmiştir. Hükümet gecikme faizini silerek çiftçinin sırtındaki faiz kamburunu kaldırmalı, girdi maliyetlerini artırdığı düzeyde çiftçinin ürettiği ürünün fiyatını da artırmalıdır” ifadelerini kullandı.
YANLIŞ POLİTİKA HAYVANCILIĞI DA BİTİRDİ
Tarımdaki nüfusu yüzde 26 olan Türkiye’de 1980 yılında 57 milyon küçükbaş, 13 milyon büyük baş olmak üzere toplam 70 milyon canlı hayvan sayısı olduğunu söyleyen Mehmet Kuşdemir, bu sayının 2009 sonunda 30 milyon küçükbaş 10 milyon büyük baş olmak üzere toplam 40 milyona düştüğünü belirtti. IMF’nin dayatması ve hükümetin yanlış politikası sonucu hayvancılığın da bittiğini ifade eden Kuşdemir, “1990’da 550 bin ton olan kırmızı et üretimi yıldan yıla azalarak 2009’da 450 bin tona düşmüştür. Nüfus artıyor, ihtiyaç artıyor, üretim ve hayvan sayısı düşüyor. Hükümet halen seyrediyor. Meseleye doğru teşhis koymaz, günü birlik tedbirler alırsak gelecekte daha büyük sıkıntılarla karşılaşırız. Hükümet et fiyatlarını düşürmek için et ithal edeceğini açıkladı. Önceki gün ilk et ihalesini Berlin merkezli bir firma aldı 4 bin 25 tonluk et ithal edilecek. Fiyatların yüksekliği üreticiden kaynaklanmıyor, marketler üreticiden14–15 Liradan aldığı eti 25–30 liradan satıyor. Fiyatları aracılar yükseltiyor. Hükümete soruyorum et ithalatını açtın mı fiyatlar belki biraz düşer. PEKİ, zaten çok büyük sıkıntıda olan üretici kalır mı? Besici kalır mı? Çiftçi kalır mı? Kısacası köylü kalır mı? Tarım ve hayvancılığımız maalesef ABD ve AB çiftçisine kurban edilmiştir.
RASİM ATALAY