Türkiye de tarımın kalbi, Konya'da, ve en çok takip edilen Merhaba gazetesinde çiftçilerle bu köşede buluşmanın büyük mutluluğunu yaşıyorum. Tarımda her bilgiyi biliyorum iddiasından uzak ,bildiklerimi, tecrübelerimi yazılı olarak, Türkiye de ve Konya da çiftçiye ulaştırmak ve tarım adına, yapılan yanlışları eleştirerek, yapılan her doğruyu takdire şayan bir şekilde siz okurlarımızla paylaşarak ,güncel bilgileri, hibeleri ,teknolojik gelişmeleri ,basit bir dille, doğru olanı aktarmak ve doğru her yerde doğrudur, yanlışları bir araya getirerek doğru bulunmaz, prensibi ile Tarım adına güncel yazılarımızla her hafta sizlerle inşallah bu köşede buluşmuş olacağız.
**
Dünya var olduğundan bu yana insanoğlu hayatını idame ettirebilmesi için karnının doyması bunun içinde gıda ihtiyacını giderebilmesi için tarım ve hayvancılıkla uğraşması gerekmektedir. Günümüzde tarım alanları şehirleşme ve sanayi sitelerinin artması ile daralmıştır. şu bir gerçek ki önümüzde teknolojik savaşlar değil, insanlığı gıda savaşları bekleyecektir.
**
Bunun içinde tarım, dünya ve ülkemiz için bir vaz geçilmesi mümkün olmayan gerçek ve insanımız için çok büyük önem arz etmektedir. Daralan tarım alanları genişleme imkanı olmadığına göre, yapılması gereken ise birim alandan en yüksek verimi almanın yolları ne ise bunu araştırmak öğrenmek ve uygulamak gerekir. Tarım ekonomisinin ana prensibi budur. Bu alanda ziraat odalarına tarım ilçe müdürlüklerine STK ve biz ziraat mühendislerine çok büyük işler düşmektedir.
**
Birkaç gün önce sosyal paylaşım sitesinde şu yazıyı görsel olarak paylaştım ve yaklaşık olarak yüz bin kişiye ulaşarak insanların dikkatini çekmesi çok manidardır Hollanda yı misal göstererek , Hollanda'nın toprak yüzölçümü 41 bin 126 kilometrekare Konya ovası kadar ihracatı 85 milyar dolar ,Türkiye'nin yüzölçümü 783 bin kilometrekere, tarım ve hayvancılık ihracatı 17 milyar dolar, çok acı ama ne yazık ki bir gerçek Şimdiye kadar Hollanda'yı geçmeyi bırakın,yakalama imkanı neden olmadı? bu sorunun cevabını aramak gerekmiyor mu?
**
Konya da tarım alanlarını değerlendirme ve elde edilen kazancı, iki türlü sınıflandırmak mümkündür. Birincisi miras yolu ile kalan araziden ,sadece ek gelir olsun, tarımı ikinci işi olarak gören ve ne gelirse gelsin Allah bereket versin diyen kesim ki eleştireceğimiz grubun başında gelecek, İkincisi ise tarımı asıl mesleği olarak gören ve kazancını tarıma endeksleyen asıl çiftçi dediğimiz üreticilerimiz ki bizim yardımcı olacağımız hedef kitlemiz bu gruptur, bu da emeğini karşılığını görmek isteyen çiftçilerimiz; tarımı asıl işi olarak gören ve görmeye devam eden yapıya sahiptir.
**
Bugün Konya'yı tarla ziraati adına değerlendirme yapacak olursak ,114 bin civarında çks kayıdı olan çiftçimiz var, Tarım adına en büyük sıkıntı olarak gördüğüm bir kesim var ki; büyük çoğunluğu ( yüzde 60 civarında),yukarıda söylediğimiz gibi tarım maalesef ikinci işi, asıl işi değil ,ve bu kesim sadece birim alandan gerekli verimi alamadığı gibi, mazot, gübre , toprak analizi ve diğer desteklerle ,kazanç elde ettiğini zannetmektedir. Bu kesimi temsil edenler ise emekli olmuş vatandaş, avukat, doktor, esnaf,fabrikatör ve … devam eden iş gruplarıdır. Tarımdan geçimini bu şekilde (mevcut doğrudan gelir destekleri ile) sağladığı gibi, bir de emekli ise ondan bahtiyarı yok...
**
Halbuki gerçek olan şu ki;dünya var oldu olalı insan nüfusu artmakta ve tarım alanları daralmaktadır. Tarım alanlarını artıramayacağımıza göre, amacımızın doğrudan gelir destekleri ile gelene şükretmek ayrı olay ama,birim alandan en yüksek verimi almak ve en yüksek geliri temin etmektir. Bunun içinde bilgi teknolojiyi takip etmek en iyiye ulaşmak için tarım ikinci ek iş değil asıl işimiz olması gerekmiyor mu? Konyamız da tahıl ambarı diye nitelendirdiğimiz bu coğrafyada 50 binin üzerinde ÇKS ye sahip İnsanımız tarımı ikinci işi olarak görürse biz kusura bakmayın, bırakın Hollanda'yı yakalamak tarımda dışa bağımlı hale gelmezsek büyük mucize olacaktır.