ANKARA (A.A) - Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Nihat Tosun, Tam Gün Yasası ile tıp fakültelerinde asistanların bir hastayla ilgili ilk hazırlığı yaptıktan sonra, değerlendirmeyi hocasıyla birlikte yapacağını belirterek, ''Bu sistem olmadığında hoca bir hasta için 20 dakika harcayacakken asistanın hastayı hazırlamasıyla 2 dakikada bakacak. Böylece, hoca daha fazla hastaya bakmış olacak'' dedi.
Tosun, Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada, hekimlerin tüm gün çalışmasına ilişkin yasayla ilgili bazı sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarının eleştirilerini yanıtladı. Hekimlere üniversite ve kamu hastanelerinde tam zamanlı olarak çalışma zorunluluğu getirilirken, aynı zamanda özelde de çalışmalarına imkan tanınmamasının eleştiri konusu yapıldığını hatırlatan Tosun, bu düzenlemenin halkın ve devletin çıkarlarını koruduğunu söyledi. Tam Gün Yasası hazırlanırken her noktanın tek tek üzerinde durulduğunu ifade eden Tosun, yasa ile öncelikle akademisyenlere kamunun verebileceği tatminkar bir ücret sunulduğunu belirtti.
Bir soru üzerine Tosun, ''Tam Gün Yasası ile hasta hakları açısından hekim seçme özgürlüğünün kısıtlandığı'' iddialarına katılmadığını, aksine hasta yararına bir değişiklik yapıldığını ifade ederek, şunları kaydetti: ''Kamuda hekim seçmek istediğinizde o hocanın muayenesi için para vermeniz gerekiyordu. Bu durumda o hekimi devlet finanse etmiş oluyordu. Hem devletin tüm imkanlarını kullandırıyorsunuz, hem de karşılığında ayrı bir para alıyorsunuz. Peki, o parayı veremeyecek durumda olan insanların seçim hakkı ne oluyor? Bizim buradaki en önemli çıkış argümanımız bu. Parası olan insanların hekim seçme hakkını üniversitede yapması gerekmiyor, özel sektörde de yapabilir.''
HASTA, ÖĞRETİM ÜYESİNE MUAYENE OLMAK İSTERSE...
''Üniversite hastanelerinde hastaların asistan ya da uzman yerine bir öğretim üyesine muayene olmak istemesi halinde sistemin nasıl işleyeceği?'' sorusunu da yanıtlayan Tosun, bu konuda çözümün hastane yönetimi tarafından belirlenebileceğini ifade etti. Tosun, ''Bunu formülize etmek oranın yönetimiyle ilgilidir'' dedi. Tosun, hastaların genelde asistan ya da uzman yerine öğretim üyesine muayene olmak isteğini belirterek, ''Hasta şunu kabullenecek ki asistanlar uzmanlarla birlikte hastayı hazırlayacak, hedeflerimizden birisi de bu. Zaten asistanın tek başına hastayı değerlendirip sonuçlandırmaya hakkı yok. Hocasına danışacak, hoca ile birlikte değerlendirilecek'' diye konuştu. Tıp fakültelerine ilişkin eleştirilerden birinin de ''Öğretim üyelerinin sürekli hasta baktığı takdirde araştırma yapmaya vakit bulamayacakları, araştırmaya ağırlık verdiklerinde de hasta bakamayacakları'' yönünde olduğunu dile getiren Tosun, şunları söyledi: ''Asistanların hazırladığı ve hekime sunduğu hastalara bakan hoca aynı zamanda eğitim için de puan alacak. Alacağı ek ödemenin yüzde 25-35'ini eğitimden almış olacak. Bunun dışında o klinikte bakılan hastaların muayenesinden oluşan ortak havuzdan ve ekstra kendi baktıklarından da ücret alacaklar.''
Bu sistemde asistanın uzman hekimin işini kolaylaştırdığını ve hasta ile hekim arasında köprü olduğunu anlatan Tosun, ''Bu sistem olmadığında hoca bir hasta için 20 dakika harcayacakken, asistanın hastayı hazırlamasıyla 2 dakika bakacak. Böylece, o hoca daha fazla hastaya bakmış olacak'' dedi.
KAMPÜS HASTANELER MODELİNDEKİ POLİKLİNİK SİSTEMİ
Bünyesinde çok sayıda hastaneyi barındıracak şekilde inşa edilecek ve bazılarında sağlık bilimleri üniversitesi de bulunacak kampüs hastane modelindeki poliklinik sisteminin de asistan-uzman hekim-profesör ilişkisine yönelik oluşturulacağını bildiren Tosun, şunları kaydetti: ''Bu sistemde, poliklinikte ortada bir oda, yanlarda da birer muayene odası bulunacak. Hocanın oturacağı ortadaki oda görüşme ve çalışma odası şeklinde olacak. Yan taraflarda ise asistanlar hasta bakacak. Her bir asistan hazırladığı hastayı hocasının yanına giderek değerlendirecek, tedaviyi planlayacaklar.''
Hasta bakmayan öğretim üyelerinin performans ücretlerinin düşük olacağını belirten Tosun, ''O zaman hoca sadece yaptığı bilimsel yayınlardan, hoca olmasından ve çalıştığı klinikteki havuzdan ücret alacak. Bu da esas alacağının yüzde 60'ını bulur, ama geriye kalan yüzde 40'ını da kendi çalışarak kazanacaktır'' diye konuştu.
Bir başka soru üzerine, cerrahi branşlardaki öğretim üyelerinin de yaptıkları ameliyatlar karşılığında performans alabileceğini bildiren Tosun, ''Bu branştakiler günde 1-2 ameliyata girdiğinde performansı zaten doldurur. Bu hocalar dersini verse, günde 3-5 hasta baksa, günde 1-2 ameliyat yapsa, diğer hastaları konsülte etse tamam zaten'' dedi.
Hekimlerin performans sistemi sayesinde çalıştığının karşılığını alacağını vurgulayan Tosun, ''Bir hekimin hiçbir şey yapmasa bile yaklaşık 4-5 bin lira alacağını'' söyledi.
Tosun, tetkik, tahlil ve ameliyat yapılmayan bir hastanenin para kazanamayacağını belirterek, tam gün öncesi sistemde üniversite hastanelerinde özel muayene sonrası tetkiklerin hastanede, ameliyatların ise özel bir kurumda yapıldığı eleştirisini dile getirdi.
Tosun, Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada, hekimlerin tüm gün çalışmasına ilişkin yasayla ilgili bazı sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarının eleştirilerini yanıtladı. Hekimlere üniversite ve kamu hastanelerinde tam zamanlı olarak çalışma zorunluluğu getirilirken, aynı zamanda özelde de çalışmalarına imkan tanınmamasının eleştiri konusu yapıldığını hatırlatan Tosun, bu düzenlemenin halkın ve devletin çıkarlarını koruduğunu söyledi. Tam Gün Yasası hazırlanırken her noktanın tek tek üzerinde durulduğunu ifade eden Tosun, yasa ile öncelikle akademisyenlere kamunun verebileceği tatminkar bir ücret sunulduğunu belirtti.
Bir soru üzerine Tosun, ''Tam Gün Yasası ile hasta hakları açısından hekim seçme özgürlüğünün kısıtlandığı'' iddialarına katılmadığını, aksine hasta yararına bir değişiklik yapıldığını ifade ederek, şunları kaydetti: ''Kamuda hekim seçmek istediğinizde o hocanın muayenesi için para vermeniz gerekiyordu. Bu durumda o hekimi devlet finanse etmiş oluyordu. Hem devletin tüm imkanlarını kullandırıyorsunuz, hem de karşılığında ayrı bir para alıyorsunuz. Peki, o parayı veremeyecek durumda olan insanların seçim hakkı ne oluyor? Bizim buradaki en önemli çıkış argümanımız bu. Parası olan insanların hekim seçme hakkını üniversitede yapması gerekmiyor, özel sektörde de yapabilir.''
HASTA, ÖĞRETİM ÜYESİNE MUAYENE OLMAK İSTERSE...
''Üniversite hastanelerinde hastaların asistan ya da uzman yerine bir öğretim üyesine muayene olmak istemesi halinde sistemin nasıl işleyeceği?'' sorusunu da yanıtlayan Tosun, bu konuda çözümün hastane yönetimi tarafından belirlenebileceğini ifade etti. Tosun, ''Bunu formülize etmek oranın yönetimiyle ilgilidir'' dedi. Tosun, hastaların genelde asistan ya da uzman yerine öğretim üyesine muayene olmak isteğini belirterek, ''Hasta şunu kabullenecek ki asistanlar uzmanlarla birlikte hastayı hazırlayacak, hedeflerimizden birisi de bu. Zaten asistanın tek başına hastayı değerlendirip sonuçlandırmaya hakkı yok. Hocasına danışacak, hoca ile birlikte değerlendirilecek'' diye konuştu. Tıp fakültelerine ilişkin eleştirilerden birinin de ''Öğretim üyelerinin sürekli hasta baktığı takdirde araştırma yapmaya vakit bulamayacakları, araştırmaya ağırlık verdiklerinde de hasta bakamayacakları'' yönünde olduğunu dile getiren Tosun, şunları söyledi: ''Asistanların hazırladığı ve hekime sunduğu hastalara bakan hoca aynı zamanda eğitim için de puan alacak. Alacağı ek ödemenin yüzde 25-35'ini eğitimden almış olacak. Bunun dışında o klinikte bakılan hastaların muayenesinden oluşan ortak havuzdan ve ekstra kendi baktıklarından da ücret alacaklar.''
Bu sistemde asistanın uzman hekimin işini kolaylaştırdığını ve hasta ile hekim arasında köprü olduğunu anlatan Tosun, ''Bu sistem olmadığında hoca bir hasta için 20 dakika harcayacakken, asistanın hastayı hazırlamasıyla 2 dakika bakacak. Böylece, o hoca daha fazla hastaya bakmış olacak'' dedi.
KAMPÜS HASTANELER MODELİNDEKİ POLİKLİNİK SİSTEMİ
Bünyesinde çok sayıda hastaneyi barındıracak şekilde inşa edilecek ve bazılarında sağlık bilimleri üniversitesi de bulunacak kampüs hastane modelindeki poliklinik sisteminin de asistan-uzman hekim-profesör ilişkisine yönelik oluşturulacağını bildiren Tosun, şunları kaydetti: ''Bu sistemde, poliklinikte ortada bir oda, yanlarda da birer muayene odası bulunacak. Hocanın oturacağı ortadaki oda görüşme ve çalışma odası şeklinde olacak. Yan taraflarda ise asistanlar hasta bakacak. Her bir asistan hazırladığı hastayı hocasının yanına giderek değerlendirecek, tedaviyi planlayacaklar.''
Hasta bakmayan öğretim üyelerinin performans ücretlerinin düşük olacağını belirten Tosun, ''O zaman hoca sadece yaptığı bilimsel yayınlardan, hoca olmasından ve çalıştığı klinikteki havuzdan ücret alacak. Bu da esas alacağının yüzde 60'ını bulur, ama geriye kalan yüzde 40'ını da kendi çalışarak kazanacaktır'' diye konuştu.
Bir başka soru üzerine, cerrahi branşlardaki öğretim üyelerinin de yaptıkları ameliyatlar karşılığında performans alabileceğini bildiren Tosun, ''Bu branştakiler günde 1-2 ameliyata girdiğinde performansı zaten doldurur. Bu hocalar dersini verse, günde 3-5 hasta baksa, günde 1-2 ameliyat yapsa, diğer hastaları konsülte etse tamam zaten'' dedi.
Hekimlerin performans sistemi sayesinde çalıştığının karşılığını alacağını vurgulayan Tosun, ''Bir hekimin hiçbir şey yapmasa bile yaklaşık 4-5 bin lira alacağını'' söyledi.
Tosun, tetkik, tahlil ve ameliyat yapılmayan bir hastanenin para kazanamayacağını belirterek, tam gün öncesi sistemde üniversite hastanelerinde özel muayene sonrası tetkiklerin hastanede, ameliyatların ise özel bir kurumda yapıldığı eleştirisini dile getirdi.