Taha Akyol: BDP ve MHP birbirine benziyor

“BDP ve MHP’nin siyaseti birbirine benziyor, Cumhurbaşkanı Başkanlık sisteminden yana değil”

CNN TÜRK’te, Aykırı Sorular Rumeli’ye Elveda adlı belgesel ve kitabıyla 100. Yılında Balkan Bozgunu’nu anlatan usta gazeteci, yazar Taha Akyol’u ağırladı.

Osmanlı’nın son döneminde yaşananlar üzerinden bugünün değerlendirildiği programda, Taha Akyol önemli açıklamalarda bulundu.

BDP’nin Kürt mlliyetçiliği yaptığına değinen ve kendisi de eski bir MHP'li olan Akyol; “Ayrı dil, ayrı bayrak, ayrı vatan tanımı söz konusu olduğunda bunlara ne denilebilir? Bu bir ulus devlet arayışıdır. Maalesef bu post modern çağda, etnik, bölgesel milliyetçilikler var. İlerde Panmilliyetçilik dahi görebiliriz. MHP ile BDP, biri Türk diğeri Kürt vurgusunu her şeyin üzerinde kabul etmesi nedeniyle, ortak değerleri ön plana çıkaramıyorlar. Ben her ikisine de mesafeliyim” dedi.

Kısa bir süre önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bir söyleşi gerçekleştiren Akyol, Aykırı Sorular’da bu görüşmeye dair gözlemlerini de paylaştı. Akyol, sıkça gündeme gelen Başkanlık tartışması konusunda; “Cumhurbaşkanı parlamenter sistemden yana, Başkanlık sistemine karşı” dedi. 

TEHCİR O GÜNÜN ŞARTLARINDA EN DOĞRU KARARDI

Osmanlı döneminde yapılan Ermeni ve Rum tehcirinin o günün şartlarında en doğru karar olduğunu savunan Akyol, "2 yıl önce 1 ay içinde Balkanları kaybetmiş bir Osmanlı, Anadolu'yu elinde tutmanın tek yolu olarak tehciri gördü. Nitekim Yunan Başbakanı Venizelos, Ege'deki Rum nüfusunu örnek göstererek bu topraklar üzerinde talepte bulunuyordu. Zaten tehcir talebi Osmanlı'dan değil yunanlardan geldi" dedi.

Akyol, Ermeni tehciri konusunun objektif şekilde değerlendirilmesi gerektiğini savunarak, "Enver Paşa ve Talat Paşa sağık ruhlu insanlar değildi. Tehcirden 2 ay önce Ermenilerle görüşerek 'Rusya ile bir savaşa girebiliriz. Bu savaşta Rusların yanında yer almayın' teklifinde bulundular. Ancak tehcir son seçenek olarak uygulandı. Bugün baktığımızda tehcir sırasında bir çok trajik olayın yalşandığını kabul edebiliriz. Ancak yine de tehciri o günün şartlarında değerlendirmemiz gerekir" dedi. 

MİLLİYETÇİLİĞİN MUCİDİ İTTİHAT VE TERAKKİ DEĞİL

Günümüzde İttihat ve Terakki'ye yönelik özellikle liberal kesimlerden gelen eleştirilere de toptancı bir şekilde katılmanın mümkün olmadığını söyleyen Akyol, "2 yıl önce tek bir kurşun sıkmadan, Selanik'i, Yanya'yı ve Tuna'yı kaybeden bir ordu, iki yıl sonra Çanakkale'de destan yazdıysa bu İttihat ve Terakki'nin o gün yarattığı ruh sayesinde olmuştur. Siyasi hataları tabi ki olmuşştur ama İttihat ve Terakki'yi peşinen mahkum etmek ne tarihi gerçeklere uyar ne de objektif kriterlere" şeklinde konuştu. 

BAŞBAKAN KAVRAM KARGAŞASI YAŞIYOR

Türkiye'de siyasi ve entelektüel tartışmaların yüzeysel ve sığ bir düzeyde kaldığını belirten Taha Akyol, Başbakan Erdoğan'ın "Milliyetçiliği ayaklar altına aldık" sözlerinin kafa karışıklığından kaynaklandığını belirterek "Ben başbakanın bu sözlerinde samimi olduğunu düşünüyorum. Burada kastetmek istediği etnik anlamda diğerini ötekileştiren, Türkün kürdü, Kürdün Türkü ötekileştirdiği bir milliyetçilik anlayışı. Ancak dile getiriliş şekli kafa karışıklığından kaynaklanıyor" dedi. 

ENTELEKTÜEL İSİMLER SİYASETE KAMBUR OLUYOR

Taha Akyol, Aysever'in 12 Eylül öncesinde aktif siyaset yaptığını ve bugün siyaset düşünüp düşünmediği sorusu üzerine "Türkiye'de siyaset maalesef entelektüel birikimi olan kişileri kambur olarak görüyor. İstisnalar olsa da siyasette genel bir seviyesizlik sözkonusu. Siyasette itaat vardır, başeğme vardır. Düşünen kişiler ve farklı alanlarda üretim içinde olan kişiler için siyaset cazip bir alan değil" dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Medya Haberleri