SUT bedelleri artırılmalı

Özel sağlık hizmetlerinin yeni yeni sektör olma yolunda ilerlediğini aktaran Dr. Seyit Karaca, daha kaliteli sağlık hizmeti verilebilmesi için SUT bedellerinin artırılması gerektiğini söyledi

HAFTANIN RÖPORTAJI
Mustafa AKÇA
akca_mustafa@windowslive.com

SUT bedelleri artırılmalı

Özel sağlık hizmetlerinin yeni yeni sektör olma yolunda ilerlediğini aktaran Dr. Seyit Karaca, daha kaliteli sağlık hizmeti verilebilmesi için SUT bedellerinin artırılması gerektiğini söyledi

Başlarken...
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sağlık Kurumları Meclisi Başkanlığını, Konya Ticaret Odası (KTO) Meclis Başkanlığını ve Özel Selçuklu Hastanesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Dr. Seyit Karaca ile özel sağlık sektörü üzerine konuştuk. Sorularıma açık gönüllükle cevap veren Dr. Seyit Karaca, özel sağlık sektörünün birçok sorunu bulunduğunu belirterek, bu sorunların giderilerek daha kaliteli sağlık hizmeti verilmesi gerektiğini söyledi. Özel hastanelerin sadece kendi arasında rekabet etmediğini aktaran Dr. Karaca, "Özel hastaneler kamu kurumu hastaneleriyle de rekabet içinde. Hükümetin yapmaya başladığı 'kampüs hastane' projelerinin özel sağlık sektörünün geleceğine soru işareti koyabilir. Özel sağlık sektörünün geleceği iyi düşünülmelidir" diyor...



DR. SEYİT KARACA KİMDİR?
1965 yılında Konya'nın merkez köylerinden olan Kayadibi köyünde doğdu. İlköğretim 3'e kadar köyde okudu. 4. ve 5. sınıfı Konya Hürriyet İlköğretim Okulu'nda, ortaöğretim ve liseyi İmam Hatip okulunda tamamladı. Selçuk Üniversitesi mezunu. 1990 - 1992 yılları arasında Batman'da mecburi hizmetten sonra 1992 - 1993 yılında özel sağlık sektörü hizmetlerine kendine ait Deva Polikliniği'nde başladı. 1998 yılından bu yana Özel Selçuklu Hastanesi'nde çalışmalarına devam ediyor. Şu an Özel Selçuklu Hastanesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor. 1999 yılından 2000 yılına ertelenen Konya Ticaret Odası (KTO) Meslek Komitesi Seçimine katıldı ve KTO Meclisi'nde Meslek Komitesi üyesi oldu. 2000 yılından 2006 yılına kadar kamuda görev yaptı. 2000 yılında göreve başladığı KTO'da, Meclis Başkan Vekili ve son iki dönemdir KTO Meclis Başkanlığı görevini yürütüyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)'da da yeni yapılanan meclisler çerçevesinde Türkiye çapında hizmet veren ve 40 kurumun üye olduğu TOBB Sağlık Kurumları Meclisi Başkanı olarak son iki dönemdir hizmet veriyor. TOBB Sağlık Kurumları Meclisi Başkanı, KTO Meclisi Başkanı ve Özel Selçuklu Hastanesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı görevlerini aynı anda yürütüyor. Evli ve 4 çocuk babası.

*Özel sağlık sektörünün geldiği noktayı değerlendirirseniz, sektörün dünü nasıldı bugün nasıl?
-Öncelikle özel sağlık sektörü kavramı üzerinde duralım. Özel sağlık hizmetleri yeni yeni sektör olma yolunda. Önceleri bireysel işletmeler tarzında başlayan özel sağlık hizmetleri, hem sivil toplum yapılanmalarıyla hem de özellikle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin kurmuş olduğu meclisler içerisinde Türkiye Sağlık Kurum Meclisi şeklindeki yapılanmasıyla sektör olma yoluna girdi. Özel sağlık hizmetleri daha önce dernekler şeklinde yapılanıyordu, şimdi ise kamu özelliği de olan bir çatı altında büyük bir perspektife büründü. Özel sağlık hizmetlerini yeni sektör şeklinde ifade etmemiz doğru olacaktır. Özel sağlık sektörünün geçmişi ile bugününü değerlendirmek gerekirse, özel sağlık kuruluşları kamunun hizmet veremediği alanlarda hizmet veren özel hastanelerdi. SSK hastanelerinin birçoğunda görüntüleme hizmeti, kardiyoloji hizmetleri verilemiyordu. Bu hizmetler özel sağlık kuruluşlarının yapmış olduğu yatırımlarla sigortalı hastalara sağlanıyordu.  2001 - 2002 yıllarına gelinceye kadar tablo bu şekilde işliyordu. 2003'ten itibaren ise özel sağlık kurumları başta devlet memurlarıyla başladı, daha sonra gelişen süreçte tüm Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) mensuplarına hizmet verir hale geldi. Şu anda sadece yeşil kartlılara hizmet veremiyoruz. Bu yılsonu itibariyle de yeşil katlılara hizmet vermeye başlayacağız. Bugünlerde yeşil kartlılara ilişkin yeni düzenlemeler yapılacak. Bu düzenlemeden sonra özel hastaneler SGK şemsiyesi altındaki herkese hizmet verir duruma gelecek. Bu bize neyi getirdi diye sorarsanız, bu bize iş yoğunluğu açısından fazlalık getirdi. İşlerimiz arttı ancak finans kalitesi açısından da arzu edilen, beklenen şekilde bir iyileştirmeyi sağlamadı. SGK ile özel sağlık kuruluşları arasında hizmet bedellerine ilişkin bir tarife var. Bunun adı Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) bedeli çizelgesi. Bu çizelgede özel hastanelerin sigortalılara vermiş olduğu hizmetlerin tümünün fiyatı belirtiliyor. Bu SUT bedellerinin belirlenmesinde yanlışlık yapıldığını söylüyoruz. SUT bedelleri hayata geçirildiğinde işlevi şuydu; kamu kendi hastanelerinde kendi resmi kurumlarına karşı bir nevi mahsuplaşma aracı olarak kullanıyordu ve düşük bir bedeli vardı. Bu SUT bedelleri sadece kamu çalışanlarının giderlerine yönelik hazırlanmış çizelgedir. Ancak kamu, çalışanlarının dışındaki giderlerini başka kaynaklarla karşıladığı için çalışanlarının bedelleri düşük çıkıyordu. Biz SUT bedelleriyle hizmet vermeye başladığımız 58. Hükümet döneminde bu bedellerin düşük olduğunu ilgili organlara iletmiştik. O dönemde ilgili kamu otoriteleri bize cari fiyatlarınızla aradaki bedeli hastalardan fark ücreti olarak tahsil edebilirsiniz demişti. O dönemde fark ücretlerinin hastalardan alınmasıyla sistem kendi kendini dengeledi. Hastanelerin bir kısmı bu fark ücretini düşük göstererek daha fazla hastaya baktı. Daha fazla hastaya bakmak, hizmette kaliteyi düşürür. Bazı hastaneler ise bu fark ücretini yüksek tutarak daha kaliteli hizmet vermeyi tercih etti. Biz ikinci kısmı tercih ettik. Daha az hastaya bakarak daha kaliteli hizmet verdik. Ancak belirli bir müddet sonra kamu otoritesi bu fark bedellerine de bir sınırlama getirdi. Hastanelerin hastalardan aldığı farka da bir tavan sınırlaması yapıldı. Tavan sınırlamada zaten düşüklüğünden yakındığımız SUT bedellerinin belirli bir yüzdesine kadar diye kararlaştırıldı. Bunlar bize mağduriyet oluşturdu. Hiç bir özel hastane bundan memnun değil. Daha kaliteli bir sağlık hizmeti verilebilmesi için SUT bedellerinde iyileştirme yapılması gerekir.
'KONYA'DA 11 ÖZEL HASTANE HİZMET VERİYOR'
*Konya'nın özel sağlık sektörü hizmetlerindeki standardını nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Başlangıç itibariyle sermayenin ve iş hayatının yoğun olduğu yerlerde özel sağlık sektörü hareketlenmeye başladı. Bu anlamda Konya özel sağlık hizmetlerinin başladığı dönemde sermeyesi güçlü olan iller arasında değildi. Bu nedenledir ki Konya'da başlayan özel sağlık sektörü çalışmaları orta ve ortanın altında ölçekli hastanelerin kurulmasıyla başladı. Sayısal olarak şu an Konya'da 11 tane özel hastane bulunuyor. Ancak bu hastaneler kapasite ve ölçek olarak çok büyük değiller. Buna karşın şöyle bir durum da var, Konya'daki hastanelerin kapasiteleri küçük olmasına rağmen toplam günlük hasta tedavisinden hak ettikleri dilimi alamıyorlar. 1995'li yıllardan sonra Konya'da özel sağlık sektöründe bir takım atılımlar başladı. Biz de Özel Selçuklu Hastanesi olarak 1998 yılında kurulduk. Konya'da özel hastaneler hasta pastası diliminden hak ettiklerini maalesef alamıyorlar.
*Özel sağlık sektörünün sorunları nelerdir ve çözümleri nasıl olacaktır?
-Özel sağlık hizmeti sektörünün en büyük özelliği teknoloji ile insan ağırlığının kafa kafaya denk olmasıdır. Özel hastanelerin teknolojiyi takip etmesi gerekiyor. Teknoloji zaten hemen hemen her hastanede mevcut. Bu teknolojiyi kullanacak insanlar da belirli bir kalitede olmalı. Bu iki unsur özel hastaneler için sorun teşkil ediyor. Teknolojiyi bir şekilde sağlıyorsunuz ancak bu teknolojiyi kullanacak kalifiye eleman ihtiyacını kapatmak kolay olmuyor. Özel sağlık kurumlarında çalıştırılacak personelin sadece lisans diplomasının olması yetmiyor. Lisans mezunları maalesef tecrübe ve iş görmede eksik bilgiyle mezun oluyorlar. Tecrübesiz ve stajını tam yapmadan meslek hayatına başlayan bu kişiler hem kendileri sıkıntı çekiyor hem de hastaneler sıkıntı yaşıyor. Bir diğer sorunumuz, bilindiği gibi hastane bir işletme; hastanenin temizlenmesi, ısıtılması, işin sosyal boyutu, iletişim gibi bunların her biri tüm personelde belirli bir eğitim ve kalite olmasını gerektiriyor. Bunların hepsini karşılamak özel hastane için büyük bir gider. TOBB Sağlık Kurumları Meclisi toplantılarında, bütün özel hastanelerin en büyük giderlerinin yüzde 65’lere varan oranlarla personel giderleri olduğu belirlendi. Bu özel hastane için ciddi bir ağırlık. Bunun dışında özel hastanenin kendini teknolojik olarak sürekli yenilemesi gerekiyor. Böyle bir durumda işimiz çok zor. Özel hastanelerin en büyük gelir kapısı yüzde 95 ile SGK. Ancak burada da belirttiğim gibi aldığımız SUT bedeli fiyatları 2005 yılından bu yana hiç bir şekilde iyileştirilmedi. Enflasyon fiyatları dediğimiz ücretler bile SUT bedellerine yansıtılmıyor. SUT fiyatlarının en azından belirli ölçülerde artırılması gerekiyor. Şu an finansman kalitesindeki dengesizlik en büyük sorunumuz. Bunun yanı sıra personel temini konusunda da sıkıntı yaşıyoruz. Özellikle beyaz yakalı diye tabir ettiğimiz profesyonel sağlık uzmanlarını bulmada ve barındırmada zorlanıyoruz. Malumunuz hemşire açığı ülkenin genel bir sorunu. Avrupa Birliği OECD verilerine göre hemşire konusunda, en kötü durumda olan ülkeler arasındayız. Kamu hastaneleri sürekli hemşireleri aldığı için özel hastanelerde çalıştıracak hemşire bulamıyoruz. Üstelik hemşirelere kamudaki kadar ücret veriyoruz. Hemşireler kamuyu tercih ediyor, çünkü yatarak da olsam ücretimi alırım düşüncesi hakim. Böyle bir düşüncenin yıkılması gerekiyor. Kamu hastanelerinde de olsa işini tam anlamıyla yapmayan personel işten çıkarılmalıdır. Bir diğer sorunumuz, branş ilave edememek. Özel hastanelerin en büyük sorunlarından biri hastanelerine yeni bir branş açamıyor. 15 Şubat 2008 yılında çıkarılan yönetmeliklerle getirilen kısıtlamalar, faydalı olacak kararlar almasına rağmen bazı konularda bizi zor durumda bırakıyor. 
'SAĞLIK BAKANLIĞI, ÇALIŞMALARIYLA SAĞLIKTA DEVRİM YAPTI'
*Sağlık Bakanlığı'nın çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz ve yeni dönemde hükümetten ne bekliyorsunuz?
-Öncelikle şunu belirtmemiz gerekiyor, tek parti iktidarının getirdiği avantajı Sağlık Bakanımız olan Recep Akdağ çok iyi değerlendirdi. Sağlık Bakanlığı devrim niteliğinde çalışmalara imza attı. Bu çalışmalar belki daha önce planlanmış çalışmalar olabilir ancak Recep Akdağ koordinasyonunda biraya getirildi. 'Sağlıkta Dönüşüm' adı altında hastanelerin birleştirilmesinden tutun, kamu hastanelerinde hekim seçme hakkı getiren ve kamu fiziki yapılarında yenilenmeler gibi devrim niteliğinde çalışma yapıldı. Acil hizmetlerde atılan adımların devasa boyutlara ulaşması Sağlık Bakanlığı'nın başarısını gösteriyor. İnsanlar da bu hizmetlere karşılık hükümete iki seçimdir takdir ederek sandıkta bu çalışmaların karşılığının gereğini yaptı.
Yeni dönemde hükümetten ne bekliyoruz kısmına gelince, yeni dönem itibariyle artık kamu açısından belki özel sektörü endişeye sevk edici 'kampüs hastaneler' çalışmaları var. En düşük 750 veya bin yataklı kapasiteden oluşan büyük projeler devreye giriyor. Bununla ilgili ilk projenin ihalesi Ankara'da tamamlandı. Bu hastanelerden 28 tane yapılması hedefleniyor. Bu hastanelerin mevcut hastaneler kapatılarak hayata geçirilecek deniyor. Böyle olursa özel hastaneler açısından sorun teşkil etmez. Ancak şehirlerde bulunan mevcut hastanelere dokunulmadan bu hastaneler de açılırsa, özel hastanelerin geleceğinden bahsetmemiz mümkün olmayacaktır. Konya için kampüs hastane projesi yok, bunun yerine Numune Hastanesi'nin yenilenmesi projesi var. Yeni hükümet bu noktada bizi kale alarak çalışmalarını yapmalıdır. Bu projeler özel hastanelerin geleceği konusunda soru işaretleri bırakıyor. Özel hastaneler mağdur edilmemelidir.
*Sağlık kurumlarında ve özel hastanelerde, hastaya yapılan yanlış müdahaleler nasıl önlenmeli?
-Maalesef günümüzde hastaya yanlış müdahale ve tedavi sonucu istenmeyen durumlar meydana geliyor. Böyle bir problemin hiç bir kurumun, hemşirenin ve hekimin başına gelmesini arzu etmiyorum. Kulakları çınlasın Adil Kartal diye bir hocamız vardı o bize ‘Allah (CC) size iyileşecek hasta göndersin’ derdi. İyilikte, kötülükte Allah (CC)'tan sonuçta. Biz sadece hastanın iyileşmesine vesileyiz. Ancak dikkatsizlik sonucu istenmeyen durumlar meydana geliyor. Bu tür yaşanan olayları kader gibi göstermek de istemiyorum. Tecrübe işte buralarda devreye giriyor. İşe ilişkin dikkat buralarda lazım. Amerika'dan literatüre girmiş bu anlamda birçok örnek bulunuyor. Mesela acil serviste 15 tane yatak var. Bu yataklarda yatan hastalar isimlerine göre değil de yataklarına göre sıralandırılmış. 1. yataktaki hasta, 5. yataktaki hasta şeklinde. Hemşire 3. yataktaki hastaya kan verecek ancak hastalar bir şekilde yataklarını değiştiriyor. Hemşire de hastaların yataklarını değiştirdiğini görmüyor ve kanı vermemesi gereken 3. yatağa gelen kişiye veriyor. Sonuç ise maalesef vahim. Bu gibi durumlar maalesef yaşanabiliyor. Bunun için dikkatli olunması son derece önemli. Yine laboratuarlarda yüzde 5'lik de olsa kişisel hatalar meydana geliyor. Bu tür istenmeyen durumlar kamu hastanelerinde olduğu gibi özel hastanelerde de yaşanabiliyor. Böyle bir durum bizim hastanemizde yaşanmadı diye övünmüyoruz. Bu istenmeyen problemi yaşayan insanlardan ben bir hekim olarak özür dileyerek kendilerine şifalar umuyorum.
* Peki Seyit Bey, günümüzde sıkça duyduğumuz doktorların darp edilmesi olaylarına nasıl bir çözüm bulunmalıdır?
- Doktorlarla hasta yakınları arasında yaşanan arbedeleri ise yine üzülerek söylüyorum çok duymaya başladık. Doktorlara karşı saygının azaldığını görüyoruz. İnsanlarımız sabretmeyi bilmiyor. Ayrıca biz sevinmeyi de üzülmeyi de yaşayamıyoruz. Mesela geçenlerde bir doktorumuzun hastasına yaptığı küçük bir şakayı ailesinden biri yanlış anlıyor ve doktoru darp ediyor. Sonra adamın alkollü olduğu ortaya çıkıyor. Bu durumlara izin verilmemeli. Sonuçta doktor hastasının iyileşmesi için mücadele veriyor. Yapılan iş kolay değil. İnsanların çok sabırsız olması, saygının zedelenmesi bu olumsuz durumları meydana getiriyor. Ümidimiz bu durumların hiç bir zaman yaşanmamasıdır.
*Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığını yaptığınız Özel Selçuklu Hastanesi hizmette ne ölçüde ve geleceğe dair hedefleri neler?
-Biz Özel Selçuklu Hastanesi olarak ortanın altında hastaneler grubundayız Konya'nın ilk özel hastanesi olmamıza rağmen. İlk başta böyle başladığımız için böyle devam ediyoruz. 1998 yılında yola çıktığımızda 25 yatak kapasiteli hastaneydik. Şu an 36 yataklı hale geldik. 23'ü hekim olmak üzere toplam 190 personelle insanlara hizmet veriyoruz. Tabi gönlümüz daha geniş ve ferah mekanlarda hizmet verebilmek istiyor. Atıl bir kapasitemizin olmadığını düşünüyorum. Ayda 12 veya 13 bin ortalama ile hasta muayene ediyoruz. Bu sayı bazı aylarda 16 binlere çıkıyor. Biz hasta muayenesinin 15 bini geçmesini çok arzu etmiyoruz. Çünkü sayı 15 bini aştığında hizmette kalitenin azaldığını görüyoruz. Doktorlarımız hastalara fazla vakit ayıramıyor fazla hastaya muayene yaptığımızda. Biz az hastaya kaliteli hizmet vermeyi amaçlıyoruz ve bu yolda da ilk kurulduğumuzdan bu yana bu hedefle devam ediyoruz. Özellikle kadın doğum ve çocuk alanında özel hastaneler arasında en iyisiyiz diyebilirim. Kadınların doğum oranları itibariyle diğer hastanelerden daha çok oranlara ulaşıyoruz. Kadın doğumda 3 hekimimiz var. Çocuk hastalıkları branşımızda gece saat 11'e kadar uzman hekimin bulunduğu hastaneyiz. Bu branşta uzman hekimleri diğer özel hastanelerde gece saat 11'de görmek mümkün olmuyor. Diğer branşlarda da en kaliteli sağlık hizmetini vermeye gayret ediyoruz. 15 Şubat 2008 yılındaki yönetmelik gereği hastaneyi büyütmek ve yeni branş açmak zaten çok zor. Ancak yönetmeliğe göre daha farklı ve geniş bir mekanda hastaneyi yenileyebiliyorsunuz, bulunduğunuz yeri kapatmak koşuluyla. Bununla ilgili bir değerlendirmelerimiz devam ediyor. Bu yönetmelik maddesini değerlendirerek daha ferah ve geniş bir mekanda hizmetimizi sürdürmeyi düşünüyoruz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Röportaj Haberleri