16 Nisan yaklaştıkça bazı kendini bilmezlerin müsait buldukları her ortamda Suriyeli muhacir Kardeşlerimizi gündeme getirerek referandum propagandası yapmaya çalıştıkları görülmektedir.
Adına sosyal medya denilen platformlarda yazılıp çizilenlere bakılınca siz zannedersiniz ki bir referandum da Suriyelilerle ilgili yapılıyor.
Bu arada özellikle İmam Hatip ve İlahiyat Fakültesi mezunlarından kendimize yakın bildiğimiz arkadaşlarımızdan bir kısmı da maalesef bu yangına benzin dökmektedirler.
Şehirde vuku bulan ve ister Konyalı olsun ister Suriyeli olsun hiç kimsenin hoş görmeyeceği bazı münferit asayiş olaylarını sanki her gün ve her an oluyormuşçasına gündeme getirmeleri doğru olmasa gerektir.
Evet, bir Suriyeli mülteciler gerçeği vardır bu şehirde.
Ama aynı zamanda da bir Konya gerçeği de vardır.
Ama çok daha büyük bir gerçek daha vardır ki bu da Suriye’nin ne Moğol ne de haçlı saldırıları döneminde böyle bir zulüm ve yıkım görmediğidir.
Biz ister şehircilik ve bölgecilik olarak ister kavmiyetçilik olarak isterse de siyaset dili olarak HUZUR ŞEHRİ KONYA desekte bunun böyle olmadığı uzun yıllar asayiş olayları ortalamasına bakılarak görülebilir.
Konya bizim şehrimizdir.
Biz Konya’yı ve Konyalıları bu gün Suriyelilerden şikâyet edenlerden daha eski zamanlardan beridir bilir ve tanırız.
Konya Mevlana şehridir, Konya Selçuklu başkentidir.
Ama Konya asayiş yönünden hiçbir olayın olmadığı bir yer de değildir.
İnsanın olduğu her yerde asayiş olayları olmuştur ve bizim dinimizin emir ve yasakları mutlak surette uygulanmadığı sürece de olacaktır.
Bu demek değildir ki Suriyeliler suç işlemiyorlar.
Suriyelilerden hadlerini fazlasıyla aşanlar elbette olmuştur.
Karşılığını da hem Konyalılardan hem de emniyet güçlerinden görmüşlerdir ve ileride de göreceklerdir.
Konya ve Konyalılar Suriyeli kardeşlerine karşı üzerlerine düşen bir kısım görevleri yapmışlardır ve yapacaklardır.
Ama mesela Suriyelileri muhacir kabul edenler ne yazık ki kendileri birer Ensar olmamışlardır, olamamışlardır.
Suriyelileri hemen her fırsatta gündeme getirerek onlara referandumda oy kullandırılacağını hatta daha ileri giderek vatandaşlık verileceğini gündeme getirenlerin Ensar-Muhacir bağlamında gözden kaçırdıkları bir durumu hatırlatmak yerinde olacaktır.
Bizler Rasulullah(sav) döneminde Mekke’den Medine’ye hicret eden muhacirler ile onlara evlerini barklarını açan, mallarını yarı yarıya bölüşen hatta iki eşinden birisini muhacir kardeşine bırakmayı teklif eden Ensar olduğumuz gün inanıyoruz ki Suriyeli Kardeşler de o günkü muhacirler gibi olacaklardır.
Gerçekleşen her hırsızlık, soygun ve gasp olayında aklımıza ilk gelen şey bu işin Suriyeliler tarafından yapıldığı fikri oluyorsa biz henüz Cenabı Allah’ın(cc) Ve Rasulü’nün(sav) istediği ölçülerde Müslüman ve ensar olamamışız demektir.
"Konya'da Suriyelilerle alakalı “sorun” kelimesini telaffuz edebileceğimiz hiçbir durum yok. Bu çok net. Diğer illerle de görüştük, bakanlıkla da merkezle de bu konuyu istişare ediyoruz. En başta Sayın Valimiz bu konuda çok ilgili. Tüm şehir bununla çok ilgili. Konya'nın asayişine dair hususlarda sıkıntı kelimesini telaffuz etmek mümkün değil." şeklinde şehrimizdeki sayıları 51 bini aşan Suriyeli mülteciler hakkında yerel basına açıklamaları yansıyan İl Emniyet Müdürünün sözlerine inanmak güvenmek gerek.
Referandum mu?
Dileyen bir referandum da Suriyeliler için yapar olur biter.