Efendim hep deriz her şeyin bir sonu vardır diye, işte Rebiyülevvel ayının son günlerine geldik ve rahmet dolu aya yönelik, bu son yazımız ne yazık ki. Ne yapalım, hayırlısıyla Şaban ayına ulaşırsak, yine O Gül Nebî’yi yazarız inşallah.
Peygamberlerin sonuncusu, nübüvvetin son halkası Rasûlullah aleyhissalâtu vesselam, yaşadığı sürece her vakit, insan ilişkilerinde en mazbut, en mükemmel ölçüler içerisinde hareket etmiş, davranışlarında hep dengeli olmuş, vasat ümmete yaraşır tavırlar sergilemiştir.
Âlemlere Rahmet Efendimiz aleyhissalâtu vesselam, kadına, evliliğe, âileye verdiği önem ve değer ile toplumları, yüce düsturlarla buluşturmuştur. Peygamber aleyhsselam, bugüne emsal teşkil eden nice uygulamalarıyla, Müslümanlara ve dahi tüm insanlığa nasıl örnek olduysa bizler de, O’nun pratik yaşantısındaki her biri birbirinden değerli güzel misallerini, İslam âilesinde yaşayarak, Peygamber uygulamalarını günümüze taşıyarak, o emsalsiz sünnetlere hayat verelim.
Rasûllullah aleyhissalâatu vesselâm’ın sosyal hayat iletişimindeki kâmil davranışlarıyla, kabileler arasındaki husumetleri çözmedeki engin ferasetiyle, insanlar arası dostlukları kardeşlik çerçevesine dönüştürmedeki basiretiyle, Müslümanlara eşsiz misaller sunmuş olan Kâinâtın İftihârı O Güzel Peygambere, hakikaten çok şey borçluyuz. Bugün de gerek kabileler gerekse aşiretler arasında bu tür kavgalar, küslükler çok yaşanmakta. Bu problemlerin çözümünde, Nebevî davranış misallerinden faydalanmamak basiretsizliktir. Onun davranışlarını yaşantıya koyarak, sünnetlere hayat verelim.
Her biri yıldızlar misâli ola Peygamber aleyhissalâtu vesselâm’ın yakın dostlarına kıymetli sahabe arkadaşlarını hatırlayalım. Hz. Ebubekir (r.a) efendimizdeki sadâkatı, Hz. Ömer (r.a) efendimizdeki doğruluğu-dürüstlüğü-adâleti, Hz. Osman (r.a) efendimizdeki iffet ve hayâyı, Hz. Ali (r.a) efendimizdeki ilmi-cesâreti-infâkını kendimize örnek alalım. Hem kendimiz öyle olalım hem de önce âile efradımızdan başlamak üzere öyle nesiller yetiştirelim. Nesil yetiştirmek, emek istiyor. Devrin okulları bu tür incelikleri öğretmiyor o sebeple, bize ince ince görev sorumlulukları düşüyor. Dünyânın En Güzel Ahlâkî umdelerine sâhip Peygamber aleyhissalâtu vesselâm’ın affını, müsamahasını, hoşgörüsünü, merhamet ve şefkaatini, hayâtımıza koysak nasıl güzel Müslümanlar oluruz, değil mi?
Bugün maalesef artık zor rastladığımız hassâsiyetler, kulluğu unutmuş dimağlar, dünya zevki, hırsı, tamahı, kariyer hevesleriyle kalpler zapt edilmiş vaziyettedir. Kirlenmiş zihinlerin, günahlarla kararmış yüreklerin, O En Güzel Ahlak Timsâli’nin hal ve hareketlerine ne çok ihtiyâcı var. Günümüzde medeniyet ölçülerinin tamâmen çiğnendiği asrımızda bırakın Müslümanları, aslında tüm insanlık, O Mevlîdî Nebî’nin örnekliğine ne kadar muhtatır. O aleyhisselam, devrinin düşmanlık, kin, nefret ve zulüm topluluğunu nasıl da, sevgi-sefkat-merhamet ve muhabbet toplumuna dönüştürdü. Bugün de, O’nun prensiplerini hayâtımıza koyarak aynı ölçüleri yakalayabiliriz.
Bilelim ki, her dâim iyilik, güzellik, ahlak, doğruluk, faziletli değerler insanları da, toplumları da ayakta tutacak yegâne tarafgir olunacak ölçütlerdir. Kötülük asla tasvip edilemez, zulümler, eziyetler uygun görülemez. İnsanlar bugün olduğu gibi sâhip oldukları kimliklerinden ötürü küçük görülemez, aşağılanamaz. Hayat, insan ile değerlidir. İnsânî ilişkiler, insanca sürdüğü müddetçe, hayat yaşanabilir hâle gelir. Günümüzde Müslümanlara zindan edilen dünyânın yaptıkları asla onaylanamaz. İşte bir Rebiyülevvel ayının, Tüm İnsanlığa Rehber Nebîsi bütün insanlığa örnek davranışlar ortaya koymuştur. Araştırın, okuyun, öğrenin hayat ancak Rasûllulâh’ın getirdiği ölçülerle, en huzurla yaşanabilir, gerisi boştur. En bilindik felsefecilerin getirdikleri O’nunkiler yanın da bir hiç mesabesindedir vesselam.
Cumânın hayrı ve bereketi üzerinize olsun.