Kur’an-ı Kerim’in Müslümanlar arasındaki tartışılmaz konumunun arkasına sığınarak “Kur’an Dinin Tek Kaynağıdır” sloganı ile Hz. Peygamberin (sav) sahih Sünneti ve Hadislerini hafife almak, itibarsızlaştırmak ve sonunda tamamıyla yok saymak isteyenlerin Sahih Sünnetin evrenselliğine saldırmalarının esas gayesi Müslümanlar arasındaki birliği tamamen yok etmeye yönelik bir saldırıdır.
Hani nerede sizin söylediğiniz Müslümanlar arasındaki birlik diyenler olacaktır.
Ya da ehli bidat olanlar bir yana Ehli Sünnet mezheplerin kendi aralarında bile birlik yok diyenler de çıkacaktır mutlaka.
Tarih boyu böyle cılız itirazlar hep ola gelmiştir ve Kıyamete kadarda olabilecektir.
Bu itirazların varlığı bile Sahih Sünnetin varlığına delildir.
Nasıl mı?
Kur’an-ı Kerim’den sonra Sahih Sünnet ve Hadisler Müslümanlar için dini hayatta belirleyici olan temel kuralların ikincisidir.
Çünkü Sahih Sünnet Hz. Rasulullah’ın (sav) İslam’ı yaşama şeklidir.
Çünkü Hz. Peygamberin (sav) Sünneti dinin hayata uygulanışının pratikleşmiş halidir.
Bu nedenledir ki Müslümanlar dinleri ile ilgili hususlarda Kur’an-ı Kerim’de bulamadıkları hususlarda Sahih Sünnete ve Sünnetin yazılı hali olan Sahih Hadislere bakarlar.
Mekke’de doğup Medine’de devletleşmiş bir dinin 1400 sene sonrasında Afrika’nın en batısından Asya’nın en doğusuna hatta Amerika’ya kadar olan coğrafya da Müslümanlar farz olan ibadetlerinin yanında Sahih Sünnete uyarak ibadetlerini aynı günlerde ve aynı sayıda yapıyorlarsa, bu Hz. Peygamberimizin (sav) Sünnetinin Sahihliğini ve evrenselliğini gösterir.
Kur’an varken Sünnete ne gerek var diyen ve Kur’an-ı Kerim’i hayatlarında öncelediklerini zan ederek esasında la dini seküler sistem eğitiminin sonucunda fazlaca akıllı(!) olduklarını ortaya koymakla işe başlayan gençlerimiz bu tavırları İslam’a değil materyalist düşünce akımlarına yani ateistlik, deistlik ve agnostik akımlara yakın durmaktadırlar.
Modern zamanların ürettiği dinde sahte otorite olma yolunu seçen Hocalarının(!) sözde eğitimlerine katılarak ya da sadece para kazanmaya dönük olduğu artık tartışılmaz hale gelen kitaplarını hatmederek Hz. Peygamberin (sav) Sahih Sünnetini hayatlarından tamamen çıkaran genç çoğunluk İslami bilgilerinin de yetersiz olması nedeniyle zücaciye dükkânına giren fil misali her şeyi kırıp dökmektedirler.
Birkaç cilt kitap okumakla ya da dinde otorite saydığı hocalarının(!) derslerini videolardan izlemekle kendilerini dinde uzman olarak gören bu modern cahiller sürüsü biraz da gençliğin verdiği hevesler ile hiç bilmedikleri, hatta bilmek için hiçbir gayret bile sarf etmedikleri dini konularda ellerine tutuşturulan meallere bakarak Kur’an ayetlerinden hüküm çıkarmaya bile cüret etmektedirler.
Esasında Hz. Peygamberimizin (sav) hayatını tüm Müslümanlar için geçerli olan bir örnek yaşam biçimi olarak kabul ettiğinizde Hz. Rasulullah’ın (sav) Sahih Sünnetinin Kur'an rehberliğinde teşekkül ettiğine ve bu hayat tarzının örnekliği ile toplumu dönüştürme faaliyetine dönüştüğünü bu sebeple de Kur’an’dan bağımsız olarak ele almanın mümkün olmadığı gerçeği ortaya çıkar.
Bu günlerde din konusunda akıllarını Hz. Peygamberin (sav) de önüne geçirmek suretiyle Sahih Sünneti reddetmeye kadar gidenlere şunu bir kere daha söylüyoruz.
Hz. Peygamberin (sav) Sahih Sünnetinin evrenselliğinin temeli Kur’an-ı Kerim’in Evrenselliğinden kaynaklanmaktadır.
İslam Dininin ve Kur’an-ı Kerim’in evrenselliğini kabul eden herkes Kur’an-ı Kerim’den kaynaklanan ve Kur’an'ın vaz ettiği evrensel ilkelerle bire bir paralellik gösteren sahih Sünnetin evrenselliğini kabul etmekten başka çıkar yolu yoktur.
İslam Dinini yıkmak için kurulmuş batılı kurumların okullarından İslam Dinini öğrenmeye kalkan modern cahiller ile yine İslam’ı yıkmaya azmetmiş şarkiyatçıların tezgâhından geçmiş sahte din otoritelerinin sözleri birileri tarafından din olarak kabul ediliyor ise Hz. Peygamberimizin (sav) Sahih Sünneti elbette Müslümanlar tarafından din olarak kabul edilecektir.
Sahih Sünnetin ve Hadislerin evrensel olmadığını iddia edenler birden fazla rivayet edilmiş şekli vardır diyerek çokça saldırdıkları “Veda Hutbesi”ni salim bir akılla önyargısız olarak okuyuverseler içerik ve doğurduğu sonuçlar açısından nasıl bir evrensel mahiyette olduğunu anlayıvereceklerdir.
Ama hocaları(!) gözlerini öylesine bağlamıştır ki; Baksa da görmez, görse de okumaz, okusa da anlamazlar.