İslam dini, aile geçimini sağlamak ve Müslümanlara yük olmamak, kazandığı malın fazlasını Allah yolunda dağıtmak ve hayırlı işlerde kullanmak gayesiyle helal yoldan çalışmayı teşvik etmektedir. Çalışmadan başkalarına yük olmayı ve gayrı meşru yollardan kazanç elde etmeyi de yasaklamıştır. Peygamberimiz (s.a.v) bu konuda şöyle buyurmuştur:
“Gecesini hesapla, gündüzünü de yeminle geçiren tüccarın dininde ihlaslı olacağına şaşarım.” (Ali el-Muttaki, Kenzu’l Ummal, nr. 13508.)
Nusayr b. Yahya (r.a) şöyle demektedir:
“Din ve devlet işlerinin ayakta durması şu dört zümre ile sağlanır;
1. Âlimler,
2. Devlet adamları,
3. Askerler,
4. Ticaretle uğraşanlar.”
Bu dört sınıf insan namuslu, dürüst ve çalışkan olduğunda devlet de din de payidar olur. Âlimlerden birisi bu sözleri şöyle açıklamaktadır:
“Âlimler, peygamberlerin varisleri olup insanları ahiret hayatına yönlendirirler. İnsanlar da bu âlimlere uyarlar. Devlet adamları halkı gözetler ve korurlar. Adil bir şekilde yönetimi ayakta tutarlar. Askerler, kâfirlerle mücadele eder ve müslümanların emniyetini sağlarlar. Tüccarlar ise, müslümanların yararı için yeryüzünde çalışan kişilerdir.
Devleti yöneten kişiler kurt olursa, halkı onlardan kim koruyacaktır?
Âlimler, ilmi bırakıp dünya işleri ile meşgul olurlarsa insanlara kim önderlik yapacaktır?
Askerler, kibir ve gösterişte olup nefislerinin peşine düşerse zaferlere kimlerle ulaşılacaktır?
Tüccarlar, insanları aldattıklarında insanlar kime güvenecektir?
Elimizde olan imkanlar, bizler için kurtuluş vesilesi olması gerekiyor. Yalnızca fenni ilim bilmek yetmez. Ahlak olmadan kazanç isteyen birisi sırf kendi kazancını arttırabilmek için hile yapar kendisini akıllı sayarak. 5, 4’ten büyüktürü bilmek yetmez. Ahlaklı olanlar bilirler ki helal olan 4 haram olan 5’ten büyüktür.
Rabbimiz helal kazançlar versin.
Gününüz, kazancınız ve hayatınız bereketli olsun.