Suizan

Sinan Şen

Kötü söz günah olduğu gibi kötü düşünce de öyledir. Başkasının kötülüklerini sayıp dökmek haram olduğu gibi, kendi kendine başkasının hakkında kötü düşünce içinde bulunmak da uygun değildir.

Kötü düşünce dediğimiz şey, başkasının kötü olduğunu düşünüp direkt hüküm vermektir. Böyle olmadan aklımıza gelen şeyler ve nefsin vesvese türü düşünceleri bağışlanmıştır.

Yasaklanan şey, kalbin meylettiği ve nefsin peşine düştüğü zandır. Bu konuda Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

“Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır.” (Hucurât/12).

Kalbin sırlarını yalnızca bütün gizli hallere vâkıf olan Yüce Allah (c.c) bilir. Bundan dolayı açık bir şekilde kötülüğüne şahit olmadığın müddetçe bir başkası hakkında kötü diye hüküm vermek doğru değildir. Böyle bir şeye şahit olduysak da bu gördüklerimizle sınırlı kalmalıdır. Şahit olmadan, kendisinden işitmediğin bir olayda kalpte oluşan kötü zan ve tahminler şeytandandır. O vesveseye karşı çıkmak gerekir. Çünkü şeytan fâsıkların en büyüğüdür. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

“Ey iman edenler! Eğer fâsık biri size haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” (Hucurât/6)

Fâsıkların en büyüğünü ve fâsıkları tasdik etmek uygun değildir.

Şahit olduğumuz şeylerde kötülüğü yansıtan bir durum olabilir, fakat onun kötü olmaması da düşünülebilirse, o kötülüğü tasdik etmek de uygun değildir. Çünkü fâsık kişinin her ne kadar doğru söyleme ihtimali olsa da, onun haberini araştırmadan hemen doğru kabul etmek uygun değildir. Abes bir misal verelim daha iyi anlaşılsın.

Birinin ağzı koklansa ve içki kokusu bulunsa ona hemen içki içenlere uygulanan ceza uygulanmaz. Böyle bir durumda önce şöyle düşünülmesi gerekir:

“Belki ağzına içki almış ama içmemiş, tükürmüştür ya da ona zorla içirilmiş olabilir.” gibi düşünülüp araştırılıp eğer alkol içmişse ceza uygulanmalıdır.

Bir malın, birine ait olduğunu söylemek için ne şartlar gerekliyse, bir kimseye kötü diye hükmetmek için de aynı şartlar gereklidir. Bu şartlar ya onu bizzat görmesi ya da gören adil birinin şahitlik etmesidir. Böyle olmadan kalbine, birinin kötü olduğuna dair vesveseler geliyorsa bunları uzaklaştırmak gerekir. Nefsine kötülediğin insanın bütün hallerine şahit değilsin, bazen isyanına şahit olduğun insanın tevbesine şahit misin? Yargıç makamında değiliz.

Rabbimiz kalbimizi yumuşatsın, genişletsin.

Gününüz bereketli olsun.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.