Suç duyurusunda bulunacağım!
Bahattin Karapınar, Ziya Doğan, Mustafa Eraydın ve eski birkaç yönetici hakkında eleştirel yazılarımla ilgili bazı arkadaşlar, bazı dostlar “biraz ağır olmadı mı?” diye ince ince mahalle baskısı kurmaya çalışırlardı üzerimde…
Yemezdim tabi ki…
Ve aradan geçen zaman içerisinde “biraz ağır olmadı mı?” söylemlerini “sen haklıymışsın, az bile yazmışsın” noktasına getirdiler utana sıkıla…
Neye yarar ki?
Güya teselli ediyorlar…
Geç gelen teselli, idamdan sonraki bağışlamaya benzermiş…
Keşke o zaman yangın çıkarsaydınız, çıkarabilseydiniz!
Konyaspor bu kadar acz içinde olmazdı…
Evet…
Bahattin’in de, Ziya’nın da, Eraydın ve görüntüde yönetici olanların da Konyaspor konusunda samimi olmadıklarını, Konyaspor’a ihanet içerisinde olduklarını ve bunlardan hesap sorulması gerektiğinin altını çizmiştim…
Bu düşüncemde sapma yok…
İhanet ettiler…
Özellikle de Bahattin Karapınar…
Ben Konyasporluyum…
Bu yazıları yazmam konusunda kişisel bir sebebim yok…
Konyaspor’un bu durumlara gelmesinin tek nedenidir Bahattin Karapınar…
Kanı on para etmez, şerefsiz, onursuz, omurgasız itler gibi “Helal olsun sana Bahattin, sen büyük başkansın, adam gibi adamsın mı” diyecektim…
İkiyüzlü mü olacaktım?
Kendini kurtarma adına ihanet ettiği, ateşe attığı, dünya’ya rezil ettiği, Konyaspor’u bu hale getirdiği için kutlayacak mıydım Avarel’i?
O günlerde de inanmamıştım kendisine…
Tabi ki dalkavuklarına da…
Çünkü, maskeliydiler…
Çünkü, samimi değillerdi…
Çünkü, ikiyüzlülerdi…
Ve utanmadan, arlanmadan tesislere gelip, tenis oynayabiliyor…
Bir yönetici ile konuştum…
Haklı olarak “İçinden çıkılacak gibi değil. Bakkal dükkanı yönetir gibi kulüp yönetmişler” dedi…
Ve ekledi…
“Konya’ya da, Konyaspor’a resmen ihanet etmişler” dedi…
Bunları mevcut bir yönetici söylüyor…
Yani yetkili bir ağız…
Anlayacağınız, Konyaspor’un kalemini kıran, Konyaspor’un ipini çeken, Konyaspor’u yoldan çıkaran Bahattin Karapınar, bu kulübün yola girmesi için umut taşıyanların da şevkini kırmıştır…
Mesele bu kadar vahim…
Konyaspor genel kurul üyesi bir insan olarak suç duyurusunda bulunma adına hukukçularla görüşeceğim…
Yasal haklarımı kullanacağım…
Niye mi?
Bahattin Karapınar’ın Konyaspor’un tertemiz geçmişine leke sürdüğü, geleceğini de ipotek altına aldığı için...
Kulübün diğer genel kurul üyelerini ya da yeni yönetimi bilemem, ama duyarlı bir Konyasporlu olarak, bu kulübün, yani Konya’nın trilyonlarını çöpe atan ve hiçbir vicdan muhasebesi yapmadan, bir dakika bile forma giymeyen Danny Vukoviç’e, Jones Troest ile Aykut Öztürk’e imza attıran Bahattin Karapınar’dan yasal yollardan hesap vermesini isteyeceğim…
Dedim ya, mevcut yönetim ya da benim gibi genel kurul üyesi olanları bilemem, ama ben bu konuda yasal haklarımı kullanmaktan yana tavrımı sürdüreceğim…
Ve…
Özellikle Dann Vukoviç, Jones Troest ve Aykut Öztürk’ten gelecek muhtemel cezaları, kulüp değil, sözleşmelerde imzası olan o dönemin başkanı ve yöneticileri ödesin…
Özellikle de Bahattin Karapınar…
Mehmet Ali Kuntoğlu’ndan 14-15 trilyonla al, 50 trilyonla “hadi bana eyvallah” de ve de hiçbir şey olmamış gibi gel Atatürk stadına tenis oyna…
Bu kadar basit değil…
Çünkü, lekelisin…
Biraz gururun varsa, Konya’dan, Konyaspor’dan ve çamur attığın, başta Mehmet Ali Kuntoğlu olmak üzere, eski yöneticilerden özür dile…
Dedim ya, gurur sahibiysen eğer...
Özetle; Konyaspor’un durumu hiçte iç açıcı değil…
Yeni yönetim, kulübü düzlüğe çıkarır mı, çıkarmaz mı? bunu zaman gösterecek…
Ancak, işleri kolay değil…
Konyalı sabırlı olmalı…
Ama, destek vermeyi de unutmamalı.