Sporla geçen 44 yıllık hikayesini anlattı

Konya’nın duayen dövüş sporları hocası Ahmet Gündüz ilkokul öğretmenliğinden ayrılarak kendini bu işe adadığını söyledi. Şuanda Boks Milli Takım Antrenörü olan Gündüz sporla geçen 44 yıllık hikayesini Merhaba Şehir’e anlattı.

Konya’nın duayen dövüş sporları hocası Ahmet Gündüz ilkokul öğretmenliğinden ayrılarak kendini bu işe adadığını söyledi. Şuanda Boks Milli Takım Antrenörü olan Gündüz sporla geçen 44 yıllık hikayesini Merhaba Şehir’e anlattı.

SPORA TEKVANDO İLE BAŞLADIM

Konyalıyım. Aslımız doğudan gelme. Rahmetli annem ve babam Ağrılı. Fakat ben oraları görmedim. Doğma büyüme Konyalıyız. Dövüş sporları antrenörüyüm şuanda Boks Milli Takımı antrenörüyüm. Aslında ilkokul öğretmeniydim. Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği mezunuyum. Giresun ve Kahramanmaraş’da kısa bir dönem öğretmenlik ve okul müdürlüğü yaptım. Daha sonra kendi isteğimle istifa ederek kendimi tamamen bu spora adadım. Allah güç kuvvet verdiği sürece hizmetimi devam ettireceğim. Okul yıllarımda bir arkadaşımın teşviki ile tekvandoya başladım. 30 yıl civarı tekvando yaptım. Dana sonra 7 yıllık bir yurt dışı serüvenim oldu. Paris’te iki yıl kaldım. Paris’te Dominik Valera diye İspanyol asıllı Fransız vatandaşı ile kickboks çalıştım. O dönem çalıştığım Valera Dünyanın en ünlü kickboks antrenörlerindendi. Ben de bu sporu Paris’te tam anlamıyla öğrendim. Ardından öğrendiğim bu sporu Türk gençlerine de öğretmek istedim. O zamanlar federasyon yoktu ve bu işi ben yapmak istedim. İlerleyen süreçte Ürdün ve Hollanda’da da kaldım. Ürdün’de Arapça öğrendim ve orada Arapça olarak dersler vermeye başladım. Bu yedi yıllık sürecin ardından 1990 yılında Türkiye’ye döndüm. Türkiye’ye dönünce hemen işe başladım. 1997 yılında ülkemize ilk birinciliği getirdim. İngiltere aldığımız birinciliğin ardından o dönem ki belediye başkanı Halil Ürün bey bizi mehter takımı ile karşılamıştı. Yine benim kendime ait derecelerim vardı. Ayrıca Birol Topuz’u Dünya şampiyonu da yapmıştık çıkardık bir sene. Kısacası girdiğimiz tüm maçlarda takım halinde mutlaka dereceye giriyorduk. Yine Avrupa Dünya Şampiyonları yetiştirdik. Ben halen aktif olarak boks milli takımında baş antrenör olarak görev yapıyorum. Diğer bazı branşlarda ise teknik direktörlüklerim var. Toplamda 20 yıl Türk Milli Takımına hizmet ettim. Birçok kişiye İstiklal Marşımızı okuttu ve okutmaya da devam ediyoruz.

DİSİPLİN OLMADAN BAŞARI OLMAZ

Elimde çok iyi sporcular geldi geçti. Fakat şimdiki sporcular eskisi gibi değil. Şimdiki sporculara az yüklendin mi tabiri caizse hemen kaçıyorlar. Arada çok fark var. Biz işin mutfağından geldiğimiz için bu noktaya tırnaklarımızla geldik. Bazı sporcularımız var çok enteresandır. Biz milli takıma girebilmek için senelerce uğraştık. Tekvando dalında dövmediğimiz adam kalmadı. Fakat o dönemdeki yetkililer biraz subjektif davrandılar. Biz Anadolu insanını dışlıyorlardı. Tabi bunun yanında çok adil olanları da vardı. Yani diyeceğim biz o zamanlar milli takıma girmek için çırpınırdık fakat bugün sporcular milli takımdan kaçıyorlar. Disiplin çok ağır geliyor. Disiplin olmadan da başarı olmaz. Kuran’da ancak çalıştığımız kadarının karşılığı olduğu belirtilir. Eğer bir sporcu bunu kendine şiar edinirse ve teknik çalışmalar yaparsa mutlaka derece yapar. Kürsüdeki yerini korur.

ALTI BRANŞ ÇALIŞIYORUM AMA SON DÖNEMDE BOKSA AĞIRLIK VERDİM

Ben de bu işte varım diyen antrenörlerle çalıştım, görev yaptım. Boksun zor olduğu dönemlerde Dünya şampiyonları ile kamplar yaptım. Ben aynı zamanda bir kondisyonerim. Toplam 6 branş yapıyorum fakat son dönemlerde boksta yoğunlaştım. Kondisyoner olduğum için de milli takımda birçok sporcuya teknik bilgiler öğrettim. Bu konuda birçok gence faydalı olduğumu düşünüyorum. Her zaman da kendimi yenilemeyi bildim. Şu anda da dünyadaki yenilikleri takip ediyorum. Mesela bizim dönemimizde hocalar fazla su içirmezlerdi. Fakat vücut susuz kaldığında performans ciddi anlamda düşer. Ben bu işin daha bilimsel ve teknik yönünü öğretmeye çalışıyorum. Federasyonların teşvikleri ile üniversitede derslere giriyoruz. En doğru tekniği gençlere anlatmaya çalışıyoruz. Faydalı olmaya çalışıyoruz. Çocukluğumdan beri spora hizmet ediyorum.

AMACIMIZ ÇOCUKLARI GENÇLERİ HAYATIN PİSLİKLERİNDEN UZAK TUTMAK

Bizim bu Altın Kemer Spor Kulübümüz çok enteresan bir yer. Böyle varoş çocukların geldiği bir yer. Bu varoş çocukların sırf kahve köşelerinden kurtulmaları için, uyuşturucuya alışmamalı için düzenli bir hayatları olsun diye para verseler de vermeseler de kulübe almaya çalışıyorum. Hatta bazı parası olmayanlara oğlum siz 40 tane hadis ezberleyin bir ay boyunca ücretsiz gelin diyorum. Şehit ailelerimizin çocuklarına ücretsiz ders veriyoruz. Doğu Türkistanlılara ücretsiz ders veriyorum. Hatta bizim çocuklar bir slogan da oluşturmuşlar: Hacı hacıyı Mekke’de gariban garibanı Altın Kemer’de bulur diye.

KAVGACI İNSANLAR SPORA BAŞLADIKTAN SONRA SAKİNLEŞİYOR

Yani biz kavgacı insanlardık fakat spora geldik artık kavga yapmıyoruz. Spor öyle bir şey ki birikmiş olumsuzlukları atabiliyorsunuz. Bir terapi gibi geliyor. İnanın eğer bu toplumu kavgadan ve kötülüklerden uzaklaştırmak istiyorsanız birinci etapta inanca ardından spora yönlendirmeniz gerek. Böyle olursa inanın kavga olayları azalacaktır. Bunun ilk örneği bizler kendimiziz. Zira kavgacılığın yoğun olduğu bölgelerden gelen sporcuları eğitiyoruz ve ardından hepsi kavgayı bırakıyor. Bildiğiniz üzere kulübe belli yaş grubu geliyor. Hatta bazı antrenörler sadece belli yaş gruplarını kabul eder. İşte o tipler taklitçidir. Babası 20 şınav çek dese dinlemez belki ama hocası bunu dediğinde isteyerek yapıyor. Kelebek ışığa gelir. Bu ışığa gelen insanlar, kavgadan gelen insanlar bakıyor hocasında davranış bütünlüğü var, güzel ahlak var. Bunlar çok hoşuna gidiyor tabi. Zaten bu gençler mevcut birikimlerini atıyorlar ve içlerindeki güzel duygular açığa çıkıyor. Kısacası burada kavgaya ihtiyaçları kalmıyor. Ki ben de kötü özellikleri nötr duruma indiriyorum ve en güzel hasletleri öğrencilerime aktarıyorum. Bir eğiticinin görevi zaten budur. Bir eğitimci hataları da affetmelidir. Sonuçta insanız ve hepimiz hatalıyız.

İYİLİK YAP DENİZE AT BALIK BİLMEZSE HALİK BİLİR

Geçenlerde Aksaray’a yeğenimi maça götürmüştüm. Orada oturmuş çay içerken birisi yanıma geldi ve oturabilir miyim dedi. Dedim tabi ki buyurun oturun. Hocam dedi beni tanıdınız mı? Ne yalan söyleyeyim tanıyamadım. Ardından anlatmaya başladı. Selçuk Üniversite’sinde okuyordum sizin salonunuza geldim ve dedim ki (ben bu olayı da hatırlamıyorum) ben bu sporu çok seviyorum fakat param yok beni çalıştırır mısınız? Ben de demişim ki kiminin parası kiminin duası. Ve bu genç okulu bitirdikten sonra doktora yapmış ve ardından doçent olmuş 20 kadar kitap yazmış bölüm başkanı olmuş. Getirdiği takımla ise şampiyon oldular. Yakın çevresine ise bu şampiyonluğun benim sayemde olduğunu söylüyor. Ben orada hem utandım hem de bu durum çok hoşuma gitti. Ki iyilik yap denize at balık bilmezse halık bilir. O yüzden tüm antrenörlere tavsiyemiz kimseyi dışlamamaları yönünde. Bir de bu sahanın özellikleri vardır. Bu sahada kesinlikle partizanlık yapılmaz. Kesinlikle sınıf ayrımı yapılmaz. Ki bizim inancımızda kimsenin kimseye bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir.

Düşünün sizin teşvik ve sponsorluğunuzla bir kişiyi Türk Milli takımına kazandırıyorsunuz ve onlar da bu işin sonunda bu ülkeye hizmet ediyorlar. Benim bu ülkeye Konya’ya bir borcum var. Emin olun 20 yıldır bu alanda bu şuurla hizmet ediyorum. İşimize dört elle sarılıyoruz. Allah nasip ederse de bu işi yapmaya devam edeceğiz. İşin maddi boyutunun aman aman bir maddi getirisi yok. Sadece hizmete yönelik bu da bizi mutlu ediyor. Fakat şunu da istiyoruz ki devletimiz sporcularına ve antrenörlerine gerçekten sahip çıkmalı.

100 BİNDEN FAZLA SPORCU ÇALIŞTIRDIM

Şu ana kadar 44 yılda 50 ile 100 bin arası kişi çalıştırmışımdır. İsmini sayamayacağım yüzlerce yetişmiş sporcum var. Hepsinin de emin olun dereceleri var. Turnuvalarda yüzlerce kişiye marşımızı okuttuk. Bu iş ilk olarak tekvando ile başladı. Fakat şu anda özellikle boksta çok ciddi bir altyapı var. Yine bu olimpiyatlarda ise derece bekliyoruz. Ki olimpiyat vizesi alan sporcularımız var. Pandemi engeli olmasa idi olimpiyatlar yapılacaktı. Bizim yetiştirdiğimiz şampiyonlar belli zaman geçince antrenör oluyorlar. Bazı antrenörler de var ki eksiklerini gidermek için geliyorlar ve daha donanımlı hale geliyorlar. Biz de elimizden geldiğince yarımcı olmaya çalışıyoruz. Ki bir alim ilmiyle amil olursa alimdir. Bildiklerini kendine saklayan alimin bildiklerinin ona bir faydası yoktur. Biz de bildiklerimizi gençler ile paylaşıyoruz. Bir hayır duası alabiliyorsak ne mutlu bize. Sizlere teşekkür ediyorum. Zaten bilirsiniz ki başarı entegre bir çalışmanın ürünüdür. Bir sporcu ne denli başarılı olursa olsun onu destekleyen anne ve babaları hocaları ve basının da katkısı o sporcuya ilham tanıyacaktır.

HOCALARIMA TEŞEKKÜR EDİYORUM

Ben bu sporları yaparken hem dövüşçü hem de antrenör olarak yaptım. Bu anlamda bizlerde emeği olan Konya’ya tekvando sporunu getiren Kayhan Aytar hocama, Hamdi Yiğit hocama Osman Vuruşkan hocama Ferzande Işık Hocama tüm hocalarıma teşekkür ediyorum. Ayrıca şuanda Boks Federasyonu Başkanı Eyüp Gözgeç ve Kick-Boks Federasyonu Başkanı Salim Kıyıcı iyi işlere imza atıyorlar. Onlara da teşekkürlerimi sunuyorum.

FERHAT TÜRKOĞLU

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Konya Spor Haberleri