Soykırım yapılmadı

Ermeni meselesiyle ilgili konuşan Prof. Dr. Feridun Ata, Ermeni soykırım iddiasının koca bir yalan olduğunu, arşivlerdeki milyonlarca belgenin bu konuyu aydınlatmaya yeteceğini söyledi

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi tarafından “100. Yılında Ermeni Meselesi” başlıklı bir konferans düzenlendi. Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feridun Ata, Dünya Savaşı’nın ardından isyanların artması sonrasında Osmanlı hükümetinin tehcir kararı aldığını, uygulamaların asla bir soykırım sayılamayacağını belirtti. TYB adına Yazar Hüzeyme Yeşim Koçak tarafından düzenlenen programa akademisyenler, yazarlar ve öğrenciler katıldı. Ermeni meselesi veya Ermeni Soykırımı denilen olayın aslında 19. yüzyılda ortaya çıkan Şark Meselesinden ayrı tutulmaması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Feridun Ata, Tanzimat ve Islahat Fermanları ile başlayan azınlıklara hak verilmesi veya azınlıkların haklarının Batılı Devletler tarafından savunulmasının kabulünün, olayın gelişmesindeki faktörlerden birisi olduğunu söyledi. Berlin Anlaşması ile Osmanlı Devleti sınırları içerisinde yaşayan Hıristiyanların haklarını savunma hakkının Batılı Devletlere verilmesinden sonra Balkanlarda başlayan ayrımcı hareketler sonrasında, buradaki Müslüman Türk nüfusunun yapılan katliamlarla azınlık seviyesine düşürüldüğünü belirten Ata,  akabinde de Bulgaristan, Sırbistan ve benzeri ülkelerin bağımsızlıklarını ilan ettiklerini hatırlattı.

ERMENİLER SİLAHLANMAYA BAŞLADI

Balkanlarda meydana gelen bağımsızlık isyanlarının başarıya ulaşması üzerine Anadolu ve İstanbul’da yaşayan Ermenilerin de umuda kapıldığını söyleyen Prof. Dr. Feridun Ata,  Başta İngiltere ve Rusya olmak üzere Batılı devletlerin kışkırtmaları üzerine Ermenilerin silahlanmaya başladığını belirtti.  1914 yılında başlayan Dünya Savaşı ile birlikte dış desteğin artması ve özellikle de Doğu bölgemizi işgal etmeye başlayan Rusların desteği ile Ermenilerin Türk katliamına başladıklarını belirten Prof. Dr. Ata,  önce Van’ı işgal edip yakıp yıktıklarını arkasından da katliama başlayarak buradaki nüfus yoğunluğunu kendi lehlerine çevirmeye çalıştıklarını söyledi. Prof. Dr. Ata, bu isyan sonrasında savaşta olan Osmanlı Devletinin cephede bulunan askerlerinin arkadan vurulmasını önlemek için önce 24 Nisan 1915’te İstanbul’da bulunan isyancı Ermenilerin elebaşlarının tutuklanıp Anadolu’da çeşitli şehirlere gönderildiklerini söyledi. Bu tutuklamalar sırasında can kaybı olmadığını belirten Ata, “İsyanların artması sonrasında Osmanlı hükümeti sırf cephe gerisi ve sivil halkın güvenliği için Mayıs ayında tehcir kararı almak zorunda kaldı” dedi.

ARŞİVLERDE MİLYONLARCA BELGE VAR

Tehcir sırasında 600 bin Ermeni’nin bulundukları yerlerden alınarak başka şehirlere gönderildiğini, bu sevkiyat sırasında demir yolu olan yerlerde trenlerin kullanıldığını ve gerekli güvenlik tedbirlerinin alındığını belirten Ata, “Kafilelere yönelik saldıranlara sessiz kalınmadığı gibi mahkemelerce yargılanıp gerekli cezalar verildi” diye kaydetti. Tehcir sırasında yaklaşık 40 ile 50 bin Ermeni’nin hastalık ve bazı çete baskınları sonucunda hayatlarını kaybettiklerini belirten Ata, tehcire tabi tutulanlardan büyük bölümünün yerleşecekleri yere ulaştığını belirterek, bunlara devlet tarafından toprak ve ev verildiğini, söyledi. Ermeni Soykırım masalının 1960’lı yıllardan sonra ortaya atıldığını söyleyen Ata, bunun belgeler ışığında yalan olduğunun ortaya çıktığını, ancak Ermeni Milleti oluşturmak adına bu iddianın canlı tutulmaya çalışıldığını belirtti. Bu konuda Osmanlı Arşivinde milyonlarca belge olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Feridun Ata, isteyen her kesin bu belgelere rahatça ulaşabileceğini, vicdan ve namus sahibi bilim adamlarının bu belgeleri gördükten sonra bu iddialarından vazgeçtiklerini söyledi. Soy kırım konusunun hukuki bir kavram olduğunu belirten Ata, İsviçre Mahkemesinin Doğu Perinçek davasında verdiği kararın da bu iddianın asılsız olduğu manasına geldiğini belirtti. Program sonunda konuşmacı Prof. Dr. Feridun Ata’ya TYB Konya Şubesi Başkanı M. Ali Köseoğlu tarafından günün anısına Katılım Belgesi takdim edildi. Köseoğlu, Türkiye’nin yaşadığı coğrafyada daha büyük ve daha güçlü bir devlet olması için birlik ve beraberliğin önemine işaret ederek, “İsrail, halen Filistin’de katliamlar yaparken buna sessiz kalan dünyanın, Ermeni meselesini kaşıyarak Türkiye’yi sözüm ona terbiye etmeye çalışması ne kadar acı. İkiyüzlü dünyaya karşı, Türkiye’nin daha güçlü olması için hepimiz seferber olmalıyız” diye konuştu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri