Müslümanlar tarafından 11 ayın sultanı diye isimlendirilen Kur’an ve Oruç ayı Mübarek Ramazan Ayı gelince milletimizin deyişiyle sadece insanlar değil kurtlar kuşlar bile oruç tutar diye bilirdik.
Kur’an-ı Kerim ifadesiyle hastalar ve yolculardan sonra yaz mevsimlerinde tarlada tapanda ve inşaat işlerinde çalışanlardan sonra oruca dayanamayan gençlerin(!) oruç tutmadığı görüldü son senelerde.
Şimdilerde ise internet nedeniyle hayatımızın her safhasını resimleyip paylaştığımız sosyal medya müdavimlerinin oruç tutmadıkları görülüyor.
Geçmiş yıllarda mazeretleri sebebiyle oruç tutmayanlar yeme içme ihtiyaçlarını Müslümanları rencide etmemek için ya gizli gizli veya kapalı mekânlarda giderirlerken şimdilerde güya tesettürlü bayanların bile yolda açıktan oruç kırdıklarına şahit oluyoruz artık.
Sosyal medya ortamlarında yediklerini içtiklerini paylaşanlarda cabası.
Yaşadığın şehir dışına çık ve Ramazan ayındaki oruç mükellefiyetinden kurtul.
Modernitenin İslam anlayışı bu olmalı.
Buraya kadar olan yeme içme ile ilgili olan kısım idi.
Bir de oruç tuttukları halde kardeşlerinin etini yemekten çekinmeyen oruçlu Müslümanlar var.
Müslümanlar bilirler ki Namaz, Oruç, Zekât ve Hac başta olmak üzere Rabbimizin(cc) bütün emir ve yasakları bizim ruhi açıdan olgunlaşmamız için emredilmiş veya yasaklanmıştır.
Bu açıdan bakıldığında hiçbir ibadet yoktur ki insanın ruhunu beslemesin ve emredilen her yasak insanı kötülükten alıkoymasın.
Kur’an-ı Kerim’in ilk muhatabı olduğu gibi ibadetlerin de ilk muhatabı ve öğretmeni olan Hz. Peygamberimizden (sav) Ebû Hureyre (ra) vasıtasıyla rivayet edilen Hadisi Şerifte Hz. Rasulullah’ın (sav)
"Bir kimse yalan söylemeyi ve yalanla iş görmeyi terk etmezse, Allah (cc)'ın, onun yeme içmeyi terk etmesine ihtiyacı yoktur." diye buyurduğunu bilmesine rağmen yaptığı yanlışlığı terk etmeyen oruçlular var günümüzde.
Ramazan ayının Haziran ayının son haftasında yapılacak genel seçimlerin propaganda dönemine denk gelmesi nedeniyle sosyal medyadaki davranışlarına bakılınca Müslümanların oruçlu olduklarını unutmuş görülmeleri ne kadar acıdır.
Siyasi partilerin propagandalarına kendilerini kaptıran bir kısım oruçlu Müslümanların kendi partilerinin dışındaki partilere oy verecek olanlara vatan haini, terörist ve din düşmanı yaftalarıyla yüklenmeleri hatta zaman zaman kendilerini kaybederek ağır hakaretlere ve küfre başvuracaklarını söylemelerinin vakayı adiyeden olduğu görülmektedir.
Övündükleri ticaretlerinde hiç bir kural kaide tanımadan Müslim gayri Müslim ayırt etmeyenlerin siyasi meselelere gelince Müslümanları dinsizlikle suçlayacak kadar ileri gitmelerinin oruçlarına ve diğer ibadetlerine zarar vermeyeceğini zannedenlerin yanıldıklarını anlamaları yakındır.
Bir küçük örnek vermek gerekirse son günlerde terörist devlet İsrail’in Filistin’de Kudüs başta olmak üzere yaptığı zulümleri artırması ve Müslümanları aleni olarak katletmesi üzerine meydanlarda mitingler düzenleyenlerden veya basın açıklamasında bulunanlardan İsrail ve destekçisi ABD ile ticari ilişkileri devam eden ve Konya'dan İsrail'e ve ABD’ye mal satan kaç sanayici ve işadamı varsa açıklansın desek meydanda kaç kişi kalır acaba?
Ya da biraz daha çuvaldızı büyütelim.
TSK’nın yaptığı Afrin operasyonu için sokağa dökülenlerden kefen giymeye razı olanlar vardı ya, Kudüs’teki ABD destekli Siyonist işgal olunca neden sus pus oluverdiler.
Yoksa kefenlerini çıkarmalarının asıl sebebi Müslümanları öldürme konusunda yahudi siyonistin hiç şakasının olmadığını televizyonlardaki yayınlarda bizzat görmeleri midir?
Bir taraftan ideolojik mealcilik fitnesinin ateşinin harlandığı bu günlerde diğer taraftan seçim atmosferine kendilerini kaptıran Oruçlu Müslümanlara diyeceğimiz şudur:
Hodri meydan.
Bütün dünyaya Mübarek Ramazan Ayı ve Oruç ibadeti konusunda ne kadar samimi olduğumuz bir kez daha gösterelim.
Midemize oruç tutturabildiğiniz gibi sosyal medya hesaplarımıza da oruç tutturabildiğimizi ispat edelim.
Oruç ibadeti başka, sosyal medya başka diyenlerden olmadığımızı gösterelim.
Siyasi parti farklılığımızın kardeşliğimize mani olmayacağını ispat edelim.
Sosyal medyada işler böyle dönüyor diyenlere rağmen.