Allah (cc) bizleri ve evlatlarımızı affetsin diyerek söz başlamak istiyoruz.
Teknolojinin inanç dâhil hemen her şeyin önüne geçirildiği günlerde böyle bir dua ile başlamanın hayırlı olacağı düşüncesiyle bu duamıza hep birlikte amin diyoruz.
İnternetin yaygınlaşması ile hayatımızın başköşesine gelip oturan bir olgu var son yıllarda.,
Adına sosyal medya denen olgu.
Kimine göre yüzyılın keşfi, kimine göre toplumsal çürümenin ispatı.
İcad edenlerin kullanmadıkları rivayet edilen, kullananların esir olduğu söylenen bir ortam.
Neler yapmadık bu mahut sosyal medya uğruna.
Kimimiz Muğla Fethiye’de selfi denilen yeni nesil resmi çekmek için uçurumdan düşüp öldük.
Daha acayibi ise kimisi babasının düşüp öldüğü yerde selfi yaparken kendisi de babası gibi hayatını kaybetti.
Kimileri sabah akşam ne yediğini paylaşır oldu arkadaş grubunda günlerce.
Araba mı alındı. Trafik şubeye kaydından önce sosyal medyada kaydettik arabayı.
Elbisemi alınacak? Arkadaşlara sorduk hangi renk ve hangi model hangi ayakkabıya yakışıyor diye.
Nişan düğün mü yapmak gerekiyor.
Davetiye dağıtımı dâhil düğünlerimiz sosyal medyada yapılır oldu neredeyse.
Yeni olsun eski olsun araba ile trafik altüst mü edilecek?
En hızlı ve öfkelisini biz yaptık.
Adına artık trafik magandası denen şaşkınlar hem kendilerinin hem de o anda trafikte olan insanların hayatlarını nasıl tehlikeye attıklarını sosyal medya denen ortamda canlı yayınlar oldular.
Dahası ev ve iş hayatımız ile ilgili olanlar bir yana evimizi odalarına ve hatta banyolarına kadar tanıttık sosyal ortama.
Aile içi özel hayat diye bir kavram yok edildi sosyal medya uğruna.
Boy boy ev de, iş yerinde, piknikte, bayramda, seyranda, düğünde dernekte hasılı adım attığımız her yerde ailemizin resimlerini paylaştık.
Çocuklarımız mı?
Onlar zaten hep başı çektiler bu konuda.
Onları zamanında dizginleyemediğimiz için onlardan geri kalmamak adına başımıza geldi bütün bunlar.
Daha sayalım mı neler yapıldı sosyal medya uğruna?
Dünya işlerimizi sayıp döktüğümüz gibi inanç ve ibadetlerimizi de sayıp döktük tanıdıklarımıza.
Namaz kılmaktan başladık ibadetlerimizi anlatmaya.
İftar ve sahur sofralarımızı meydana döktük teravih kıldığımız camilerle birlikte.
Kurban mı kesilecek? Hac ve Umreye mi gidilecek?
Kurbanlarımız Yaratıcımıza (cc) sunulmadan önce sanal âleme sunuldu Kurban Bayramı öncesi.
Hac ve Umre ibadetlerimiz için eş dosttan helallik alma işini internet ortamlarına yükledik.
Mescidi Nebevide Hz. Peygamberimizi (sav) ziyaretimizi internetten canlı yayınladık.
Kabei Muazzama da tavafımızı yaparken kaçıncı şavt ta olduğumuzu dostlarımıza anında bildirdik.
Hocanın birisi beğenmediğimiz bir söz mü söyledi bir konuda?
Hemen cepten veya tabletten ya da bilgisayardan Google hocaya müracaat edip o konuda ne kadar ayet ve hadis varsa döktük devirdik hocanın önüne.
Hatta daha ileri giderek Kur’an-ı Kerim ve Hadisi Şeriflerle ilgili ahkâmlar kesildi sosyal medyada güney müftülerimiz tarafından.
Her şeye rağmen bizim düşüncemiz kabul görmedi ise muhatapları tarafından bu uğurda karşımızdakileri tekfir ettik geçti gitti.
Siyaset meselesine hiç girmeyelim.
Öyle veya böyle 90 yılı aşkın zamandır yapılan tüm seçimleri gölgede bırakacak yalan ve iftiralar bu seçimde yapıldı sosyal medyada.
Hakikaten düşünmek gerek.
Sosyal medyada var olmak uğruna neler yaptık biz kendimize?