Uzun zamandır fıkra yazmıyorduk size...
***
Bir Erzurum fıkrasıyla, daha doğrusu Erzurum'da yaşanmış fıkra gibi bir hadise ile başlayalım yazımıza...
***
Erzurum Belediyesi’nin kuruluş yıllarında fahri olarak her işe koşuşturan Cafer Ağa'nın bu gayretkeşliğini ödüllendirmek için Ankara'ya gidecek heyete onu da yazmışlar...
***
Cafer Ağa bu haberden çok memnun olmuş...
***
Öyle ya ekabir-i memleketten olmasa heyete adını yazarlar mı?
***
Cafer Ağa o akşam eve hergünkünden farklı bir havayla gelince hanımı merak edip
sormuş...
***
“Cefer, o gözel sufatın niye ele töhmüş, mosolun asmışsan, bişeye mi sinirlendin?”
***
Cafer Ağa keyiften dört köşe bu soru karşısında ama belli etmiyor, yalandan bir off çekmiş...
***
“Ben sinirlenmim kim sinirlensin!
***
Bıhdım usandım... Sohahlar mi temizlenecah, gel Cefer Ağa, çölpühler mi payhlanacah, gel Cefer Ağa...”
***
Hanımı büyük bir merakla sormuş; “Eee, yine ne istrirlerki?”
***
Cafer Ağa hiç istifini bozmadan yanıtlamış...
***
“Şindi de Engere'de hökümatın işi bozulmuş, gel Cefer Ağa!”
***
Sosyal medyayı ve gazeteleri şöyle inceden inceye bir kontrol edin... Konya'da böyle ne kadar CAFER AĞA olduğuna şaşıracaksınız...
***
Gonya tabiri ile “luzumsuzluktan” kendine vazife çıkartan isimlerin çokluğu insanı hayrete düşürüyor...
***
Goca Gonya bunlara kaldı sanırsın...
***
Bu “vara yoğa” konuşan, her halta maydanoz olan, lüzumsuzlara rahmetli Tayyip Ağa'dan öğüt niteliğinde bir hadise anlatarak yazıya son verelim...
***
Konya'da bir gün askeriyenin atlarında bir hastalık peydah olur... Atlar ölmeye başlar...
***
Halk da sohbetlerinde bu konuyu işler... Tayyib Ağa'da, Aziziye Cami’nin karşısındaki dükkanında komşuları ile sohbet ederken gubuzlanır...
***
“Ben o atların hastalığını iyi edecek otu biliyorum... Loras Dağı'nda filan yerde bulunur..”
***
Bunu duyan sohbettekilerden biri hemen, Askeriye Paşası'na yetiştirir...
***
Tayyip Ağa derdest edilir... Yanına da iki asker verilir, doğru Loras Dağı'nın eteklerinde ot aramaya gönderirler...
***
Loras Dağı eteklerinde, Tayyip Ağa'ya rastlayan köylüler merakla sorar...
***
“Ağam hava karardı, kararacak ne işin var dağda” diye...
***
Tayyip Ağa dertle inler...
***
“Sormayın efendiler, Aziziye'nin önünde, bir b.k yedik, Loras'ta ağzımızı silecek ot ararız” diye...
***
Konya'nın Cafer Ağaları, Tayyip Ağa'ya kulak verin...