Son yıllarda Türkiye’de sosyal medya kullanımı artmaya başladı. TikTok, İnstagram, Facebook ve diğer sosyal mecralarda yayınlanan videoların birçoğu müstehcenlik taşıyor. En çok 8-12 yaş arası tarafından kullanılan sosyal platformlar çocukları olumsuz etkiliyor.
Sosyal medya kullanım yaşının düşmesi aileler tarafından endişeyle karşılanıyor.
İnsanların bu tür tuzaklara düşmemesi gerektiğini belirten Aile Danışmanı ve Sosyolog Filiz Akman, sosyal medyada yaşanan olayların toplumun ahlak değerlerini bozduğunu kaydetti.
SOSYAL MEDYA KULLANIM YAŞI DÜŞÜŞTE
Sosyal medyanın çocuklar üzerinde oluşturulan etkilerinden bahseden Sosyolog Filiz Akman, “Sosyal mecraların farklı yüzleri bulunuyor. Çoğu zaman toplumun ahlak kurallarını bozmaya çalışan sistemleri içinde barındırıyor. Geçen günlerde müstehcenlik taşıyan bir sosyal medya yayıncısı gözaltına alındı. Topluma zarar veren herkes cezasını çekmeli. Bunun yanında insanların sadece tüm hayatlarının sosyal medya olmasını da kabul etmiyorum. Bu olmamalı. Çocuklarda sosyal medya kullanım yaşı oldukça düştü. Benliğinden kopan bir çocukluk yetişiyor. Sosyal medya platformların denetlenmesi gerekiyor ama bu konunun da istismar edilebileceği kanaatindeyim” diye konuştu.
GENÇLER BATAKLIĞA DÜŞÜYOR
Aileler için sosyal medyanın tehlike saçtığını belirten Sosyolog Akman, müstehcen yayınların ailevi yapıları çöküşe götürdüğünü söyledi. Akman, “Sosyal mecralar çocuklar için tehlike saçıyor. İtikat oturmadığı sorun yaşanabilir. Sosyal medya çocukların sosyal hayatlarını bireyselleşmesini ve ahlakı bakımdan çöküşüne neden oluyor. En büyük etkenlerinden biri de kolay yoldan para kazanma ve meşhur olma isteği bulunuyor. Psikolojik açıdan, çocuklar bataklığa itiliyor. Aileler ve özellikle gençler bu tuzağa kolayca düşmekte. Güçlü aile, güçlü toplum olarak her olaya el atabiliyorsak bu olguların çözüme kavuşması gerekiyor. Bizim hayatımıza teknoloji direkt girdi. Yani sosyal medyanın kullanım kılavuzunu öğrenmemiz gerekiyor. Ekonomik krizin vermiş olduğu hacim, bireyler üzerinde baskı oluşturdu. ‘Kolay yoldan nasıl para kazanılır’ bu konuyu düşünüyorlar. Toplumsal çöküntünün başlangıcı burada başladı. Bu platformlarda müstehcen olan olaylar veya yayınların çoğunda para kaygısı bulunuyor. Vakalar son zamanlarda artmaya başladı. Aileler parçalanıyor, gençler bataklığa düşüyor. Namus sadece kadına atfedilir. Ama maalesef şu anda erkekler için bile geçerli görünüyor” ifadelerini kullandı.
TÜRK MİLLETİ OLARAK ÇOK MERAKLIYIZ
Kanunların müstehcen yayınlara engel ve caydırıcı olmadığını dile getiren Akman, “Sosyal medyada yapılan yayınlar sonrası gözaltına alınması caydırıcılığı bulunmuyor. Kanunların caydırıcılığı bulunmuyor. Eğer bulunsaydı bu olaylar tekrarlanmazdı. Bir insanın ya Allah’tan ya da kanundan korkması gerekiyor. Şu anda izlediğimiz kadarıyla insanlar ikisinden de korkmuyor. İnsan, ahlakı dejenerasyonu olmalı. Bunlar bulunmayınca maalesef düzene girmiyor insanlar. Özellikle televizyonlarda gündüz kuşağı programlarında yaşanan olaylar tam anlamıyla özendirme olarak görülüyor. Eskiden evlilik programları vardı. Bunlar kaldırıldı ama hemen arkasından başka bir program başlatıldı. Türk milleti olarak çok meraklıyız. Bu duygu ve dürtülerimiz ile yanlışlar yapılabiliyor. Bu programlar o kadar güzel algı yapıyor ki herkesin algı operasyonlarına hitap edebiliyorlar” dedi.
AİLELERİN PARÇALANMASI KAÇINILMAZ
Aile Danışmanı ve Sosyolog Filiz Akman, Türkiye’de sosyal mecraların farklı amaçla kullanıldığından belirterek, sözlerine şöyle tamamladı: “Uyuşturucu denildiğinde insanın aklına eroin veya diğer maddeler geliyor. Aslında medya, doğru kullanılmazsa uyuşturucu etkisi yaratabiliyor. Sosyal medya ve televizyon gibi mecralarda yayınlanan programlar herkese ayrı ayrı yapılmakta. TikTok denilen bir uygulama bulunuyor. Bu uygulama Japonya’da neden müstehcen değil de Türkiye’de müstehcen olabiliyor? Toplumun isteği üzerine inşaa edilmiş işler ön plana çıkıyor. Türkiye’de TikTok çok nadir bilgi amaçlı kullanılıyor. Maalesef TikTok’u kapatırsın başka bir alan kurulur. Orada işler görülür. Burada halkın bilinçlendirilmesi gerekiyor. Ahlakı yapıdan bilinçli televizyon dizileri ve yapılabilecek haber programları yapılmalı. Daha çok ailenin bilinçli olması için çalışmalar yapılmalı. Ailelerin yok olmasına engel olunmalı. Eğer tedbirler alınmaz ise ailelerin parçalanması kaçınılmaz.”
ALİ GÖZEN