Soru 1. Hocam, zengin bir Müslüman fakir olan damadına zekat verebilir mi?
Cevap 1. Hanefi ve Şafii mezheplerine göre damat hakiki evlat sayılmadığı için muhtaçsa kayınpederi damada zekat verebilir. Bunun gibi damat zengin olur da, kayınpedere zekat verebilir. Yalnız bu işte samimiyet gerekiyor. Zekat yabancıya gitmesin diye damada zekat verilirse hiç doğru olmaz. Caiz değildir.
Soru 2. Hocam, zekatlarımızı belli vadelere bölersek taksitlerle ödemek caiz olur mu?
Cevap 2. Evet, bu çok önemli bir meseledir. Hanefi ve Şafii mezheplerine göre bir Müslüman’a zekat farzsa bunu taksitlere bölerek ödemesi caiz olmaz. Allah (cc) Kur’an’da şöyle buyuruyor: Onların mallarında fakir ve miskinlerin hakları vardır. Bu ayete göre zenginlerin malında fakirlerin hakları vardır. Bu hakları ödemek gerekir. Şayet senetle, çekle zekat ödenecekse o ülkedeki enflasyon hesap edilir. 3 ay sonra ödenecekse 100 TL ödenmesi gerekiyorsa paranın değer kaybı hesaplanır, üzerine ilave edilerek verilir. Diğer bir ayette şöyle buyurmuştur: Hayırlı işlerde bir birinizle yarışın.
Soru 3. Hocam, ben birine ev alırken on bin TL para verdim. Beş binini aldım. Gerisi kaldı. Şimdi arkadaş işini kaybetti. Emekli bir hoca bunu zekatına sayıver dedi. Hem borcunu almış olursun, hem de zekat parandan beş bin düşüver diyor. Ne dersiniz?
Cevap 3. İbadetlerde niyet farzdır. Siz o parayı verirken ödünç vermişsiniz. Zekat niyetiyle vermediniz. O parayı zekata sayamazsınız. Siz o adama beş bin TL zekat verirsiniz, o da sizin borcu öder.
Soru 4. Hocam, ziraat ürünlerin öşürü var mıdır? Ben bir kitapta okudum, Türkiye topraklarında öşür yoktur diyor, güvenilir bir kitapta öyle yazıyor. Ne dersiniz?
Cevap 4. Evet, o yazılan doğrudur. 1926 yılından önce araziler devletindi. Onu kiraya verirdi. Bu açıdan hem vergi, hem de zekat verilmezdi. Devlet ancak icarını alırdı. 1926 yılından sonra kanunlar değişti. Toprakta mülkiyet hakkı verildi. Yani bu gün olduğu gibi topraklar alınabilir, satılır, vereselik verilir, miras olarak paylaşılır. Bu açıdan topraktan kalkan mahsulden öşür vermek farzdır. Türkiye toprakları zekata tabidir. Allah (cc) şöyle buyurmuştur: Hasat mevsimi geldi mi onun hakkını “öşürünü” verin. Sevgili peygamberimiz (s.a.v) kendi döneminde arazilerden zekat alırdı.
Soru 5. Hocam, biz tarlayı ekiyoruz, gübresi, ilacı, sulaması, amelesi, sürmesi gibi bir takım masraflarımız olur. Biz bu masrafları düşecek miyiz? Bir hoca efendi vaazında masraflar düşülür dedi.
Cevap 5. Benim ne değil de fıkıh kitaplarının ne dediği önemlidir. Hanefi ve Şafii mezheplerine göre toprak mahsullerinden öşür alırken masraf düşülmez. İbni Abidin şöyle der: İşçi, çift süren at, öküz, kanal temizleme ve bekçi ücreti gibi masraflar zekatta düşülmez. Allah (cc) bunda peşinen düşmüştür. O yağmurla sulanan arazilerden onda bir, motorla sulanan arazilerden yirmide bir öşür alınıyor. Masraflar zaten düşülmüştür. İmamı Şafi’ye göre öşürü verilmeyen mahsulü satmak, kullanmak caiz değildir. Haramdır. Hanefi’ye göre kullanılırsa zekatı ayrılması gerekir.
Soru 6. Hocam, biz arıcılık yapıyoruz. Bunların zekatı var mıdır? Varsa arıdan mı, mahsullerden mi vereceğiz?
Cevap 6. Hanefi mezhebine göre Türkiye topraklarında beslenen balın zekatı verilecektir. Bunun oranı topraktan kalkan mahsulde olduğu gibidir. Yani onda bir. Şafii mezhebine göre sütten zekat veriliyor. Hayvan çıktığı için onda bir zekat verilecektir. Zekat arıdan değil, baldan verilecektir.
Soru 7. Hocam, damadım öldü. 4 torunum var. Ben zekatlarımı onlara veriyorum. Fakirler, gerçek muhtaçlar. Bir arkadaş sen torununa zekat veremezsin dediler, siz ne dersiniz?
Cevap 7. Zekat usule verilmez. Yani anne, baba, dede, nine, yukarı doğru çıktıkça zekat verilemez. Oğluna, kızına, torununa, torunun torununa verilemez. Bu yıla kadar verdiğin zekatlar sadaka yerine geçmiştir. Onları iade etmelisiniz. Aksi halde zekat borçlususun. Ölürsen zekat borçlusu olarak ölürsün.
Soru 8. Hocam, biz tarladan iki ürün alıyoruz. Bunların ayrı-ayrı öşürü var mı? Buğdayın öşürünü veriyoruz. Samanın da mı öşürü var?
Cevap 8. Öşür tarladan alınmaz. Tarladan çıkan mahsulden alınır. Kaç ürün kaldırmışsan hepsinin öşürünü vereceksin. Bu farzdır. Bir mahsulden iki öşür olmaz. Buğdayın öşürü ödenmişse samanın öşürü olmaz. Ancak samanı sattın, üzerinden bir yıl geçer, onun kırkta bir zekatı olur. Üzerinden bir yıl geçmezse zekatı olmaz.
Soru 9. Hocam, tarladan kalkan her mahsulden zekat verilecek mi? Bir yıl üzerinden geçmesi gerekmez mi? Açıklarmısınız?
Cevap 9. Tarladan kalkan buğday, yulaf, arpa, pancar, ayçiçeği, patates, soğan, zeytin, portakal, çay vesair gibi her mahsulün zekatı verilecektir. Elma, armut, kiraz, ceviz vesair gibi mahsuller zekata tabidir. İmam-ı Azam’a göre tarladan kalkan mahsullerin zekatı verilir. Miktarı ne olursa olsun önemli değil, öşre tabidir. Yalnız İmam-ı Ebu Yusuf, İmam-ı Muhammed ve İmam-ı Şafi’ye göre bir mal beş vesk (653) kg, mısır kilesiyle 50 kile odlumu zekata tabidir. Yaklaşık bir ton diyebiliriz. Diğer mallarda üzerinden bir yıl geçerse, ancak tarla mahsullerinde üzerinden bir yıl geçmesi şartı aranmaz. Mahsul çıktıktan hemen sonra öşürü verilir. Öşürü verilmeyen mal harama girer.
Soru 10. Hocam, biz tokatlıyız. Ramazanın 4. günü acele bizi memlekete çağırdılar. Sabah namazını kılıp yola çıktık. Beni araba tutar yola çıkarken, evin önünde hapı içirdiler. Seferi olduğum için güne gün tutarsın dediler. İçim rahat etmedi. Açıklarmısınız?
Cevap 10. Evet, yolcular oruç tutmayabilirler. Seferilik o şehrin çıkıştaki son evlerinden başlar. Siz seferi olmadan yemişsiniz. Kefaret tutman gerekiyor. Yani 6 gün ceza, bir gün ise kaza tutarsınız. Başka çıkış yolunuz yok.
Soru 11. Hocam, Ramazanın 2. günü oruçluyken unutarak su içmiştim. Sonra hatırlattılar. Nasıl olsa bozuldu diye yedim. Ne dersiniz?
Cevap 11. Unutarak yemek, içmek orucu bozmaz. Siz gerçekten orucum bozuldu diye bilmeden yemişseniz kaza gerekir. Güne gün tutarsınız.
Selam ve dualar.
İrşad Dayanışma Vakfı Başkanı
Ali Galip Doğan