Türk tarımında tehlike çanları çalmaya devam ediyor. Türk çiftçisi artan girdi masraflarının yükü altında ezilmeye devam ediyor...Adım adım gıda krizine doğru sürükleniyoruz. Kimse tehlikenin farkında değil!!
**
Geçen yıl tonu 1500 TL olan gübre şu an 15 bin TL'den satılıyor. Zam oranı yüzde bine ulaştı. Bu şartlarda üreticinin bahar gübresini atması çok zor...
**
Ekim ve Kasım aylarında yapılan hububat ekimi yapan çiftçilerin neredeyse yarısı gübresiz ekim yaptı...Gübresiz ekim demek düşük rekolte demek, kalitesiz buğday demek...
**
Gübrede dışa bağımlı olan bir ülkeyiz. Tarımsal girdilerin neredeyse yarısı yurtdışından ithal ediliyor. Gübre, mazot, tarımsal ilaçlar, tohumlar, traktör yedek parçaları malzemeleri hepsi ithal...
**
Gübre fiyatları o kadar yükseldi ki; simsarlar bunu fırsat bilerek, sahte gübre üretmeye bile başladı. Yıllardır dilimizde tüy bitti bu sorunları yazarken, ama tehlike kapıya dayandı ne yazık ki...
**
Bir taraftan artan girdi maliyetleri, bir taraftan bankalara elini kolunu kaptıran çiftçiler. Diğer taraftan tarımdaki sorunların çözümünü ithalatta bulan Tarım Bakanlığı...
**
Bu şartlarda tarım yapmak çok zorlaştı. Üretici tarlasını hiç ekmezse boş bıraksa daha karlı çıkacak neredeyse. Türk çiftçisi fedakarca üretime devam ediyor. Ama nereye kadar!!
**
Türk çiftçisinin içine düştüğü borç sarmalını fırsat bilen küresel şirketler, Türkiye'nin dört bir yanından yüksek bedellerle arazi satın alıyor. Özellikle de icraya düşen araziler kapış kapış gidiyor...
**
Kredi batağına saplanan çiftçilerin arazileri küresel firmaların eline geçiyor. Yabancı uyrukluların en çok arsa ve arazi satın aldığı illerin başında Manisa ve Konya geliyor Yabancılar, Konya’dan 1 milyon 933 bin metrekare arsa ve arazi satın aldı...
**
Belki bana komplo teorisyeni diyenler olabilir. Ama yabancılara gelişigüzel bu kadar arazi satışı hiç iyi bir şey değil. Bu durumu kontrol altına almazsak geleceğimiz için büyük risk olacak...
**
Ülkemizde tarım ve hayvancılık her geçen gün kan kaybediyor. Bir taraftan köyünü ve tarlasını terkeden çiftçiler, diğer taraftan ineklerini kesime gönderen besicilerimiz...
**
Son yıllarda dünya gündeminde olan yapay et projesi ve GDO'lu ürünler yavaş yavaş soframıza geliyor. Türk medyasında bazı tv kanalları yapay et üretimi konusunda fonlanıyor...
**
Geçtiğimiz günlerde iktidar yanlısı bir kanalda sunucu açık açık yapay et projesini savundu. Hatta "Az et tüketin, büyükbaş hayvanlar atmosfere karbonmonoksit salıyor" serzenişinde bulundu...
**
Görüntüler 1 yıl öncesine ait. Böyle bir kepazelik olamaz. Resmen küresel gıda şirketlerinin borazanlığını yapıyordu. Hem de muhafazakar bir televizyon kanalında... Kimler kimlerin oyuncağı olmuş..
**
Tarımda ve hayvancılıkta çok büyük oyunların döndüğü aşikar. Biz buzdağının görünen yüzünü yazabiliyoruz sadece. Arka planda neler dönüyor bilmemiz çok zor...
**
Ama biraz bu işlere kafa yoran, düşünen insanlar aslında bu yaşadıklarımızın bir tesadüf olmadığını rahatlıkla anlar. Bir zamanlar tarımda kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olan Türkiye'nin tarımda bu hallere düşmesi boşuna değil...
**
Patates gibi her yerde yetişebilen bir ürünü bile Mısır'dan ithal ediyoruz. Ayçiçeği üretimi yetersiz olunca yağ fiyatlar rekor kırıyor. Soğan bu ülkede karaborsaya düştü. Bulgaristan'dan saman ithal ettik...
**
Yıllardır yol yapmakla, köprü yapmakla, bina yapmakla övünüyoruz. Aslında bunları bile elin adamına yaptırıyoruz. Hem de yolcu garantili, hasta garantili... Senelerdir geçmediğimiz köprünün parasını ödüyoruz...
**
Tarım ve hayvancılıkta tehlike yazdıklarımızdan daha fazla. Biz sadece bildiklerimizi duyduklarımızı yazıyoruz. Ya bilmediklerimiz ne olacak? Kapalı kapılar ardında neler dönüyor kimse bilmiyor...
**
Ama biz hala yol ve köprü yapmakla övünelim. Yolunu bulan buldu. Servetine servet katanların keyfi yerinde...Kriz büyümeden önlemlerimizi almazsak işimiz çok zor.. İnşallah bu yazımda yanılan ben olurum...
**
Her şeyi dış güçlere bağlayan ey beyaz (!) adam; son tarla boş kaldığında, son inek kesildiğinde asfalt ve betonun yenilip içilmediğini anlayacaksın!!! Ne tarlamız boş kalsın ne de ineklerimiz kesime gitsin...