Seçimler geldi dayandı kapıya ve son haftaya girmiş olduk.
Partili olsun olmasın hemen herkes için seçim heyecanı başladı.
Özellikle ben partili değilim hatta oy kullanmayacağım diyenler için bile.
Hiç beklemediğiniz insanlar kapı kapı gezip ya kendilerine yakın buldukları partiye oy istiyorlar, ya da karşı oldukları partiye oy verilmemesini telkin ediyorlar.
Neden eskiden beridir karşı oldukları siyasete bulaştıklarını sorunca bir kısım insanlar kendilerine emsal olarak, eskinin il başkanı, şimdinin milletvekili adayını gösteriyorlar.
Diğer bir kısım için ise;
Mazeretler de şimdiden hazır.
Bu seçim önceki seçimlerden çok önemlidir.
Bu seçimde sadece milletvekili seçilmeyecek, Türkiye’nin geleceği belirlenecek sözleriyle başlayan birçok ezberletilmiş cümle hazır dillerinde.
Cumhurbaşkanını Cennet mekân Abdülhamid Han ile kıyaslamadan tutun da, Başbakanı bilge ilan etmeye kadar neler var neler.
Malum bu ülkede her seçimde parti liderlerine veya başbakanlara yeni yeni lakaplar takmak adet olmuştur.
Şöyle bir 25 ila 35 sene geriye dönüp bakınca ne lakaplar, ne unvanlar akla geliveriyor.
Bu siyasete aklı geç erenlere, geçmiş seçimlerin daha mı az önemli olduğu sorulduğunda veya önceki yıllarda yapılan seçimlerin Türkiye’nin geleceğini belirleme açısından daha mı az önemli olduğu sorulduğunda kekemeye dönmeleri insanı şaşırtıyor.
En garibime giden de yıllarca siyasete karşı olanların bu seçimde heyecan içinde bir siyasi partiyi desteklemelerinin tuhaflığıdır.
Bunlardan bazıları bir siyasi partinin taraftarlarının kendilerine yaptıkları tenkidi “parti din değildir” diye red edip farklı sözlerle itham ederlerken şimdilerde imamların her Cuma günü minberde okudukları “Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor” MEALİNDEKİ Nahl Suresinin 90. Ayetinin akrabaya yardım etme bölümünü kendilerince seçimde oy verme olarak anlayabilmektedirler.
Anlamakta zorlandığımız bir diğer grup ise, içlerinden çıktıkları siyasi yapıyı elleri ile yokluğa mahkum ettikten sonra seçimde alınan sonuçlara bakarak size verilen oylar boşa gitmiştir mavalına sarılmalarıdır.
Yıllarca diğer partiler tarafından kendilerine söylenmiş bu sözü şimdi siyasi çokluklarıyla övünerek içinden çıktıkları siyasi partiye yöneltmiş olmaları aşağılık kompleksinden başka bir şey olmasa gerek.
En başta söyledik son haftaya girdik diye.
Son haftaya girmiş olmamız nedeniyle bu arada yavaş yavaş seçim totoların da başladığını görmekteyiz.
Seçimlerden tek parti iktidarının çıkıp çıkmayacağı ile vatandaş arasında terör örgütü ile bir tutulan bir siyasi partinin bu defa da barajı aşıp aşamayacağı gibi konular favori iddia konuları olarak konuşulmakta.
Arkadaş gruplarından tutun da komşu esnaflar arasında bile siyaset bezirgânlarına taş çıkaracak seçim totoların vatandaşımıza neler unutturduğuna gelince;
Mesela sınır komşumuzdaki vahşi savaşın mazlumları unutturuldu.
Mesela Suriye de ekmeğin fiyatının 20 liraya yaklaşmış olması unutturuldu.
Mesela Hz. Hüseyin’in(ra) şehadetine yas tutanların yezidi lanetlerken İran Rusya ortaklığı ile Suriye ve Irak’ta yaptıkları vahşetler ve yezidlikler unutturuldu.
Mesela Rabia Meydanı da, Sisinin yaptığı rezillikler de unutturuldu.
Daha çok unutturulan var derseniz;
Unutturulanlardan ayamadıklarımız elbette bunlardan daha fazladır.