Sızdırmazlık kelimesini, sızdırmazlık kontrolü veya sızdırmazlık elemanları tanımını hemen hemen herkes duymuştur veya bu işlemi yaşamıştır.
Bazı insanlar evlerinin çatılarından akan yağmur ve kar suyu için sızdırmazlık işlemi yapmışlardır.
Bazı insanlar özellikle de araçlarında LPG kullananlar bu sızdırmazlık kontrolü işlemini mutlaka yaptırmışlardır.
Özellikle Makine tekniği konularda eğitim görenler ile sanayi çalışanları ise makinalardaki sızdırmazlık elemanlarının ne olduğunu iyi bilirler.
Sözü şuraya getirmek istiyoruz.
Maalesef insanlar evlerinin araçlarının yapıları ve sistemlerindeki sızdırmazlığa verdikleri önem kadar inandıkları ve uyguladıkları dinlerindeki sızdırmazlığa önem vermiyorlar veya vermedikleri görülüyor.
Nerede ise hepimizde bir vurdumduymazlık söz konusu din konusunda.
Şimdi birileri çıkıp sen de mi din gözetleyicisi oldun veya bu zamanda din polisi olmaya gerek yok diyebilir.
Mutlaka derler ve diyecekler olabilir.
Ama halimiz ortada.
Daha 2 gün önce insanlar meydanlarda toplanarak 15 Temmuz FETÖ darbesinde hayatını kaybeden şehitleri yâd ettiler ve FETÖ mensuplarını lanetlediler.
Aradan 2 gün geçti ve her şey eskisinden çok da farklı değil.
Hala birileri din konusunda kendilerine alan açmak veya en azından FETÖ’den boşalan yeri doldurmak gayreti içinde televizyonlarda ve gazetelerde din konusunda ahkâm kesiyor.
Bu FETÖ’den önce de böyle idi FETÖ’den sonra da böyle devam ettiği görülüyor.
Daha dün kadar yakın bir zamanda İlahiyat fakültesinde öğretim görevlisidir diye tahsil gördüğü ana bilim dalına bakılmadan birileri televizyonlarda başköşeye oturtuluyor ve devlet kurumlarının desteğiyle milletin dinine diyanetine ver yansın ediyordu.
Bu gün de aynı şekilde birileri tahsil ettiği okul ve bilim dalına bakılmadan bir takım siyasilere yakın diye yine devlet kurumlarının desteğiyle televizyonlarda ve gazete köşelerinde millete din öğretmekten geri durmuyorlar.
1400 yıllık Sahih İslam inancına atalar dini diye saldıranlardan tutun da, Kur’an-ı Kerim’de hata var diyenlere, hatta bir kısım ayetleri bu günkü mantıkla anlayamayız, değiştirilmeli veya ortadan kaldırılmalıdır diyen tarihselcilere kadar herkes dine adına uygun bulduğu her yer ve zamanda sızıntı yapar ve ahkâm keser oldu.
Hatta sanayi esnafı yanında çırak olamayacak kapasitedeki okumuş eğitimli(!) personel İslam dinini ehli bidat mezheplerin geçmişteki söylediklerini kendisi bulmuş gibi yeniden gündeme getirerek dini çağdaş(!) bir anlayışla yeniden yorumlar oldu son yıllarda.
Bu sebepledir ki en basit yapıda ve araçta bile gözetilen sızdırmazlık testi din adına konuşanlarda da yapılmalıdır diyoruz.
Böylelikle din adına konuşanların içten ve dıştan sızdırmaya elverişli olup olmadığı kontrol edilerek belki böylece zamanında tedbir alınabilir de FETÖ benzeri oluşumlar en baştan önlenebilir.
15 Temmuzda yaşanan bunca ihanete rağmen başta Diyanet ve İlahiyat Fakülteleri aracığıyla verilecek eğitimle böyle bir sızdırmazlık testinin uygulamaya koyulabileceğine inanıyor musun derseniz peşinen hayır derim.
Çünkü FETÖ palazlanırken dini eğitimden sorumlu kurumlar sessiz kalmadı mı bu ülkede.
FETÖ eğitimden madenciliğe kendine alan açarken İktidarlar hatta ihtilaller tarafından korunup gözetildiği için Müslümanlar arasına sızmadı mı?