Yola çıkalı saatler oldu...
***
Ama bir türlü Şırnak karşımıza çıkmıyor... Batman'dan , Hasankeyf ve Midyad üzeri Şırnak'a gitmeye çalışıyoruz...
***
Saat 20.00 sularında Midyat'a giriyoruz... Akşam yemeği için duruyoruz... Seyyid soyundan Seyyid Abdurrahman'ın Lokantasını tarif ediyorlar...
***
Hazreti Peygamber’in ailesi demek olan Ehl-i Beyt ve onların asırlar içerisinde uzanan nesilleri de her dönemde bu coğrafya da yadigâr-ı peygamberî olarak büyük hürmet ve itibara mazhar olmuşlar...
***
Konya'da da bu aileden İhlas Haber Ajansı Konya Bölge Müdürü Kenan Arvas abimiz var... Güneydoğu'da Kenan Ağabeylere ve ailesi ARVASİLER'e büyük hürmet duyulduğunu bizzat görüyoruz...
***
Seyyid Abdurrahman'da bölgede o denli seviliyor... Peygamber Efendimize 12. Kuşaktan akrabaymış...
***
Seyyid Abdurrahman çelik kasadan ŞECERE-İ NESL-İ PAK-İ MUHAMMEDİYE'yi çıkarıyor... Öpüyor babasının ve dedesinin ismini göstererek bize uzatıyor...
***
Beçirman Köyü'nde doğmuş... Köyün tamamı Seyyid olduğu için Osmanlı, Beçirman adını vermiş... “Vergi alınmayan” demek...
***
Cumhuriyet'ten sonra gelen idare köyün adını “VERGİLİ” köyü koymuş... İlk vergiyi de bölgede bu köyden almış(!)
***
Yezidilerin yoğun yaşadığı yakın büyük kasaba ve köyler var etrafta... Onlar da buraya yemek için geliyor...
***
Yezidilik İslam’dan önce var olan Kürt coğrafyasında vücut bulan Meleki Tavuze inancıyla baş meleği dünyayı yönetme ve yönlendirme görevi veren ateş kültünde olan bir Mezepotamya dinidir...
***
Bu inanca mensup insanların tamamı Kürttür... Yezidiliğe sonradan katılınmaz...
***
Zerdüşt ile aralarında benzerlikler vardır...
***
MELEK-I TAVUZE dokuz melekten en güçlü olanıdır ve iyilik meleğidir...
***
Şeytan ateş kültü olup kötülüklerden arındırılmıştır... Şeytana hürmet ederler... İhtiyar bir Yezidi lokantaya geldiğin de marula nasıl hürmet ettiklerini anlatıyor Seyyid Abdurrahman...
***
İnanışlarına göre marul yaprakları arasında şeytanı sakladığı için hürmet görüyor... Yemek bir tarafa ellerini bile süremiyorlar..
***
Saat 22.30 sularında Midyat'tan Seyyid Abdurrahman'ın dualarını da alarak ayrılıyoruz... Yolumuz hem karanlık hem karlı...
***
Yollar ıssız... Bizden başka karayolunda gecenin o saati araç yok... Cizre'ye giriyoruz... Elektrikler kesik... İlçe merkezinden sora-sora Şırnak yoluna doğru çıkıyoruz...
***
Cizre çıkışı askerler yolda barikat kurmuş... Araçtan indiriyorlar... “Şırnak'a neden gittiğimizi ?” soruyorlar
***
Sabah gitme tekliflerine karşı çıkıyoruz... “Yol tehlikeli dikkatli olun” uyarısıyla Şırnak'a doğru yeniden harekete geçiyoruz...
***
Gece 23'ü epey geçe Şırnak'ın Kartal yuvasını andırır ışıklarıyla karşılaşıyoruz... İl girişinde 30'un üzerinde özel harekatçı ve asker yolumuzu kesiyor...
***
Kısa bir sohbetten sonra Şırnak'a girmemize izin veriyorlar... Girişte bu yıl yapılmış ŞEHRİ NUH Oteli'ne girdiğimiz an tüm Güneydoğu'nun yorgunluğu omuzlarımıza çöküveriyor...
***
İnanılmaz bir otel... Konya'da emsali yok... Otelin lobisinde kendinizi Avrupa'da hissediyorsunuz... 2012 yılında açılmış...
***
Her köşeden konfor ve lüks gözlerinize çarpıyor... Hayretler içinde kalıyoruz...
***
Yarın; Gezinin Şırnak'tan genel değerlendirmesi...