Sıra Mescid-i Aksâ’da mı?

Mustafa Balkan

Bundan 55 yıl önce Mescid-i Aksâ, Avustralyalı Hıristiyan-Siyonist Michael Dennis Rohan tarafından ateşe verilerek yakılmıştı. Çıkan büyük yangında birçok tarihi eser yanmıştı. Bunların arasında en bilineni Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi'nin fethin nişanesi olarak Kudüs'e getirttiği tarihi ahşap minberdi.

Günümüzde ne Mescid-i Aksâ da ne de Filistin’de yangınlar sönmüş değil. Körüklenen yangınlar, Yahudi yerleşimcilerin baskınları, Aksâ'daki kazı çalışmaları, Müslümanların mescide girişlerini engelleyerek cezalandırma ve gözaltılar, Filistinlilerin ev ve iş yerlerine baskınlar, yakıp yıkmalar, bombalamalar, Gazze’de dünyanın gözü önünde katliamlar ve soykırımlar şeklinde devam ediyor.

Kur’an-ı Kerim’inde “Şüphesiz zalimler birbirlerinin dostlarıdır” (Casiye/19) şeklinde bizi uyaran Allah, Amerika ve İngiltere başta olmak üzere İsrail’e her türlü yardımı esirgemeyen Batı medeniyeti ülkelerinin tutumlarına dikkati çekiyor. Burada şu soru akla gelebilir. Peki, Allah kimin dostu ve yanında?

“Allah da muttakilerin, yâni günah ve haramlardan uzak duran, sakınan, dindar, takva sahibi, Allah’tan korkan ve ihlâsla emirlerine uygun yaşayanların dostudur.” (Câsiye/19) Kur’an-ı Kerim’in, kalp gözleri açık insanların kurtuluş rehberi olup yollarını aydınlatan, kesin inanan bir toplum için de bir rahmet olduğunu bize haber veren Hak Teâlâ, surenin devamında, iyiler ile kötülerin eşit olmadığını, iyilik yapanlara mükâfat, kötülük yapanlara da ceza verileceğini buyuruyor.

FİLİSTİN VE KUDÜS’TE YANGIN DEVAM EDİYOR

Kudüs, bilindiği üzere İsrail’in 1948’de kurulmasıyla doğu-batı diye ikiye bölünmüş, 1967’deki Altı Gün Savaşı’yla birlikte tamamıyla İsrail işgaline maruz kalmıştı. Şehrin, Kadîm Kudüs’ü de içinde bulunduran ve Ürdün tarafından himaye edilen doğu yakası, 7 Haziran 1967 günü İsrail güçleri tarafından ele geçirilmişti. 21 Ağustos 1967 sabahı ise, Kıble Mescidi’nin minber tarafından dumanlar yükseliyordu. Kadın erkek, genç yaşlı yüzlerce Filistinli yangını söndürmek için mescide doğru akın etmişti. Elden ele ulaştırılan toprak ve kumla yangına müdahale eden öfkeli kalabalık, bir yandan da tekbirler ve salavatlar getiriyordu. Bölgeye ulaşmaya çalışan itfaiye ekipleri İsrailliler tarafından engellenmesi sebebiyle yangın, yaklaşık beş saatlik bir çabanın ardından ancak söndürülebilmişti. Kıble Mescidi’nin batı kanadındaki çatının ahşap bölümü çökmüş, binanın içinde çok büyük bir hasar meydana gelmişti. En önemlisi de Nureddin Zengi tarafından yaptırılan (h. 564 - m. 1168) ve Kudüs Fatihi Selahaddîn Eyyûbî tarafından mescide hediye edilen Müslüman Kudüs’ün sembolü, ahşap ve fildişinden yapılma nadide minber ise tamamen kül olmuştu. Mescidi yakan şüpheli bulunmuş ve fanatik bir Hristiyan-Siyonist olan Avusturyalı Dennis Michael Rohan, çok geçmeden Kıble Mescidi’ni kendisinin ateşe verdiğini itiraf ederek “Tanrı’dan emir aldığını” ve “Mesih’in gelişini hızlandırmak için” yangını başlattığını söylemişti. Dönemin yâni işgalci İsrail’in ilk kadın Başbakanı olan Golda Meir, yangın olayına ilişkin şu beyanatı da ilginçtir: “O gece sabaha kadar korkudan uyuyamadım. Zannediyordum ki, Müslümanlar dört bir koldan İsrail’e girecekler. Lâkin sabah oldu ve korkulan olmadı. İşte o zaman idrak ettim ki: Biz dilediğimizi yapabiliriz, zira Müslüman ümmeti uyuyan bir ümmettir”.

İSLAM ÜMMETİ NE ZAMAN UYANACAK?

Siyonist İsrailliler de, Filistin/Gazze’de 40 bin Müslümanı katlederek “Mesih’in gelişini hızlandırmak için” soykırım yapmakta; çoluk çocuk, kadın-erkek, hayvan ve bitki demeden kan ve ölüm kusmakta. Savaşı çevre ülkelere ve Ortadoğu’ya yayarak Vâdedilmiş Toprakları (Arz-ı Mev’ud) da işgal edeceğini, kendilerinden olmayan milletlere diz çöktüreceğini alenen belirtmektedir. İki milyarlık İslâm dünyası ve Müslümanlar yakaza hâlinde. Ne zaman uyanır bilemem. Su yüzünde oraya buraya yalpalanarak yol almaya çalışan çerçöp gibiler.

Yahudiler ve İsrail askerleri tarafından Mescid-i Aksâ’ya düzenlenen baskınlar, Müslümanların mabede girişini engelleyen keyfi kararlar, bölgede yapılan ve yıllardır devam eden kazı çalışmaları da bölgede tedirginliği artırmakta, işgal altındaki Kudüs ve Mescid-i Aksâ’nın geleceği adına endişe verici boyutlara ulaşmakta.

Gazze yerle bir edildi ve taş üstünde taş kalmadı. 1917’de başlayan ve 1948’de körüklenen ateş, hiç sönmedi. Yangın Ortadoğu’ya yayılıyor. Mescid-i Aksâ’nın altı oyuluyor.

Yoksa sıra Mescid-i Aksâ’da mı?..

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.