5 bin yıllık bir maziye sahip olan Konya’nın Sille Mahallesi son yıllarda şehrin cazibe merkezlerinden biri haline geldi. Tarihi eserler bir bir restore edildi, çevre düzenlemeleri yapıldı…
**
Sille’nin her köşesine hatta adım başına bir kafe açıldı. Sille’de oturan halkımız evini sattı, evini boşalttı restoran açtı. Sonuç onlarca restoran ve kafe hizmet vermeye başladı…
**
Bir zamanlar Sille’ye kafa dinlemek için giden ahalimiz aracını park edecek yer bulamaz hale geldi. Özellikle hafta sonları Sille’ye gitmek tam bir eziyet haline geldi…
**
Bir taraftan büyük umutlarla açılan kafeler.. İşletme sahipleri “Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan da oldu”… Gelişigüzel ruhsatsız bir şekilde açılan işyerleri bir bir mühürlendi…
**
Geçtiğimiz hafta bir kafe sahibi ağabeyimiz Taner Turan, önce sahibi olduğu kafeyi yaktı, ardından kendi canına kıydı. Sille’den tanıdıklarımız 1-2 yıldır işlerinin kötü gittiğini ve işyerini devretmeyi düşündüğünü söyledi…
**
Taner beyin neden böyle bir şeye giriştiğini hiçbirimiz tam olarak bilemeyeceğiz. Ama görünen o ki; ekonomik sebepler ağır basıyor. 2012 yılında açtığı işletmesine defalarca gitmiş birisi olarak Taner beyin vefatına çok üzüldüm…
**
Taner bey gibi entellektüel ve aydın bir insanın bile bu şekilde hayatını sonlandırması ülkedeki durumun vehametini gözler önüne seriyor. Hayata bu kadar bağlı, bu kadar güleryüzlü bir insanın işyerini yakacak, kendi canına kıyacak kadar cinnet geçirmesine ne neden oldu?...
**
Taner beye Allah’tan rahmet yakınlarına sabır diliyorum. Defalarca sohbet etme imkanı bulduğum bir insandı. Mağara Kafesine defalarca misafirlerimi götürdüm. Onun mekanı Sille’ye gitme nedenlerinden biriydi benim için…
**
Sille çarpık yapılaşmanın ve rant hevesinin kurbanı oldu. Sille o eski ruhunu ve cazibesini kaybetti benim için. Teknik şefimiz Ahmet Göçergi ağabeyimiz koyu bir Silleli ve Sille aşığıdır. Sille dendi mi onun için akan sular durur…
**
Ahmet abi hep derdi: “Ortağım Sille’yi mahvettiler” diye… Biz de “Ahmet abi ne güzel oldu Sille. Neden bu kadar kızıyorsun” diye takılıyorduk…Ahmet ağabeyimizi şimdi yeni yeni anlamaya başladık…
**
Gelişigüzel yapılan düzenlemeler ve mantar gibi açılan kafeler yüzünden Sillelilerin büyük bir kısmı evlerine bile gidemez duruma geldi. Sille Sille olmaktan çıktı resmen…Sille ruhunu kaybetmiş durumda…
**
Kendim için konuşuyorum. Geçmişte Sille’ye kafa dinlemek ve huzur bulmak için gidiyordum. Ama Sille şehir merkezinden farksız bir duruma geldi. Yollara atılan masalar yüzünden yürümek bile işkence haline geldi…
**
Tamamen rant odaklı yapılan yatırımlar, Sille’ye büyük zarar verdi. Bu kadar kafenin açılmaması lazımdı. İhtiyaç kadar açılsaydı hem insanlar rahat eder, hem de işletme sahipleri birşeyler kazanabilirdi…
**
Ama şu anda Sille’deki esnafın büyük bir kısmı kazanamıyor. Özellikle kış dönemi tam bir ölü dönem. Büyük umutlarla açılan işyerleri büyük hayal kırıklıklarıyla kapanıyor ve kapatılıyor…
**
Vatandaş da artık Sille’ye gitmek istemiyor. İşletme sahipleri işyerleri dönsün ve birşeyler kazanalım diye çok yüksek fiyattan satş yapıyor. Sille’ye gidip gelen bazı dostlarımız “fena kazıklandık” diye sitemde bulunuyorlar…
**
Sille’de sadece binalar değil insanlar da özünü kaybetmeye başladı. Birileri Sille’ye fena kıydı.. Sille artık özünü ve ruhunu kaybeden bir mekan haline geldi…