Sille’den İstanbul’a uzanan eğitim yolculuğu

Ramazan ayına özel hazırladığımız boyunca hazırladığımız Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Konya Öğretmenleri serisinin bugünkü konuğu Sille’den İstanbul’a uzanan eğitim yolculuğu ile İhsan Baykal

1906’da Sille’de doğdu. Babası müderris Büyük Hocazade Mustafa Efendi (1865-1928), kardeşi eğitimci İsmail Nazif Baykal (1896-1959)’dır. Annesinin adı ise Vahide Hanım’dır. 1912’de girdiği Sille mahalle Mektebi’ni 1916’da bitirdi. 1916-1921 yılları arasında Sille Mebde-i Fuzuyat Mektebi’nde okudu. 1921’da Konya Daru’l-muallimin’e girdi. 1926 yılında mezun oldu. 401 Okul mezuniyet töreninde tüm öğrencilerle birlikte İhsan Baykal da dönemim Maarif Vekili ve Okul Müdürü tarafından yazılan şu mektubu aldı ve bunları hayatı boyunca da uyguladı:“Meslekin ehemmiyeti bütün arkadaşlarımca malumdur. Muallimler gittikleri yerlerde mektep çocukları için bir vasıtayı tenvir değil aynı zamanda bulunduğu muhit içinde bir mürşittirler. Mekteplerinden aldıkları feyz ile hayata atılacak olan genç arkadaşlarımın yeni tayin edilecekleri vazifelere derhal başlamaları lazımdır.”Okul Müdürünün mektubu ise şöyleydi: “Vekâleti celilenin ve müessesemizin sizden beklediği hizmetleri size tevdi ettiği vazifeyi büyük bir sadakat ve feragati nefisle ifa edeceğinize emniyetimiz la-yezaldir (şüphe yoktur). Vazifede Türklük ve memleket vardır. Mevki, para, alayiş, ihtiras yoktur. Cumhuriyet ve halkçılık siyasi umdeniz, vazife, mefkûreniz olacaktır.”402 16 Eylül 1926’da 1500 kuruş maaşla Sille İlkokulu’nda öğretmenlik görevine başladı. Bir yıllık görevden sonra 1927’de Konya Erkek Öğretmen Okulu Uygulama İlkokulu’nda öğretmenliğe atadı. Bu arada öğret men Ayşe Hanım’la evlendi. 1935’te İsmet Paşa İlkokulu’na atandı. Ancak askere alındı. Askerlik sonrası 1940’ta Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji bölümünü bitirdi. Akşehir, Ilgın, Kadınhanı ve Cihanbeyli ilçelerinde ilköğretim müfettişliği yaptı. Akşehir’de ilköğretim müfettişliği görevini sürdürürken 1941 yılında Böylece Köy enstitülerini kuran M. Rauf İnan tarafından İvriz Köy Enstitüsü Eğitim şefliği görevine çağrıldı.

İVRİZ KÖY ENSTİTÜSÜ’NDE GÖREV YAPTI

Vazifeyi kabul ederek İvriz’e atandı. İhsan Bey Anılarında: “İvriz Köy Enstitüsünde ömrümün en dinamik en yapıcı yıllarını yaşadım. Orada köyü, köy çocuğunu tanıdım. Sevdim. Yapıcılığı, güçlükleri yenmeyi öğrendim.” demektedir. İvriz Köy Enstitüsü Müdürü İsmail Safa Güner’in ayrılmasından sonra enstitüye müdür oldu. Müdürlük görevi yaklaşık beş yıl sürdü. Öğrencisi Mustafa Özer, İvriz Öğretmen okuluna girişini ve İhsan Baykal’la olan bir anısını şöyle anlatır: “Ereğli’nin Kutören köyünden 65 km.’lik yolu yaya olarak tükettim. Kılık kıyafetim salkım saçak, perişan, yüzüm katmer katmer güneş yanığı, dudaklarım yalama, ürkek bir köy çocuğu olarak dikildim karşısına. (İhsan Baykal) Enstitü Müdürü o zaman. Dilimin döndüğünce okumak istediğimi kaydolmaya geldiğimi anlatmaya çalıştım. Beni dinledikten sonra: “Bu yılı kaçırdın. Gelecek yıl Nisan’da yazayım. Maarif Müdürlüğü’ne müracaatını yap. Bu yıl müracaat edenler imtihana gireli çok oldu. Kazananları bu günlerde çağıracağız.” dedikten sonra müracaat esnasında nasıl bir yol izleyeceğimi ayrıntılı olarak anlattı. Başını çalışma masasına eğdi. Odasından çıkmadım. O başını kaldırdıkça ilk sözlerimi yineledim. Müdür de ilk sözlerini yineledi, birkaç kez. Çıkıp gitmek istemiyordum. Siyem siyem yaşlar akıyordu gözlerimden. Birkaç kez kovdu. Yine çıkaramadı. Uzun bekleyişten sonra başını kaldırınca dakikalarca bekleştik sessizce.

Sonra başını bir sağa, bir sola salladı bir iki defa. Zile bastı. Gelen kişiye (Hamit Özemek): “Bu çocuğu al, ambarı hemen açtır. Fiş, dilekçe çıkar. Zamanında müracaat etmiş gibi doldur. Kazanın Maarif memuruna da durumunu izaheten (açıklayan) bir mektup yaz. Evrak ve mektubu götürüp muameleyi tamamlatsın. Şimdi de hemen bir komisyon kurup çocuğu imtihana sokun.” dedi. Yaşantımın hiç unutamadığın bir tablosudur bu anlattığım. Rahmetli İhsan Baykal’ı ilk kez 1949 Ağustos’unda böyle tanıdım. Sonra öğrencisi oldum. Biz öğrenciler İhsan Bey’i sert ve otoriter olarak bilirdik. Dövmeye başlayacağı sıra “Hid, Hid, Hid!” diyerek azarladığı için lakabını da “Hid, Hid” koymuştuk. Öğretmenler kurulunda öğrenciyi çok koruduğu, hatta bu konuda öğretmenlerle sert tartışmalara girdiği kulağımıza gelirdi.”

İSTANBUL’DA SON GÖREVİNİ YAPTI

İhsan Bey, anılarında şunları kaydeder: “Meslek hayatımın kusurları yok değildir. Öğretmen arkadaşlarımı öğrencilerimi incitmişimdir. Ben de bir insanım. Her insan gibi zaaflarım mesleğim ile bağdaşmayan davranışlarım olmuştur. Yanılmalarımda kin, kötü ve kasıtlı duygular göremezsiniz. Ancak bir olayın bitimi, bir problemin çözümü kadar devam etmiştir darılmalarım, bağırmalarım, incitmelerim. Öğrencilerim kara, çamurlu duygu ve düşüncelerin tutsağı olmadığı bililer.” İhsan Baykal öğrencilerini okulda ve hayatta elinden geldiği kadar izler onların başarılarına sevinir bu sevincini bütün meslektaş ve öğrencilerine duyurmaya çalışırdı. Memleket işlerinde ve hele eğitimde üzüntülerini ve kıvançlarını gazetelerde yayınlar, acı olsun tatlı olsun öğrenci ve dostlarıyla paylaşmak isterdi. 1952’de Konya Kız Öğretmen Okulu’na ardından da 1961’de okulun müdürlüğüne atandı. Son olarak İstanbul Ortaköy Ortaokuluna atanan İhsan Baykal 1967’de emekli oldu. 24 Kasım 1981 Öğretmenler gününde Türkiye’de yılın öğretmeni seçildi. 16 Kasım 1984’te İstanbul’da vefat etti. Kabri İstanbul Karaca Ahmet Mezarlığı’ndadır. Değerli bir eğitimci olan İhsan Baykal, emekli maaşı ile Konya Meram Durunday’da “Ayşe İhsan Baykal” adında bir ilkokul yaptırarak Türk Milli Eğitimine armağan etmiştir. “Yaşantılar ve Eğitim, Bir Öğretmenin Anıları (Konya 1966)” adlı kitabı ve Yeni Konya gazetesinde yayınlanan pek çok makalesi mevcuttur. Gülsüm (Elbistanlı) adında bir kızı vardır.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Gündem Haberleri