Şikâyette 1 numara

Tüketici şikâyetlerinde ilk sırayı, GSM şirketlerinin hizmet kalitesinin ve tarifelerinin yetersizliği yer alıyor.

Tüketici şikâyetlerinin ilk sırasında neden GSM şirketlerinin bulunduğunu açıklayan Tüketiciler Birliği Konya Şube Başkanı Mustafa Dinç, bir kişinin birden fazla hatta sahip olmasının, GSM şirketlerinin büyüyen telekomünikasyon pazarından daha çok pay almaya çalışmasının ve tarifelerin çokluğunun, tüketicilerin şikâyetini gerektiren sebepler doğurduğunu söyledi.

’KİŞİ BAŞINA BİRDEN ÇOK HAT DÜŞÜYOR’

Cep telefonu kullanabilecek aktif nüfusun, GSM şirketlerinin toplam abone sayısının yaklaşık üçte birine denk geldiğini ifade eden Mustafa Dinç, “Türkiye’de 73 milyon civarında bir nüfus var. Yaşlıları ve çocukları çıkardığımızda telefon kullanabilecek aktif durumdaki insan sayısının yaklaşık 25 milyon olduğunu görüyoruz. GSM şirketlerinin abonelerinin yaklaşık 75–80 milyon civarında olduğunu düşünürsek bir kişiye birden çok hat düşüyor. Bunun sebebiyse insanların, kişisel ve kurumsal olarak ayrılan hatlara sahip olması. Bu durumsa telekomünikasyon pastasını daha da büyütüyor. Pastadan daha çok pay almak isteyen şirketlerse tüketiciden daha çok nasıl yararlanırız gibi bir düşünceye giriyorlar” diye konuştu.

‘TÜKETİCİ GEREKTİĞİNDEN FAZLA KONUŞMAYA ALIŞTIRILIYOR’

Tarifelerin çokluğundan yakınan Dinç, “Geçen yıl yaptığımız araştırmada, GSM operatörlerinin yaklaşık 1500 kadar tarifesi olduğu ortaya çıktı. Bu kadar tarife arasından, tüketicinin kendisine uygun olan tarifeyi seçmesi imkânsız olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Tüketici, bol tarife seçenekleriyle yanıltılıyor. İnsanlar bir tarifeye abone olup onun imkânlarını kullanmaya çalışıyor fakat tarifenin getirisi, götürüsünden fazla oluyor. Örnek vermek gerekirse, hafta sonu bedava konuşan bir tarifeye abone birisi, hafta içi herhangi bir konuşma durumunda belki iki dakikada derdini anlatabilecekken hafta sonu alışkanlığından ötürü daha uzun konuşuyor. Hafta sonu konuşmanın bedava olduğu bir tarifede hafta içi ücretlendirme daha pahalı oluyor. Sonuç olarak, tüketiciye telefon konuşturmak alışkanlık haline getiriliyor. Yani tüketici, gerektiğinden fazla konuşmaya alıştırılıyor. Özellikle gençler, operatörler tarafından cep telefonuna bağımlı hale getirilmeye çalışılıyor” dedi.

‘FATURA GELDİĞİNDE İŞ İŞTEN GEÇMİŞ OLUYOR’

Tarifelerin karışık olmasına dikkat çeken Mustafa Dinç, “19 liralık tarifeye abone olup 500 lira fatura gelen tüketiciler oluyor. Tarifeye abone olurken kocaman yazılarla sınırsız konuşma yazıyor fakat yanında küçük harflerle 300 dakika ile sınırlıdır yazıyor. Tüketici, küçük yazıya dikkat etmeyip ne de olsa sınırsız diye konuşabildiği kadar konuşuyor. Ay sonu fatura geldiğinde ise iş işten geçmiş oluyor. Mesela 500 dakika hediye olduğu söyleniyor, fakat bu 500 kişiyle birer dakika konuşacağınız anlamına gelmiyor. Operatörlerce değişen ücretlendirme sisteminden ötürü biriyle üç saniye konuşsan bile bedava dakikalarından beş ve ya on dakika gidebiliyor. Tüketici, bunlara dikkat etmiyor fakat operatörler de, reklamlarında bunlara çok küçük yazılarla yer verip, tüketicinin adeta görmemesi için çalışıyor. Tarife konusu gerçekten çok sıkıntılı bir konu halinde karşımıza çıkıyor.

‘FATURALARDAKİ EN UFAK AYRINTILARI GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURUN’

Bilgi İletişim ve Teknoloji Kurulu(BTK)’nun operatörlerin çiftliği haline geldiğini söyleyen Dinç, “BTK, tüketiciyi temsil etmiyor. Sivil Toplum Kuruluşları’ndan gelen bir üye yok. Tüketici Hakları Üyesi sıfatıyla kurulda duran kişi, kendilerinin seçtiği kişiler. Sivil Toplum Kuruluşları’nın seçimiyle gelen birinin kurulda olması gerekiyor. Çıkacak kararların sonuçları açısından tüketici temsilcisinin bulunması şart” sözlerini kullandı. Tüketicileri faturalarına dikkat etmeleri konusunda uyaran Mustafa Dinç, “Tüketiciler, imzaladıkları sözleşmenin kopyasını istemeliler ve ekstrelerini belgelemeliler. Son dönemde kâğıt tasarrufu için faturaları eve yollamıyorlar fakat e-maillerle gelen faturaları kaydetmeliler. Faturadaki en ufak ayrıntıları göz önünde bulundurmalılar. Çünkü bir kişiden bile alınacak bir lira fazlalık, 20–25 milyonluk bir abone sayısında büyük gelirler ifade ediyor. Tüketiciler tarafından operatörlere açılan davaların yüzde doksanı tüketici lehine sonuçlanıyor” dedi. Dinç, tüketicilerin gördükleri en ufak hatada bütün kaymakamlıklarda bulunan Tüketici Hakem Heyeti’ne ücretsiz bir şekilde itiraz edebileceklerini söyledi.

 ‘GENÇLERİMİZİN KONUŞMA DİLİ DE BOZULDU’

Cep telefonun sağlık açısından büyük zararlara yol açabileceğinin altını çizen Dinç, tüketicileri uyardı. Dinç, “Tüketicilerin cep telefonuyla konuşurken, telefonu başlarına paralel şekilde ve kulaklarından 1–2 santimetre uzakta tutmaları gerekiyor. Konuşmayı fazla uzun tutmasınlar. Uzun konuşmalar yapacaklarsa sabit hatları tercih etsinler. Konuşma cep telefonuyla olacak ve uzun sürecekse, hoparlörlerle konuşsunlar veya kulaklık kullansınlar. Sağlık açısından bunlar çok önemli. Cep telefonu özellikle beyinde kanser yapabilecek tehlikeye sahip” ifadelerini kullandı. Mustafa Dinç, “SMS kampanyalarıyla gençler telefona bağımlı hale geliyor. Konuşma dillerinde de mesaj dilini kullanarak türkçeyi katlediyorlar” dedi. Operatörlerin yaptıkları reklâmların hemen hepsinin tüketiciyi aldattığını ifade eden Mustafa Dinç, “Operatörlerin reklâmını şikâyet ediyoruz. Şikâyetlerimiz hep olumlu sonuçlanıp, reklâmlar yayından kaldırılıyor fakat itiraz değerlendirilene dek geçen 15–20 günlük süreçte operatörler amaçlarına ulaşmış oluyor” diyerek sözlerini bitirdi.

SELÇUK KARPUZ

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ekonomi Haberleri