Tepeden tırnağa muayene olan sığınma evi sakinleri için uygun tedavi programları da vakit geçirilmeden başlatıldı. Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selma Çivi, öğretim üyesi Doç. Dr. Ruhuşen Kutlu, asistanlar ve hemşirelerden oluşan sağlık ekibi, Şefkat Derneği’ne bağlı Erkek Sığınma Evi’ni ziyaret etti. Evde kalan 25 erkeği teker teker muayene eden hekimler, şeker ve tansiyon ölçümlerinin ardından genel sağlık muayenesi yaptı. Evde kalan ve yaşları 20 ile 65 arasında değişen erkeklerle ayrı ayrı ilgilenen hekimler, depresyon testi ve sigara bağımlılığı ile ilgili de anket yaptı. Doç. Dr. Ruhuşen Kutlu, sığınmacı erkeklere sigara ve alkolün zararlarını anlattı.
Sığınma Evi’ni ziyaret ederek burada kalan konukları sağlık muayenesinden geçirdiklerini belirten Prof. Dr. Selma Çivi ise konuşmasında, “Hekimlik mesleğinin bir takım sosyal sorumluluk görevlerini de kapsıyor. Bu bilinçten hareketle önce Kadın Hayata Tutunma Evi’nde sağlık taraması yaptık. Ardından da Erkek Sığınma Evi’nde tarama yaptık. Birada barınan konukların 3’te 2’sinde sigaraya bağlı olarak kronik akciğer hastalığı, yüzde 85’inde depresyon, yüzde 40’ında beslenme bozukluğu (obezite - zayıflık) ile bazılarında bronşit ve hipertansiyon tespit edildi. Bir kişide ise daha önce teşhis konulmamış diabet ve hipertansiyon bulgusuna rastlandı. Gerekli ilaçları yazıp uygun tedavi programlarını da vakit geçirmeden başlattık.” dedi. Prof. Dr. Çivi, daha sağlıklı yaşam koşullarının oluşabilmesi için bu tür merkezlerin gerek kamu gerekse özel teşebbüslerce desteklenmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Sığınma Evi’ni ziyaret ederek burada kalan konukları sağlık muayenesinden geçirdiklerini belirten Prof. Dr. Selma Çivi ise konuşmasında, “Hekimlik mesleğinin bir takım sosyal sorumluluk görevlerini de kapsıyor. Bu bilinçten hareketle önce Kadın Hayata Tutunma Evi’nde sağlık taraması yaptık. Ardından da Erkek Sığınma Evi’nde tarama yaptık. Birada barınan konukların 3’te 2’sinde sigaraya bağlı olarak kronik akciğer hastalığı, yüzde 85’inde depresyon, yüzde 40’ında beslenme bozukluğu (obezite - zayıflık) ile bazılarında bronşit ve hipertansiyon tespit edildi. Bir kişide ise daha önce teşhis konulmamış diabet ve hipertansiyon bulgusuna rastlandı. Gerekli ilaçları yazıp uygun tedavi programlarını da vakit geçirmeden başlattık.” dedi. Prof. Dr. Çivi, daha sağlıklı yaşam koşullarının oluşabilmesi için bu tür merkezlerin gerek kamu gerekse özel teşebbüslerce desteklenmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.