Bir hikaye anlatarak başlayalım bugünkü yazımıza...
***
“Lüzumu halinde gireriz derinlere” diyerek, bir kıssa anlatarak mevzuu oluşturalım...
***
Çok fazla derine girmeden...
***
Bir profesör konferans vermek üzere, heyecanla salona girmiş...
**
Ama bakmış ki salon ön sırada oturan seyis dışında, bomboş...
***
Konuşup-konuşmama konusunda tereddüde düşen profesör sonunda Seyis'e sormuş:
“Buradaki tek kişi sensin... Sana göre konuşmalı mıyım, yoksa konuşmamalı mıyım?”
***
Seyis cevap vermiş:
“Hocam, ben basit bir insanım, bu konulardan anlamam...
Fakat, ahıra gelseydim ve bütün atların kaçıp bir tanesinin kaldığını görseydim, yine de onu beslerdim...”
***
Bu sözleri pek beğenen profesör konferansa başlamış...
***
İki saatin üzerinde konuşmuş durmuş, konferanstan sonra da kendini mutlu hissetmiş...
***
Dinleyicisinin de konferansın çok iyi olduğunu onaylanmasını umarak sormuş:
“Konuşmamı nasıl buldun?”
Seyis cevap vermiş:
“Hocam sana daha önce basit bir adam olduğumu ve bu konulardan pek anlamadığımı söylemiştim...”
***
Ve Seyis devam etmiş;
“Gene de eğer ahıra gelir, biri dışında tüm atların kaçtığını görseydim, onu beslerdim; ama elimdeki tüm yemi ona verip de hayvanı çatlatmazdım...”
***
Güzel değil mi?
***
Bazen cahile yatmak iyidir... Faydası vardır, zararı iyidir ...