14 Şubat Sevgililer Günü tüm dünyada ve bizim ülkemizde kutlandı. İsim olarak güzel ama neden bugün kutlanıyor ? Bir bakmak lazım. Romalıların icat ettiği Valentine adındaki Hıristiyan bir din adamının adına ilan edilen “Aziz valentin günü” olarak kutlanmaktadır. Kulağa hoş gelsin diye de adını ‘Sevgililer Günü’ koymuşlar.
Elbette kutlansın biz buna karşı değiliz. İnsanların birbirlerini sevmesi; doğal, hoş ve nezih bir anlayıştır. Ama neden bugün olsun? Biz de kendimize has; miladi ‘20 Nisan 571’ günü dünyaya gelen Peygamber Efendimiz için kutlayalım. Daha güzel ve milli olmaz mı? Zira biz Müslümanlar sevmeyi O’ndan öğrendik. Biliyorsunuz Arap toplumu İslam’la müşerref olmadan önce; kız çocuklarını diri diri toprağa gömer, içki içer, kan davası güder, kölelik, riba-faiz zirve yapmıştı. Kısaca tüm kötülükler mevcuttu. Taki Hz.Muhammed (sav) peygamber olarak tebliğ görevine başlayana kadar. Efendimiz hepsini sırası ile kaldırmış olup, insanları naif bir şekle dönüştürmüştür. Sizce de; bugünü en çok “O” hak etmiyor mu? O zaman bizde ‘Sevgililer Günü 20 Nisan olsun ne dersiniz?.
Rabbimiz (cc) Kerim kitabımızda Peygamberimizi bize şu şekilde ifade eder;
“Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.”Tevbe 128.ayet.
KIDEM TAZMİNATI
Şu günlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kıdem tazminatı konusunda çalışmalar yapmakta. Sayın Bakan Mehmet Müezzinoğlu yakında bununla ilgili yasanın çıkarılacağını duyurdu. Nasıl bir değişiklik olacak merakla bekliyoruz. Ancak özel sektörde kıdem tazminatı tam bir kanayan yara. Mevcut yasadan ne işveren memnun ne de işçi. Sürekli sorunlar yaşanmakta. İşveren kıdem tazminatı ödememek için sık sık eleman değişikliğine gider, ödememek için türlü formüller üretir. Dolayısı ile işçilerde mağdur durumda işveren de.
Devlet memuruna sahip çıkıyor. Emekli olunca kıdem tazminatı adı altında yüklü bir ödeme yapıyor. Tabii ki özel sektörde durum böyle değil, aynı işyerinde uzun soluklu çalışmalar yapılamıyor. Bunun sebebi de kıdem tazminatı. Tablo böyle olunca, gençler özel sektör yerine kamuda çalışmak için yıllarca mücadele veriyor. Böylece işsizlik oranı da artıyor. Mevcut SGK yasasında çalışanlar için işsizlik pirimi adı altında; yüzde 1 işçi, yüzde 2 işveren hissesi olmak üzere pirim yatırılmaktadır. Bir kısım çalışan, bu fonu kullanıyor. Kullanmayan da çoğunlukta, adaletsiz bir ortam oluşmaktadır. Bunu kaldırıp, yerine kıdem tazminatı pirimi adı altında fon oluşturulursa, pirim oranları biraz daha artırmak suretiyle gerçekleştirilebilinir. İşçi de emekli olunca fonda biriken parasını kıdem tazminatı olarak alır. Sonuçta hem çalışana bir güvence olur, hem de işverenle işçi karşı karşıya gelmemiş olur diye düşünüyoruz.
Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olun.