Abdalın biri oğluna kız istemeye gitmiş;
“Kızınız Kadifeyi oğlum, Hakverdi’ye istiyorum…” demiş…
Kızın babası;
“Olur, ama istediklerim var, verebilecek misin?” diyerek başlamış istediklerini sıralamaya;
“Mor göçüğü (eşek) isterim bir…”
“Kırmızı kayışlı davul isterim iki…”
“Gümüşlü Maraş zurnası isterim üç…”
“Alâ tazı ile kınalı kekliği de isterim dört…”
Oğlanın babası panikle ayağa fırlamış;
“Oho bu katlak (kadar) mal verdikten keri, Setter oğlu Hetter'in kızını alırım oğluma'
***
İçinde bulunduğumuz, önümüze getirilen, yaşamak zorunda bırakıldığımız sorunlara bir göz attığımızda, halkın bu konjonktürde üzerine düşen sorumlulukları fazlasıyla yerine getirdiğini görüyoruz…
En ağır vergilerin altında eziliyor…
Ekmeğini sayıları 5 milyonu bulmuş mültecilerle paylaşıyor…
Açlık sınırının neredeyse eksi iki katı altında yaşıyor…
Ekonomik istikrarsızlık altında fakirleştikçe fakirleşiyor…
Ortalama neredeyse yılda iki kez sandık başına gidiyor…
15 Temmuz’da tankların üzerine çıkarak iradesini teslim almaya çalışanlarla çarpışıyor…
İradesine bir türlü sahip çıkamayanların; “Yine aldatılmışız...” cümlelerine evlatlarının binlercesini şehit vererek destek olmaya çalışıyor…
***
Bu kadar ödenen bedelin yanında, içinde bulunduğumuz duruma sebep olanların pantolonunun ütüsü bile bozulmazken, yırtılanın sadece halkın yakası olduğunu görmek biraz tuhaf…
Tüm bu yaşananların, verilen onca desteğin üzerine hala halktan bir şeyler istemek, şartlar ortaya koymak, ölümü gösterip, sıtmaya razı ederek yönetmeyi bu halk hak etmiyor…
***
“Ne istediniz de vermedik...” diyenlere şayet işler bu minvalde giderse halk içinde yaşadığı sıkıntıları göstererek içinden çıkılmaz bir ders verebilir…
7 Haziran seçimlerinden halk bir ders verdiğine inanmış, ardından siyaset kurumundan sözler almıştı…
1 Kasım’da sandığa bu haleti ruhiye ile gitti…
Verilen sözler bir yana, ortaya bugün çıkan manzara, halkın taleplerinden hayli kopuk gözüküyor…
***
Siyaset kurumu ile halkın gündemi bambaşka…
Halkın gündeminde;
Taşerona kadro…
Vergi yükünün azaltılması…
İstihdamın çoğaltılması…
Sayıları hızla aratan mülteci krizi…
Asgari ücret artışı...
Emekliye zam…
Adil işleyen bir hukuk sistemi…
Şeffaflık…
Ekonominin düzlüğe çıkartılması…
Liste uzar gider…
Siyaset Kurumunu gündemi;
Başkanlık Sistemi…
Anayasa değişikliği…
***
Gündem birliği sağlanamazsa, bu kadar desteği halk kime verse;
“Setter’in kızı Hetter’i bile alır...” bilesiniz…